Saçların traducir francés
4,455 traducción paralela
Kim sana saldırıp saçlarını bu hale getirdi?
Qui t'a attaqué et fait cette coiffure?
Erin'in saçlarını seviyorum.
- Ok. Euh, j'aime les cheveux d'Erin.
Cildin, gözlerin, saçların öfke yönetimi psikolojisini sezgisel kavrayışın.
Ta peau, tes yeux, tes cheveux, ta prise intuitive concernant la psychologie de la gestion de la colère.
Harry iyileşmeyecek çünkü kahvaltısını yatağına getiriyor çoraplarını ısıtıyor, ona hikâyeler okuyor saçlarını tarıyorsun. Ve çirkin bir kız değilsin.
Harry ne veut pas aller mieux, parce que tu lui apporte à manger au lit, tu lui réchauffe ses chaussettes, tu lui lis des histoires... tu lui coiffes ses cheveux, et tu sais tu n'es pas moche.
Bence nazik biri olsaydın saçların seni terk etmezdi.
SI vous étiez plus sympa, vos cheveux seraient restés avec vous.
Saçlarınızın floresan ışığında parladığını biliyor musunuz?
Vous savez que vos cheveux brillent sous cette lumière?
Bana neden Maggie'nin saçlarının sizinki gibi olmadığını söyler misiniz?
Maintenant, dites-moi, pourquoi Marie ne coiffe-t-elle pas ses jolis cheveux plus comme vous?
Bana neden alımlı garsonların saçlarının sizinki gibi olmadığını söyler misiniz?
Eh... Maintenant, pourquoi toutes les jolies serveuses ne portent elles pas leurs cheveux comme les tiens?
Seninki de bu. "W" harfi yapıp ardından saçlarını tarar gibi elini hızlıca geriye atıyorsun.
c'est comme ça. tu le passes comme ça comme si tu remettais tes cheveux.
Rüzgâr saçlarını uçuruyor.
Le vent dans les cheveux.
Saçların kısa ama.
Tu as... les cheveux courts.
Güçlü bacakların ve sapsarı saçların olabilir..... ama halen ablamla nişanlısın ve bu da büyük bir engel.
Tu as peut-être des jambes musclées et de jolis cheveux blonds roux, mais tu es toujours fiancé à ma soeur, et c'est un tue l'amour.
Saçların komşumun köpeğine benziyor ama sen saç traşımdan bahsediyorsun.
Je veux dire, tu as, tu as une coupe de cheveux comme mon voisin Schnauzer, et tu me parle de toilette.
Saçlarını böyle salmaktansa arkadan bağlasan çok daha hoş olur.
Tu serais plus jolie les cheveux attachés que relâchés.
Ayrıca banyosunu yaptırıp, saçlarını yıkadım.
Et je lui ai donné un bain et lavé ses cheveux
Lütfen, hangi jüri sizin incileriniz ve harika saçlarınızla ve de bu lavanta kokan halinizle katil olduğunuzu düşünür?
Qu'elle jury vous déclarera coupable, avec vos perles et votre coiffure parfaite et votre subtile odeur de lavande?
Çok güzel saçların var. Gerçekten çok uzun zamandır onlara bir el atmayı istiyordum.
Tu as de si jolis cheveux, et je reve de m'en occuper depuis très longtemps.
Saçların çok güzel olacak.
Ça va être si beau.
Banyoda saçlarını mı... kestin?
Est-ce que tu viens de te couper les cheveux dans la salle de bain?
Eğer bir saat içerisinde saçlarına dokunmaya başlarsam hiç kimseyle seks yapmama izin verme.
Si je commence a toucher tes cheveux dans une heure, ne me laisse pas coucher avec n'importe qui.
"Hey, sürtük, saçların parlıyor, tamam mı?"
" tes cheveux brillent grave,
" Theresa, yapış şu kızın saçlarına.
"Theresa, attrape sa natte,"
Jimmy, ay ışığının saçlarında dalgalanışı beni çok... kırılgan hissettiriyor.
Jimmy, la manière dont la lune brille sur tes cheveux me fait sentir tellement... vulnérable.
Eminim sadece saçlarını köpürtüyordur. - Saçlarını mı köpürtüyor?
Elle doit se limer ses cheveux.
Kelle Avcısı Dog'u düşün ama boyalı saçlarını ve neşeli ruhunu çıkart.
Imagine, Dog, le chasseur de prime Sans, le mulet décoloré et Bel Esprit
Aptalsın, yazıların aptal ve saçların aptal.
T'es débile, t'écris des trucs débiles et ta coupe est débile.
Ve saçların tekboynuzun yelesi gibi.
Et tes cheveu sont comme la crinière d'une licorne.
Peki kim bu adam, nerede yaşıyor ve saçlarının durumu nasıl?
Bon, qui est-il, où vit-il, et comment sont ses cheveux?
Saçlarını kötü kestirirler, tüm dünya bundan haberdar olmalıdır.
Une coupe ratée? Tout le monde est au courant.
Hey! Saçların güzel olmuş, Mayu.
Mayu!
Sen ve o taş gibi sert saçların.
- Toi et tes cheveux raides.
Saçlarını bağlarsan daha iyi olur.
Mais t'aurais l'air mieux si tu relevais tes cheveux.
Bu sabah saçlarını yıkayamayan tek sen değilsin, tatlım.
Tu n'es pas la seule à ne pas s'être lavé les cheveux se matin, chérie.
Tabi saçlarını kuyruk yapmayı bitirir bitirmez.
Quand elle se sera coupé les cheveux.
Merak ediyorum bazen, çocuklar Tanrının kadınların saçlarını beyazlatmasının bir yolumu acaba diye.
Je me demande parfois, si les enfants ne sont pas le moyen de Dieu pour donner des cheveux gris aux femmes.
Saçların çok yumuşacık ve doğal görünüyor.
Vos cheveux ont l'air tellement crémeux et naturels.
Saçlarınızı o fotoğraflardakiler gibi yapmıyorlar!
Ils ont pas coiffé les gens sur ces photos!
Vay canına, saçlarını kestirmişsin.
Wow, tu as changé de coupe.
Belki de şu çocuğun saçlarının biraz daha uzamasını beklemelisiniz.
Peut être que tu pourrais dire à ce gamin de ce faire pousser les cheveux un peu plus.
Tutkulu olmanız gerekir, öngörülü olmanız gerekir, ama belli ki saçlarınızın olmasına gerek yok.
"Vous avez besoin de passion, de perspicacité, " mais apparemment pas de cheveux. "
Hani Sam, burnunu, saçlarını ve gözlerini senden almış ya?
Tu sais que Sam a ton nez tes cheveux et tes yeux?
Saçların böyle çok hoş olmuş.
Hey, tes cheveux ont l'air vraiment bien comme ça.
İnsanlar bu günlerde saçlarını kafalarında tutamıyorlar, açıkçası.
Les gens ne peuvent pas garder leurs cheveux sur leurs têtes ces jours-ci, apparemment
Hiç evden bu kadar uzaklaşmamıştım. Beni heyecanlandıran şeylerden biri de, en sonunda saçlarımı arkadan kazıtmaya kadar gidebilecek bir yola girmiş olmam.
Je n'ai jamais été plus loin que la maison ou pris un avion donc pour moi, c'est une des choses dont tu es excité, mais après tu as that little fear scratching at the back of your head
Görenler, koyu kahverengi saçları olan bir kadının kendi cüssesinin iki katı olan bir adamı dövüp sonra arabayla uzaklaştığını söylemişler.
Les témoins disent avoir vu une jeune femme avec des cheveux châtains foncés battre un homme qui faisait deux fois sa taille, puis s'est échappée avec la voiture de l'homme.
Lubna Abdul Aziz gibi saçlarımın kısa olmasını istiyorum.
J'aimerais bien me couper les cheveux plus courts.
Baban saçlarımı uzun yumuşakken seviyor.
Ton père n'aime pas les cheveux courts. Il les aime longs et soyeux.
Saçlar hoş olmuş ; uzlaşma için mi buradasın?
Belle coupe de cheveux, vous êtes ici pour un entretien d'embauche?
- Saçları sen yapar mısın? - Elbette.
- Tu pourras faire les coiffures?
Claire'ın saçları lüle lüle, Duane sana güle güle.
Mettons les choses au Claire, elle va donner un bon coup de Bailey.
Abraham, saçlarını sevdim.
♪ I want to sex you up ♪ [la cloche sonne]