Saçım traducir francés
10,390 traducción paralela
Resmen saçımı başımı yoluyordum.
Je me suis arraché les cheveux.
Ama birinin saçımı yanda tutmasını istiyorum. Böylece temiz bir şekilde kesebilir.
Mais que quelqu'un me tienne les cheveux, pour que la coupure soit nette.
Demin saçımı çektin.
Tu me tires les cheveux.
Saçım nasıl?
Comment sont mes cheveux?
Bir gün posta kutusunda saçım için bir kurdele buldum.
Et puis un jour j'ai trouvée ce ruban pour mes cheveux dans ma boite aux lettres.
Şunu bilin ki, saçım tamamen gerçektir.
Vous devez savoir que mes cheveux sont totalement vrais.
Ya da çocuklarım saçıma sakız yapıştırdığı içindir.
Ou mes enfants ont mit du chewing-gum dans mes cheveux.
Saçımı çek işte.
- Quoi? Tire mes cheveux.
- Saçım terlerse var ya... - Hadi, yürü!
- Si je sue du scalp...
- Hepimiz saçımızı aynı kestirirsek.
- Faisons-nous faire la même coupe.
En azından benim saçım leş gibi yağ kokmuyor.
Au moins, mes cheveux ne sentent plus le graillon.
- İşte bu yüzden saçımı kendim yapıyorum. - Dur biraz, bu saçın mı?
- C'est pour ça que je me coiffe seule.
Muhafız, en iyi gününde bile, anca saçımı dağıtabilirsin, ve sen zaten en iyi gününü çoktan yaşadın.
Gardien, sur ton meilleur jour, tu pourrais être capable de froisser mes cheveux, et tu as déjà eu ton meilleur jour.
- Saçımı kuruturken lokantaya nasıl insan çekeceğimizi buldum.
J'étais en train de faire un brushing, et j'ai trouvé comment le restaurant peut attirer plus de monde.
Kolostomi torbası mı o?
C'est un sac de coloscopie?
Kolostomi torbasından nasıl bahsetmezsin?
Pourquoi tu m'a pas parlé de son sac de coloscopie?
- Hayır, çantasından aldım.
Je l'ai prises dans son sac à main.
Ben onun saç tokasıyım.
Je suis son chouchou.
... çözmüş gibi göstereceğim, ve buradan kaybolacağım. Ve sabah uyandığında.. ... yastığının altında bir çanta nakit olacak.
Je disparaîtrai d'ici, et demain, quand tu te réveilleras, tu auras un gros sac de cash, sous ton oreiller.
Şimdiye kadar aklımıza gelen en iyi plan bağımlılar öğlen uykusundayken malları teker teker alıp zulalamak mı?
Le meilleur plan qu'on ait trouvé, c'est d'en passer un sac à la fois dans la foune quand les camées font leur sieste.
Saç tıraşını yaptığım her erkek.
A toutes les personnes que j'ai coiffé.
Çantamı tutar mısın?
Tu peux tenir mon sac, une seconde?
Şimdi senin doğru mu söylediğin yoksa kıçından mı salladığını anlayacağız. - Ee sonra?
On va savoir si tu es une vraie medium ou si tu n'as d'un tour dans ton sac.
Çantaya ihtiyacı olan var mı?
Quelqu'un a besoin de son sac?
Çantamı getirebilir misin?
Tu peux m'apporter mon sac?
Bana saç örgüsünü nasıl yapacağımı öğretmişti.
Elle m'a appris à tresser mes cheveux.
Saç kurutma makinesi ile kurulamaya çalıştım.
J'ai essayé de le passer au sèche-cheveux.
Bebeğimin saçından sakızı kesmem lazım.
J'ai dû couper les cheveux de ma poupée Kenny m'a informé.
Tarağından bir tutam saç, tükürüğü, ona ait bir şey lazım...
J'aurais besoin d'une mèche de cheveux d'un peigne, de la salive, un extrait...
Bir deri hücresi, bir tel saç Aleister'dan bir parça oluşturmak için ihtiyacım olan tek şey bu.
Une cellule de peau, une mèche de cheveux, c'est tout ce qu'il me faut pour avoir une partie d'Aleister.
Şu keseni getir bakalım.
Prends ton sac à main.
Çantanı toplasak mı?
On fait ton sac?
Hastanede çantamı mı karıştırdın?
Tu as fouillé dans mon sac?
Bunu giyimimden, duruşumdan, saç kesimimden ve daha birçok etkenden dolayı biliyorsun.
Vous savez cela grâce à ma façon de m'habiller, à ma posture, à la façon dont je me coiffe, plein de ces petites choses.
Saçını kaç paraya kestirdin bakayım?
Combien a coûté cette coupe de cheveux?
Her şey yolunda, aynen planladığımız gibi yalnız seçtiğim romantik komedi "Kayışlar ve Kelepçeler" porno olabilir.
Tout va bien, comme c'était prévu, sauf que la comédie romantique que j'ai choisi, "Sac ds Noeuds", est peut-être un porno.
Ama sonra cüzdanımı orada bıraktığımı hatırladım o yüzden onu bulmaya geldim.
Mais ensuite je me suis souvenue que j'avais oublié mon sac ici donc je suis venue le chercher.
Bütün annelerim gecenin sonunda havaalanı oteline gidip kaldığımız yerde saç bandı var mı diye bakmak istemiştir.
Tout ce que ma mère voulait faire en fin de soirée était aller dans un motel pour voir si des groupes de rock y étaient.
- Havuz kenarında onun çantasındaydım.
Piscine dans son sac.
Bilgisayarım çantamda.
Mon ordi est dans mon sac.
Yakaladın beni.
Tu m'as prise la main dans le sac.
- Saçımı çek. - Ne?
- Tire mes cheveux.
Kabarık saçı ve XXL dashikisiyle gezmiyor, tamam mı?
On la voit pas se trimbaler les cheveux en pétard et en boubou géant.
Saçınız yapılmasın mı istiyorsunuz?
Vous voulez pas que je vous coiffe?
Kıçına bir saç fırçası falan sokarım işte.
Je t'enfoncerai une brosse dans le cul.
Sana elimle bastırırım, saçını çekerim belki de boynunu ısırırım.
Je t'empêcherai de bouger, je te mordrai le co...
Saçını yapmamı falan ister misin?
Tu veux que je m'occupe de tes cheveux?
- Yok canım, daha çok saç bakım malzemeleri ve iç çamaşırlar birkaç tane de kitap vardı. - Buna gerek yoktu.
T'avais vraiment pas besoin de faire ça.
Hırkan ile sahte çantana da bayıldım.
T'es mignonne. J'adore ton pull et ton faux sac à main.
- Mamasan, saçına bayıldım. - Pekâlâ.
- Mamasan, j'aime vos cheveux.
- Yeni saç için param yok amına koyayım!
- Attends. Je ne peux pas m'acheter une nouvelle perruque.