Seen traducir francés
121 traducción paralela
# Have you ever seen the love lights #
Avez-vous jamais vu les feux de l'amour
Sen de ben de zamanın neler yapabileceğini gördük
Both you and I have seen what time can do
Sen de ben de zamanın neler yapabileceğini görürüz.
Both you and I have seen what time can do
O "Seen" yazıyor.
Il écrit "Seen"
Seen : Tamam, bunun hakkında çok sayıda neden var... Ben şu anda boyamıyorum.
Bon, ya plusieurs raisons pour lesquelles je ne peins pas en ce moment.
Bu koca şeyin etrafında benim "Mad Seen" i nasıl yaptığımı hatırlasana?
Tu te rappelles comment j'ai fait le "Mad Seen" avec le mur et la couleur partout autour?
"Mad Seen," 5.deki?
Le "Mad Seen," celui sur la ligne 5?
Seen gibi.
Comme, lui il s'appelle Seen.
O yürürken benim ismim Seen demiş, ve evet onu burda görüyorum.
Il peut se promener et dire, "Mon nom est Seen," et on lui dit, "Ouais, je l'ai vu ça ici et là."
ve Seen onunla idi, ve PJ, ve ben Seen'i çağırdığımda o bunu yalanladı.
Et Seen était avec lui, PJ aussi, J'ai appelé Seen, il a nié.
Gözlerim tanrının gelişindeki yüceliğe tanık oldu!
"We want the world, and we want it now!" My eyes have seen the glory of the coming of the Lord.
General. No reflection on you, sir but you know, my division, my Virginia boys we haven't seen all that much action for a long time.
Mon général, sans offense... mais vous savez, ma division, mes garçons de Virginie... nous n'avons pas vu beaucoup d'action depuis un bon bout de temps.
I've never seen someone eat so much.
Je n'ai jamais vu quelqu'un manger autant.
I have seen what happens to the proud when they take on the Throne.
J'ai vu ce qui arrivait aux orgueilleux qui s'emparaient du trône.
- So when somebody comes along who has seen things that Görmediğim, yaşamadığım ve sadece hayalini kurmuş olduğum şeyleri görmüş biri gelince savunmaya geçiyorum çünkü onunla rekabet edemem.
Quand une personne débarque... qui a vu des choses... ou vécu des choses que je rêve de faire... je me tiens sur la défensive... car je ne fais pas le poids.
/ / Seenaslimmyin a'vette Rolleddown myglass / /
/ / Seen a slimmyin a'vette Rolled down my glass / /
I'VE SEEN LONELY TiMES! ONLARI EYALET SAMPiYONASINDA EZELiM, KOC.
On va les écraser au championnat.
- "Daha bir şey görmedik!"
"Ain't Seen Nothin'Yet."
His name is Les and he's the most beautiful thing I've ever seen.
Son nom est Les... et c'est la plus belle chose que j'aie jamais vue.
Be seen in public.
Etre vus en public ensemble.
Reggie Ray, have you seen Janey anywhere?
Reggie Ray, tu as aperçu Janey?
I often stop and think About a place I've never seen
Je pense souvent A un endroit que je ne connais pas
Haven't you ever seen one of those before?
Vous n'avez jamais vu ça?
~ ~ Çalan Şarkı ~ ~
"Have You Ever Seen The Rain" par Creedence Clearwater Revival
Creedence Clearwater Revival "Have You Ever Seen The Rain"
* Quelqu'un m'a dit il y a bien longtemps *
Hep duyduğum ama hiç görmediğim şeyler.
All the things l've heard about But never really seen
Suee Seen adıyla gösteriler yapan eşi Dot ile çalkantılı bir ilişkileri vardı.
Il avait une relation houleuse avec sa femme Dot, qui se produisait avec... sous le nom de Su-e Seen.
I've seen your
l've seen your
I've seen your eyes
l've seen your eyes
Gördüğüm en eğlenceli şeylerden biriydi.
One of the things most funny that I have ever seen.
Bunun, uyuşturucu kullanan herkesin başına geldiğini gördüm.
I have seen succeed all those who we fall.
Nehirlerin yükselişini gördüm...
l've seen rivers rise
Dağların çöküşünü...
Seen mountains fall
Uçsuz bucaksız manzaraların sonunu...
Seen endless vistas coming to an end
Yıldızların çarpışmasını...
l've seen stars collide
İnsanın dünyaya hükmedişini... avucunun içine alışını gördüm... kendi bakış açısına göre şekillendirmesini...
l've seen men take The world into their hands And change it, mold it, to their point of view
Bazı insanların öne çıkışını... ve yapılacak son şey olduğu için savaştıklarını gördüm...
Seen men take a stand And fight when it s the one thing left to do
You seen it the whole time, didn't you, Bishop?
Toi, tu le savais, pour la statue, pas vrai, Bishop?
# Have you seen my coat?
# Have you seen my coat?
Have you seen, time machine? No fax machine.
Tu as deja vu... ne machine à remonter le temps?
Bir veya iki defa onu daha önce gördüm, benim yüzümü tanıyor
# l've seen her once or twice before She knows my face
* Ben daha zorunu gördüm *
l've seen the toughest around
* Elindekilerin en kötüsü değilim * * En kötüsü değilim * * oh, ne dediğimi anlamıyor musun?
I ain t the worst that you ve seen Ain't the worst that you ve seen Can't you see what I mean?
- Vay anasını. * - Have you seen him?
Ça alors!
Seen... o? !
Vu ce type?
Onu Seen?
Vu lui?
( Hiç böyle güzel bir heykel gördünüz mü? )
- Have you ever seen such a beautiful statue?
Aberdeen'den gelen Rock dinleyen kişiymişim gibi küçümseyici hissettirdi.
Degrading be seen as a guy Aberdeen that played rock and that he did not know even the'wipers'.
Burt, bu seen çok fazla şey atlattın.
Vous avez traversé beaucoup de choses, cette année.
* * * * * * * * * * * * * * * * * * * * Edit!
♪ Baby, look at me and tell me what you see ♪ ♪ You ain t seen the best of me yet ♪
Çeviri :
l've seen some changes but it s getting better all the time