English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ S ] / Semi

Semi traducir francés

795 traducción paralela
Sonra da tedavi edilmeleri için tam sosyalleşememiş Tanrı kompleksli taş kafaları getiriyorlar.
prenons tout les malades, et plaçons les à un endroit et faisons les traiter par un chimiste semi-socialisé ayant le complexe de Dieu.
Şey, aslında şu yaşlı adam vardı Eh işte, serseri biri, cidden.
Il y a bien ce vieux... un semi-clochard.
Hafif parasal komplikasyonlar ile yarım ay şeklinde uçan trapezlerin pastoral etkisi.
Un soupçon de complications monétaires avec contractions bucoliques des trapèzes volants semi-lunaires.
Orta-dairesel kulak kanallarï karanlïkta, sol yerine saga döndügüne inandïrdï.
Dans l'obscurité, ses canaux semi - circulaires lui ont fait croire... qu'il virait à gauche alors qu'il virait à droite.
Bu ; 30 kalibrelik, gazla otomatik yükleme yapan yarı-otomatik tüfek.
C'est un calibre.30, chargeur à gaz, semi-automatique.
Ulaştıkları yükseklikleri. Ama sonra, görünüşe göre tüm tarihlerini zirveye çıkaracak çok büyük bir başarının eşiğindeyken bu mükemmel ırk bir gecede yok olmuş.
Ils avaient atteint de reels sommets... mais alors qu'ils etaient a la veille d'une decouverte supreme... qui aurait couronne toute leur histoire... cette race semi-divine disparut en une nuit.
Görüşü sorunlu, yarı felçli durumda.
Troubles visuels, semi-paralysie...
Yeni bir iş buldun. Bir kurumda odacıydın.
Tu avais trouvé un travail, commis dans un organisme semi-public.
V-2 leri ateşlemek için dev bir taşıyıcı yapmışlar.
Pour le lancement des V-2, ils ont inventé un énorme semi-remorque.
Yarımay kapakçık ( semilunar valf ) her an solumuzda belirebilir.
La valve semi-Iunaire devrait apparaître sur notre gauche.
Bir din manyağı, bir öfkeli cüce, iki geri zekalı... Gerisini sen düşün.
Un fanatique, un nabot pervers, deux semi-crétins, et je refuse de penser au reste!
Tarafsızı oynayan yüce kişilik.
Un certain détachement semi-divin.
İçi protoplazmadan oluşuyor, daha katı bir jölemsi katmandan yarı sıvı bir merkez kütleye değişiyor.
Intérieur composé de protoplasme. Texture : couche gélatineuse ferme et masse centrale semi-fluide.
Bu film yarı-gizli bir kamera ile çekilmiştir.
Prises de vue à la caméra semi-baladeuse.
Kuracağım bir oyun var. Ama kurala tam uygun değil.
J'ai une stratégie, un jeu de semi-admissible.
Bu seni kurala yarı uygun duruma sokuyor.
Ça te rend semi-admissible.
Buraya derhal bir ambulans yollayın.
Elle est dans un semi-coma.
12 kalibrelik pompalı tüfek istiyorum.
Un fusil de chasse, semi-automatique.
Belki bir ölü bulursun. Belki de benim gibi köşesine çekilmiş birini bulursun.
La plupart d'entre eux sont morts... ou en semi-retraite comme moi.
Yarım daire Roma kemerini yüksek ve Gotik bir kubbe kemere çevirip böylece gerilimin kemerlerden dışarıya doğru akması sağlanmıştır.
Elles ont transformé la voûte romaine semi-circulaire en haute et aiguë voûte gothique de telle manière que l'effort traverse la voûte jusqu ´ à l'extérieur du bâtiment.
Senin gibi, Quincy, Massachusetts'te oturan birine bir tırı, Burlington'dan Portland'a sürmesi için bir sürü telefon geliyor olmalı.
Un homme comme toi, qui vit à Quincy, dans le Massachusetts, doit recevoir beaucoup de coups de fil pour conduire un semi de Burlington à Portland.
Ama o bir kamyonun içinde sekiz dakika arkandaydı.
Mais avec le semi-remorque il avait huit minutes de retard.
Birinci sınıf, yarı profesyonel, Güneydoğu liginde.
Niveau 1, dans la ligue semi-professionnelle du Sud-est.
Bay Crewe, yarı profesyonel futbol hakkında ne düşünüyorsun?
Monsieur Crewe, que pensez-vous des semi-professionnels?
Dediğin gibi benimkiler yarı profesyonel. Çocuk oyuncağı.
Ce ne sont que des semi-pros, de la rigolade!
Bu palyaçoların lisede futbol oynayıp oynamadıklarını bile bilmezken yarı profesyonel bir takımla maç yapıyoruz.
Ces rigolos n'ont peut-être jamais joué au football, et on rencontre des semi-pros.
Sonra bilincini nerdeyse kaybetmiş gibi, kendini bir sandalyeye attı... ve spermlerini, yanmış giysilerimden artakalanların üzerine akıtacak şekilde boşaldı.
Puis il tomba dans un état de semi-inconscience, se jeta sur un sičge et éjacula faisant jaillir son sperme sur les restes carbonisés de mes vętements.
- Bense... Bense bir tür yarı-profesyonel fotoğrafçıyım diyelim.
- Et moi, je suis une photographe semi-professionnelle pleine d'espoir.
Görünüşe göre Almanlar bazı keşifler yapmışlar ve sadece semi-metallerin bizi kurtarabileceğini söylemişler.
Des chercheurs allemands l'auraient établi, ils disent qu'il faut chercher le salut dans les métalloïíïdes...
- Bu senin kamyonun, değil mi evlat? - Evet.
- Il est à vous ce semi-remorque?
Bilgin olsun diye söylüyorum, böyle bir iş hiçbir zaman senin kamyonla yapılmadı.
Personne ne l'a jamais fait avec un semi-remorque.
Çünkü kamyonsuz hiç yapmadık. Olumsuz düşünmeyi bırakmalısın.
C'est parce que toi et moi, on l'a jamais fait en semi-remorque.
Bir GMC ile karşılaşırsak benim koca Mack'le o hurdanın hakkından geleceğim.
Avec mon Mack, je vous grille tous! Je bourre le cul de ton semi!
Köpeğinin adını bile "Cameron" koymuştu.
Il a appelé son chien "Semi".
Tehuantepec'in tüm insanları yavaş ve sakince... doğayla iç içe yaşarlar.
Toute la population de Tehuantepec participe à cet événement. C'est ainsi que coule lentement cette vie semi-végétale dans le vieux Mexique tropical dont les siècles n'ont pas changé les coutumes.
Radyo sinyallerinin, akıllı ya da yarı akıllı yaşam formlarının televizyon veya radyolarından gelebileceği fikrine alışkınızdır.
Celles-ci peuvent venir d'une forme de vie intelligente... ou semi-intelligente : stations de télévision ou de radio.
Bunlar mükemmel inşaa edilmiş yarı zeki robotlar.
Véritables chef-d'oeuvres... ce sont des robots semi-intelligents.
Araç 55. Biz bir kamyonun içindeyiz.
Nous sommes dans un semi-remorque!
# Amatör tiyatroda oyunculuk, sonra yarı profesyonellik.
Théâtre amateur, puis semi-professionnel.
Buna inanmıyorum, on tonluk bir kamyonla tavuk dövüşü yapıyorum.
Je n'y crois pas. Je fais la course avec un semi-remorque.
Yarı otomatik. 308 kalibre ve katlanır dipçik.
Semi-automatique. Du 308, avec... avec un füt pliant.
Yarı otomatik.
Un semi-automatique.
"Arkadaşlarımla kayak tatiline gitmek istiyorum." deseydim ne derdin?
"Je veux passer un week-end au ski semi-inoffensif avec mes copains."
Yarı profesyoneller.
Des semi-pros.
Yarı profesyonel.
Semi-pros.
12 çaplı otomatik yüklemeli.
Le semi-automatique calibre 1 2.
- O bir tır şoförü.
- Elle conduit un semi-remorque.
BİR BİSİKLETLİNİN ÖLÜMÜ
Si on suppose que le centre de la circonférence décrit une ellipse de semi-axe M et N, l'équation paramétrique de cette ellipse sera -
Buradaki bey o tırın sahibini öğrenmek istiyor.
Monsieur aimerais savoir à qui appartient le semi-remorque.
Tır sizin mi? Ne olmuş?
C'est à vous le semi-remorque?
Frasier, açıklayabilirim.
J'ai arrêté un semi-remorque et j'ai ainsi pu rentrer.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]