English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ S ] / Serin

Serin traducir francés

900 traducción paralela
Güneş bir kez daha battı, gece ortaya çıktı yıldızlar da gökyüzünün o serin ve koyu mor rengine gömülüverdiler.
Le soleil s'est couché à nouveau – la nuit est tombé - les étoiles brûlaient doucement dans le ciel violet frais et sombre.
Geçmişteki kötü anıları süpüren, serin bir esinti gibiydi.
Il était comme un souffle d'air frais qui effaçait le souvenir amer de son passé.
Oh, burası çok şirin ve oldukça da serin.
C'est frais ici à l'ombre.
Tanrım! Orman serin Tek düşüncem babam,
la forêt est drue nom de delà Papa est encore vieux gars
Bu gece, hava biraz serin.
Il fait frisquet ce soir.
- Bana bırakın. Serin ve hoş.
Laisse-toi faire, elle est bien fraiche!
Ama sence de bir tüfek olmadan hava biraz serin değil mi?
Ne pensez-vous pas qu'il fait un peu froid?
- Serin bir içkiye ne dersin?
Si on buvait bien frais?
Pencerenin yanı daha serin.
Il fait plus frais près de la fenètre.
Serin oldu.
Il fait froid ici.
Ama payına Tanrı'nın cenneti güney rüzgarının serin kucağı düştü.
Il aimait le bleu des cieux divins et la douce brise venant du sud.
Sıcak pazar günlerinde öğleden sonraları, serin ağaçlar altında balık tutuyorsun. Soğuk biranı içiyorsun.
Par un chaud après-midi de dimanche, pêcher à la fraîcheur des arbres... et boire de la bière glacée à petites gorgées.
Burası birden pek serin oldu.
Il fait bien froid, tout à coup.
Frank'a bu evin serin olduğunu söyle.
Dis à Frank qu'il fait frisquet chez lui.
Barnes'in meşhur punçundan getireyim. Serin, masum ve aldatıcıdır.
Le punch frais, candide et trompeur de Barnes!
Burası çok sıcak. Ben çok serin bir yer biliyorum.
Je connais un endroit plus frais.
Elin çok serin.
Votre main est fraîche.
- Kanaryanız güzel ötüyor.
- Il siffle bien, votre serin!
Bir mevsim, dağdaki göller gibi serin, temiz su bulunur.
Une fois, on a de l'eau fraîche, de vrais lacs de montagne.
Bozkırdan doğru hep serin bir meltem eser.
Il y a toujours de la brise là-bas.
Serin bir banyo yaptım, ki onu benden kimse alamaz.
Le bain m'a rafraîchi.
Su nasıl? Göründüğü kadar serin mi?
L'eau est aussi fraîche qu'elle en a l'air?
Şehirdeki tek serin yer fazla iş yapmıyor.
Vous n'êtes pas débordés de travail!
Serin bir gece, değil mi Bayan Corney.
- Il fait froid, cette nuit.
Burası biraz serin olur.
Il peut faire frais par ici.
Serin bir yerlere.
Chercher un endroit frais.
Taş serin. Burada dinleneceğim.
La pierre est fraîche.
Ve sonra bir kat yukarı çıktım çünkü orası daha serin oluyor.
Et j'ai voulu monter parce qu'il faisait plus frais.
- Yeşil, serin, güzel bir yer.
C'est vert, magnifique.
Birden serin bir rüzgar yaprakları hışırdattı.
Soudain, une petite brise fraîche agita les feuilles
Güzel, geniş, yeşil ve serin bir çayır.
Un grand pré vert, frais...
Daha serin hissedecek, değil mi?
Elle aura moins chaud cet été.
- Daha serin.
- L'air est plus frais.
Gölgelik ve serin.
- C'est frais et ombragé.
Gölgelik ve serin mi? Burası çöplük!
C'est une décharge!
- Ne? - Yere serin.
On va les relier au sol.
Orası daha serin.
Il y fait plus frais.
Ve serin kapalı bir sabah, sirk treninin ilk kısmı tren istasyonuna yaklaşır, şehir hala uyanmamıştır.
Dans le matin gris et frileux, la première partie du train s'élance sur les rails, bien avant que la ville ne s'éveille.
# Seni tutacaktır serin ve taze #
Une bouffée d'organdi
- İyiyim. - Bugün biraz serin.
- Tu n'as pas froid?
Josefa, parkta yürüyüşe çıkalım. Orası serin olabilir.
Allons faire un tour dans le parc.
Bunları alıp serin bir yerde saklayabilir misin?
Gardez tout ca au frais.
Hava daha serin burada.
Il fait plus frais maintenant.
Senin ihtiyacın olan şey, güzel, büyük, serin bir içecek.
Ce qu'il vous faut, c'est un apéritif rafraîchissant.
Veya güzel, büyük, serin bir uyku daha iyi olur.
Dormir serait tout aussi rafraîchissant.
Sanki bir pencere açılmış da..... bu havasız evde serin bir rüzgar esmiş gibi.
C'est comme si une fenêtre s'était ouverte et qu'une douce brise caressait cette vieille maison ennuyeuse.
İyidir, hava biraz serin ve acıkmaya da başladım.
Tout va bien, mais ça fraîchit un peu, et en plus, je commence à avoir faim!
SERİN YERDE SAKLAYIN
GARDER AU FRAIS
Tatlı ve serin.
Cette eau est réellement bien.
- Burası nasıl serin gelin bir bakin
- Il fait frais, ici.
Güneş var ama hava biraz serin.
Quel froid!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]