Serpentine traducir francés
31 traducción paralela
Arkadaşlarım bana Serpentine Kaşmir der.
tous les soirs, je vais à Bullier, mes amis m'ont surnommé "Casimir le serpentin".
Yılana benziyor, öyle değil mi?
- C'est de la serpentine, non? - Oui.
O, bu gezegen üzerinde, bir şapkanın altındaki nefis bir parça öyle ki, bir adama "Yılan-Sesleri Kardeşliği" ni bile telkin edebilir.
Elle est l'une des femmes les plus attirantes au monde! C'est ainsi que la décrivent les palefreniers du quartier de Serpentine.
Serpentine'da yine mi trajedi olmuş?
Il possède cinq pour cent des actions Cape Gold.
Serpentine'da yine mi trajedi olmuş?
Une tragédie boursière?
Burası Serpentine Tepesi.
Il nous avait prévenu qu'il était fort.
Yedi Kızkardeşler'den Serpentine!
C'est la devise de Serpentine.
Serpentine'in bilgisi olmaksızın Serpentine'in hanesine girebileceğinizi mi sanmıştın yavrum?
Crois-tu que tu pourrais entrer dans la maison de Serpentine sans que Serpentine ne le sache, petite?
Pekala, Serpentine idi.
Bien, ainsi c'était ton ancienne patronne?
"Uslu çocuk ol, yoksa seni Serpentine'a veririm."
"Comporte-toi bien ou Serpentine viendra te chercher".
Bir kez Serpentine'e bir şilin atmıştım.
Une fois, j'ai jeté un shilling dans le lac.
Popomu ısırabilir!
Et ben, bouffe mon rayon, serpentine!
Serpantin... Bay Takehashi'nin elini bronzlayıp, ucuz tahta bir plakaya monte edin.
Serpentine... veuillez couler la main de M. Takehashi dans le bronze et la monter sur du contreplaqué.
Projenin adı Serpantin Rüya Teorisi'ydi.
Le projet s'appelait'Théorie serpentine imaginaire'.
Sanırım serpantin kayışı koptu.
Je pense que ma courroie Serpentine est cassee.
Serpantin kayış mı?
Votre courroie Serpentine?
Serpantin kayışını değiştirmek kolay.
C'est facile a remplacer une courroie Serpentine.
Yeni bir serpantin kayış ne kadara mal olur?
C'est combien une courroie Serpentine?
Adam serpantin kayışı konusunda haklıymış.
Et bien la personne avait raison a propose de la courroie Serpentine.
Ben Evra Von Britow ve grubumuzun adı Serpentine.
Je m'appelle Evra Von Britow, et on est Serpentine.
Bastonunu görüyor musun? Afrika yılan ağacından. İçinde oldukça dayanıklı çelikten bir kılıç gizli.
Canne en serpentine d'Afrique fort rare, cachant une lame d'acier dur.
Babou, yılan hareketlerle!
Babou, serpentine! Oui, bon...
Yılan gibi, seni aptal!
- Serpentine, idiot!
Bir sabah, Serpentine sularının altında boğuldu.
Il s'est noyé un matin, dans la Serpentine.
Geçen yıl Serpentine'de beş adam boğuldu.
Cinq hommes noyés dans la Serpentine cette année.
Serpentine'le Hyde Park falan.
Se rappeler du Serpentine, de Hyde Park...
- Bu bir kapan kaplumbaga.
C'est une tortue serpentine.
Serpentine'da geçen yıl sergisi vardı.
Elle a exposé à la Serpentine.
Beni sandalla Serpentine Gölü'ne götürüp Keats'ten alıntı yapmıştı.
Il m'a emmenée en aviron sur le Serpentine et a récité du Keats par cœur.
Annem dönme dolaba binmeme izin vermediği için Serpentine Köprüsü'nden attığım... -... çantasının rengiyle.
La couleur du sac de ma mère que j'ai balancé d'un pont quand elle m'a refusé le manège.
İndirin şunu!
Serpentine, Babou!