Signal traducir francés
9,469 traducción paralela
İşaretimle.
A mon signal.
Ödül avcıları ile iletişime geçmek için de hâlâ bana ihtiyacınız var.
Et vous avez besoin de moi pour vous dire comment donner le signal aux chasseurs de primes.
Ödül avcılarına nasıl işaret vereceğiz?
C'est quoi le signal pour les chasseurs de primes?
Aylardır hiçbir sinyal alamadık.
Nous n'avons plus de signal depuis des mois.
Instagram'daki 3 takipçime umut ışığı olmak istedim sadece.
Je voulais que ce soit un signal d'espoir pour mes trois abonnés sur Instagram.
Doğa üstü yaratıklar için bir yol gösterici.
C'est un signal pour les créatures surnaturelles.
Nasıl istersen.
Fais le signal.
Sinyali arttırıyor.
Ça renforce le signal.
Güçlü bir sinyal yayıcı olacaksın.
Vous deviendrez un signal fort.
Hiçbir sinyal veya radyo frekansı, kubbeye giriş çıkış yapamaz.
Aucun signal, radio ou autres, ne peut entrer ou sortir du dôme.
Kesinlikle, ben de bu yüzden vericinin sinyalini arttırıyorum.
Exactement, c'est pour ça que je trafique le signal du transmetteur.
Kubbenin dışına çıkamadığı zaman, duvarlarda ileri geri sekecek radyo sinyali gibi bir güç oluşturacak ve iyonosferin dışına sıçrayacak.
S'il ne peut sortir du dôme, il rebondira sur les murs, encore et encore, gagnant en puissance, comme un signal radio AM, qui rebondit sur la ionosphère la nuit.
Dawn'la buluşacağım, mikrofonları yerleştireceğim ametistlerle ne yaptığına bakacağım ve sinyali tekrar size göndereceğim.
Retrouver Dawn, mettre en place des micros, récupérer ce qu'elle fait avec les améthystes, vous renvoyer le signal.
Bilmiyorum ama sinyali yakındaki diğer baz istasyonlarıyla üçgenlemeye aldığımda... -... daha kesin bir lokasyona ulaşabildim. - Montrose Eyalet ormanı mı?
Je ne sais pas, mais en faisant une recherche triangulaire sur le signal à partir des antennes relais des environs, j'ai pu déterminer une zone plus précise.
Güçlü bir cep telefonu sinyali alıyorum, üç yönünde.
Puissant signal téléphonique, 3 heures.
- Talimatımı bekleyin. - Hayır.
A mon signal.
Kapa çeneni işaretine benziyor.
On dirait le signal de la fermer.
Şu kabloyu dışarı çek bakalım sinyal alabilecek miyiz?
Prend cette bobine, et déroule-la jusqu'à l'extérieur, et regarde si on a un signal.
Sinyal Kopenhag'dan geliyor.
Le signal vient de Copenhague.
- Sinyal hareket etmiyor.
Le signal bouge pas.
Sinyali kaybettik.
On a perdu le signal.
Sinyali kaybetmişler.
Ils ont perdu le signal.
- Sinyali kaybettik.
- Plus de signal.
Bir kaç dakikalığına sinyali kaybettik, sonra...
On a perdu le signal plusieurs minutes, puis...
Zil çalınca.
Au signal.
- Sinyal az önce yok oldu!
Le signal vient de disparaitre!
Arkadaşımız, laptopun sinyalini New York'taki FBI binasında buldu...
Donc notre ami a localisé le signal de l'ordinateur portable Au FBI à New-York.
Yani, laptop kimlerdeyse peşinde olduklarımızı biliyor gibiydi bu yüzden de biz onları bulmadan hemen önce sinyal kayboldu.
Quiconque qui avait l'ordinateur savait qu'on était après eux, alors ils ont coupé le signal juste avant qu'on les trouves.
Baz istasyon bir kanal içinde Jake'in sinyalini yakaladı.
Une tour vient de capter le signal du portable de Jake.
Öyle mi? Evet, şu an beynindeki sinir taşıyıcılar yanlış mesaj göndererek sempatik sinir sistemini harekete geçiriyor.
En ce moment, les neurotransmetteurs de ton cerveau envoient le mauvais signal... activant ton système sympathique.
Şimdi kemer teknolojisi bir spektrum sinyali sayesinde aradaki bağlantıyı devam ettirmeye çalışıyor.
La connexion s'est adaptée pour continuer par un signal à large spectre.
Ama sinyal kesileceğine, beyinlerinde hasar meydana geldi.
Mais à la place d'un signal faible, ils ont eu des dommages cérébraux.
İşaretimle tam yol tornistan!
À mon signal, en arrière toute!
"Pilotumuz, kemer ışıklarını söndürmüş bulunmaktadır."
Le pilote a éteint le signal pour les ceintures.
Neden? Ormanın derinliklerine gidip elektromanyetik sinyal veren bir şey bağlayalım ve yarasaların gözünden kaçmasın diye bir şekilde güçlendirelim.
- Nous nous sommes enfoncés dans la fôret et nous nous sommes connectés à quelque chose avec un signal électro magnétique, et nous l'avons augmenté pour que les chauve-souris ne puissent pas le rater.
Eğer öyle bir sinyal veren bir şeyimiz olsaydı.
Si on avait un truc pour émettre ce genre de signal.
Sinyal verdiğimde nedenini bilmeksizin geldiler.
Ils sont venus à mon signal, sans savoir pourquoi.
Sinyal Kayboldu Sistemi Yeniden Başlatın
Signal perdu. Redémarrer le système.
Belki sinyal alabiliriz.
On pourrait peut-être avoir un signal.
Elimizde yeterince mor taş ve kubbeye bir sinyal göndermenin bir yolu yok mu?
Donc on n'a pas assez d'améthystes, et aucun moyen de transmettre le signal au dôme?
... yani frekansın kuvveti kubbeye ulaşıncaya kadar vericinin sinyalini arttıracağım. Abra kadabra!
donc j'augmenterai le signal du transmetteur jusqu'à ce que le son soit assez fort pour que le dôme les reçoive, et boum!
Giriyoruz.
C'est le signal.
Sinyal mülkün arkasında bir yerde olduğunu gösteriyor.
Attent Le signal montre qu'il est à l'arrière de la propriété.
Bunun korkaklık mesajı vermesinden çekiniyor.
Il pense que serait un signal d'un acte de lâcheté.
Ne tarafa çevirirsem çevireyim sinyal değişmiyor.
C'est marrant... le signal ne bouge pas peu importe la position indiquée.
Size söylüyorum, sinyal en yakın telefon kimdeyse ona göre hareket ediyor.
Je vous le dis, le signal se déplace en fonction du téléphone le plus proche.
- Sinyal bu tarafta kesinlikle daha güçlü.
Le signal est bien plus fort ici.
- Sivil tekne.
mon signal.
Kısa zamanda sinyalinden onu telefonuna ulaşabileceğimizi düşünüyorum.
On l'aura dès que le signal de son téléphone se connecte avec les trois tours.
Sinyal karadan geliyor efendim.
Le signal vient de la terre, monsieur.
Sinyal % 100 seviyesinde.
Le signal est à 100 %.