Snake traducir francés
609 traducción paralela
- Snake River'ı hatırlıyırsundur, Bill.
Tu te rappelles, Bill, cette fois sur la rivière Snake...
- Snake.
Snake.
Sanırım Snake işi benim kadar iyi yapamıyordur.
J'espère que... Snake n'a pas fait de blagues?
Bannock ve Snake'lerin de aynı renkleri kullandığını gördüm.
J'ai vu les Bannocks et les Snakes utiliser ces couleurs. Oui.
Snake'te Martinsen ile birlikteydim.
J'étais avec Martinsen sur la Snake.
- Snake River'dan geldiğinizi söylediler.
- On m'a dit que vous êtes de Snake River.
ve Slim, Çılgın Yılan`a biniyor.
Slim monte Crazy Snake.
- Devam et Snake.
- Vas-y, Serpent.
bürosundaki yılını dışarı çıkardığım kadın... bana bu elbiseyi verdi.
au comptoir de Snake Flats. puis elle m'a donné cette robe. Vous avez vu le chapeau?
Ben Snake River Rufus Krile, evimden çok uzaktayım.
Rufus Knile est loin de chez lui.
Snake River Rufus Krile yaptı sanırım.
Un nommé Rufus Crile.
Yılan nehri.
La Snake River.
Belki Tod'la Snake's Cross'ta karşılaşırız.
On croisera peut-être Little Tod.
İşte beyler, bu Yürüyen Yılan.
Je vous présente Snake Walker.
Onlara işini anlat, Yılan.
Dis-leur ce que tu fais, Snake.
Bana Snake de.
Appelez-moi Snake.
Ne Hartford Zirvesi kalır ne de Snake Plissken.
Plus de sommet de Hartford et plus de Snake Plissken.
Hey! Sen Snake Plissken'sın, değil mi?
Hé, t'es Plissken Snake, pas vrai?
Hey! Aşağıda dolaşmak istemezsin, Snake.
Hé, je te conseille pas de te balader par là, Snake.
Wow, Snake Plissken. Pekala!
J'ai trouvé Snake Plissken.
Burada bir silahla ne yapıyorsun, Snake?
Super! Qu'est-ce que tu fais là armé?
Beni de götür, Snake.
Emmène-moi avec toi, Snake.
Kötü bir mahalle, Snake!
Sale quartier!
Hey, Snake, ne zaman içeri girdin?
T'es arrivé quand, Snake?
Ohhh, Snake Plissken taksimde.
Oh, Snake Plissken dans mon taxi?
Hey, sıkı dur, Snake.
Accroche-toi.
- Hey, orada ne yapıyordun, Snake?
- Tu faisais quoi là-bas?
Ama sen istisnasın, Snake.
Mais t'es un cas à part, Snake.
Tamam, Snake.
Ca va, Snake.
- Hayır, bu Snake!
- C'est Snake!
Snake Plissken.
Snake Plissken.
Hey, mekan hakkında ne düşünüyorsun, Snake? Eskiden halk kütüphanesiymiş.
Tu te souviens, Snake, c'était la bibliothèque municipale ici.
Snake?
Snake?
Bana Snake Plissken'ı tanıdığını hiç söylemedin, Brain.
Tu m'as jamais dit que tu connaissais Snake.
- Yemin ederim, Snake, bilmiyorum.
- Je te jure que je sais pas.
Ne görüş ama, Snake!
Quel spectacle!
Evet, artık Snake'leyiz.
On est avec Snake maintenant.
Snake Plissken, Duke.
C'est Snake Plissken.
Kıpırdama, Snake.
Ne bouge pas, Snake.
Snake! Snake!
Snake!
Snake!
Snake!
- Dinle, Snake, yemin ederim öldüğünü sanmıştım.
- Snake, je te croyais mort.
- Nasıl okunacağını ben biliyorum, Snake.
- Je suis le seul à pouvoir le lire.
Yemin ederim, Snake, yerini biliyorum.
Je sais où elle est.
Anlaşman sona erdi, Snake.
La fête est finie.
- Bas gaza, Snake!
- Vas-y!
Biraz yavaşlamalısın, Snake.
Ralentis un peu.
- Sanırım ileride üç mayın var, Snake.
- Je crois qu'il y a trois mines devant.
Arabamı çok zorluyorsun, Snake.
Tu la pousses trop.
Beni öldürecek misin, Snake?
Tu vas me tuer, Snake?
Bir cehennem timi kuruyoruz, Snake.
On ferait une sacrée équipe, Snake.