Sorgulama traducir francés
1,362 traducción paralela
Polis sorgulama için aranan şahsın robot resmini yayınladı.
La police a dressé le portrait-robot d'un suspect.
- Beni sorgulama!
- Ne me contredis pas!
Bir daha beni sorgulama.
Pas de questions.
Sorgulama başlamak üzere.
L'interrogatoire va commencer.
Sorgulama da mı yapılmamış?
On n'a rien vu. Même au procès?
- Hayır. O zaman yöntemlerimi sorgulama.
Comme tu peux le remarquer, vu leur état,
Bazı sorgulama teknikleri kullandıklarını söylediler.
Ils ont dit qu'ils avaient utilisé des méthodes d'interrogation.
Lee'yi tutuklayıp sorgulama için CTU'ya getiren kişi sen olursan sevinirim.
J'aimerais que vous mettiez personnellement Lee en garde à vue et le rameniez à la CAT pour un interrogatoire.
Onunla ilgilenin ve sorgulama için hazırlayın.
Qu'on la soigne et qu'on la prépare pour l'interrogatoire.
Curtis, henüz Marianne'yi Paul hakkında sorgulama fırsatı buldu mu?
Est-ce que Curtis a eu une chance de questionner Maryanne sur Paul?
Şu anda sorgulama için buraya getiriliyor.
Il est amené ici pour être interrogé maintenant.
Sorgulama yöntemini ayarlamamı ister misin?
Voulez-vous que je dirige les juridictions?
Sorgulama dönemi maratonu olacak.
Ca va être un débriefing marathon.
Görev tamamlanınca Vlachko'yu sorgulama için getirebiliriz.
Une fois que la mission est complète, on peut ramener Vlachko pour l'interrogatoire.
Bunun bir sorgulama taktiği olduğunu düşünüyorsun.
Tu penses que c'est encore une technique d'interrogatoire.
FBI'dan'Sorgulama için alıkoyun'emri aldınız dimi?
Vous avez eu une requête du FBI pour m'arreter, n'est-ce pas?
Sorgulama sırasında bu konuyu onlar açtı sayın yargıç.
Ils ont ouvert cette voie d'interrogation, votre Honneur.
Bu garip bir sorgulama yöntemi dimi?
C'est une genre d'interrogatoire assez bizarre, huh?
- Evet, dedektif ona sorgulama anında bir ebeveyn ya da avukat isteyip istemediğini sormuş.
Oui, l'inspecteur lui a demandé s'il voulait la présence d'un parent ou d'un avocat durant l'interrogatoire.
Sorgulama ile taciz arasındaki çizgi nereden geçiyor?
Quand cet interrogatoire devient-il du harcèlement?
Sana sorgulama hakkında mesaj yollamıştım.
Au sujet de l'interrogatoire, je t'ai laissé un message.
Sorgulama için yolda.
Il va être conduit en salle d'interrogation.
Sorgulama konusunda yani.
- Pour les interrogatoires.
- Öyleyse beni sorgulama.
- Alors faites ce qu'on vous dit.
Pekala. Sorgulama vakti.
Bien, alors, c'est l'heure des questions.
Ben senin dostlarını merak etmiyorum, sen de benimkileri sorgulama.
Oublie un peu mes associés.
Yıllar önce öğrendiğim şey, Fransız Tostunun kozmik yasalarını asla sorgulama.
Tu sais, j'ai appris il y a longtemps de ne jamais questionner la loi cosmique des toast français
Logan bunu kendisi ve Rory'nin geleceğiyle ilgili sorgulama olarak görmüş.
Logan a pris ça comme un interrogatoire sur son avenir avec Rory. Il a mal compris.
O zaman benim yöntemlerimi sorgulama.
Alors ne remets pas en question ma méthode.
Bu ağır sorgulama ne böyle?
Pourquoi ce traitement de rigueur?
Bu nasıl bir sorgulama böyle?
Quel genre d'interrogatoire c'est, bordel?
Gözaltına alıp sorgulama için götürmeliyim.
Bien, je vais le mettre en détention pour le questionner.
Ziva'ya sorgulama tekniklerinden bahsediyordum.
Je parlais à Ziva de tes techniques d'interrogatoire.
Daha önce acı çektirmeden sorgulama yapmadığımın farkındasın değil mi?
Tu es au courant que je n'ai jamais conduit d'interrogatoire sans infliger de douleur.
Sorgulama için içeri alırım, öğlen olmadan avukatı gelir ve çıkarır.
Je l'ai déjà interrogé, son avocat le fera sortir avant le repas.
Biz sadece sorgulama odası diyoruz.
On l'appelle simplement salle d'interrogatoire.
Sorgulama teknikleriyle geçen üç yıldan sonra ne yapacaktım?
Qu'est-ce que tu voulais que je fasse d'autre après trois ans d'interrogations techniques?
Sorgulama esnasında bir avukat tutma hakkına sahipsiniz.
Vous avez le droit à la présence d'un avocat pendant l'interrogatoire.
Asla onu sorgulama.
Ne mets jamais sa parole en doute.
Kararlarımı düşmanlarımızın önünde asla sorgulama.
Au fait, Antoine, ne remets jamais en question ma décision en présence de nos ennemis.
Sorgulama için sizi getirebilecek yeterli kanıtım yok, ama bir açıklamaya minnettar kalırım.
Je n'ai pas assez de preuves pour vous emmener pour un interrogatoire, mais j'apprécierais certainement une explication.
Bu bütün sorgulama protokollerine aykırı. Ve bu operasyon tehlikeli bir şekilde istikrarsız.
C'est contraire aux protocoles d'interrogation, et cette opération est très hasardeuse.
Birçok Jaffa sıradan sorgulama teknikleriyle çözülmez.
En ce qui concerne le dispositif?
Belki de bu sorgulama işini bir sonraki seviyeye çıkarma zamanıdır.
Peut-être est-il temps de mener cet interrogatoire à un niveau supérieur.
Sorgulama için arayabiliriz.
Assurez-vous qu'elle soit disponible pour l'interrogatoire.
Lilly cinayeti ile ilgili sorgulama kayıtlarına ulaşmam gerekiyor.
Il faut que tu me procures les cassettes de l'enquête sur le meurtre de Lilly.
Jake'in ifadesinden sonra maktulun ölüm saatini sorgulama başladım, vücut ısısı diğer zamanlarla uyuşmuyordu.
Donc quand l'alibi de Jake s'est effondré, j'ai commencé à douter de l'heure officielle de la mort, la température du corps ne correspondait pas au reste de la chronologie.
Vay canına. Bu sorgulama yöntemini nerede öğrendin?
Où avez-vous appris à interroger les gens?
Sorgulama için içeri tıktım bile adamımızı.
Il est déjà en salle d'interrogatoire.
11 Eylül'ün arkasında yatan gerçeğin örtüsünü kaldırmak ve araştırmak için gösterilen her bir çaba, resmi hikayeyi sorgulama cüreti gösterdiği için, hem hükümet hem de medya avaneleri tarafından, toplum dışına itildi, alaya alındı ve saldırıya uğradı.
Chaque tentative pour investiguer et découvrir la vérité derrière le 11 / 09 a été ridiculisée, harcelée, tant de la part du gouvernement que par les médias, pour avoir oser questionner l'histoire officielle.
- Sorgulama.
- Ne te pose pas de question.