Soygun traducir francés
3,524 traducción paralela
Bu bir soygun ve cinayet davası.
C'était un cambriolage ET un homicide.
- İkinci suç, yani soygun, bir erkek tarafından işlenmiş.
Le deuxième crime, le cambriolage, a été commis par un homme.
Ama katil her kimse bizi yanıItmak için soygun süsü vermek istedi.
Celui qui l'a fait voulait que ça ressemble aux cambriolages, pour nous tromper.
Böylece cinayetten soygun çetesini sorumlu tutacaktık.
Pour qu'on attribue le meurtre à une bande de braqueurs.
Çevredeki tüm birimlere. Penn ve Southeast'in köşesinde Colonial Liberty Bankası'nda soygun alarmı.
A toutes les unités aux alentours de Penn et Southeast, un braquage est en cours à la Colonial Liberty Bank.
Her soygun yaklaşık 2 dakika sürüyor.
Chaque braquage dure environ 2 minutes.
Güvenlik sistemini hackliyor ve kameraları kapatıyorlar hem ön keşifte hem de soygun sırasında ta ki maskeleri takana kadar.
Ils ont piraté le système de sécurité et ont éteint les caméras, tant pendant la toile initiale que pendant le braquage,
Kötü giden bir soygun girişiminden sonra iki yıl hapis yatıp ilk Resimli Kart soygunundan iki ay önce çıkmışlar ve beden ölçüleri tutuyor.
Ils ont fait 2 ans de prison pour une tentative de hold-up qui a mal tourné, et ils ont été libérés il y a 2 mois, avant le premier braquage des Face Cards, et leurs mensurations correspondent.
Ben oraya yerleştirildiğimde bir soygun olmuştu.
Il y a eu un braquage quand j'étais réaffectée là-bas.
Soygun değilmiş.
- Ce n'était pas un braquage.
Bir soygun gibi göstermek için.
- Pour faire croire à un braquage.
- Ne kadarlık bir soygun?
- Ils gagnent assez pour être volés?
Çok değerli bir mücevher için bir soygun sadece sizin yetenekleriniz sayesinde çalınabilir.
Le vol d'un joyau. Vos talents sont requis dans cette entreprise.
- Soygun gibi. - Peki, ne alınmış?
Cela ressemble à un vol. Qu'est-ce qu'ils ont pris?
Henry, bu dolandırıcılık ve soygun.
Henry, c'est de la fraude et de l'extorsion.
Yakalandıkları şu soygun var ya orada Vaughn silahsız bir korumayı vurmuş.
Ce vol pour lequel on les a arrêtés? Vaughn a abattu un garde non armé.
Şu an elimizde sadece soygun planı yapan üç kişi var. Onu da yasadışı telefon dinlemeyle ele geçirdik.
Pour l'instant, on n'a qu'un complot en vue de commettre un vol, et à partir d'une écoute illégale.
Soygun için Vaughn ile buluşacak. Onun sırası da geldi, Finch.
- Il est parti retrouver Vaughn.
Evet, soygun çağrısını duydum.
J'ai entendu l'appel.
Soygun olsa cüzdanı bırakmazdı.
Si c'était un vol, je doute qu'ils auraient remis le portefeuille.
Çalıntı mal kabulü silahlı soygun ve cinayete teşebbüs.
Jeron Slaughter. Recel de biens volés, vol à main armée et tentative de meurtre.
Tarayıcı geçmişine göre soygun haberlerini, kayıp bir avcıyı ve bir yangın haberini okuyormuş.
Selon l'historique du navigateur, il a récemment lu des alertes aux infos à propos d'un chasseur disparu, et une maison en feu?
Kötü bitmiş bir soygun gibi.
Un vol qui tourne mal.
Dükkân sahibi Sam Bertram, soygun sırasında öldürülmüş.
Le propriétaire, Sam Bertram, a été tué durant le vol.
Marquesa'nın soygun yaptıktan sonra neden bir Yüzbaşı'nın peşine düştüğünü anlamadım.
Je n'arrivais pas à comprendre pourquoi Marquesa en avait après un capitaine de police après avoir réussi un tel coup.
Bir çeşit baştan savma soygun.
- On a tiré? Un vol bâclé.
Keşke. Bu sanki büyük bir soygun. Superboy'un Superman'i var, Wonder Girl'ün Wonder Woman'i.
c'est vraiment trop nul.
Soygun yapmayacağız.
Ce n'est pas un braquage.
Soygun olduğunda işimin başındaydım.
Je travaillais lorsque le vol a eu lieu.
Jesse de Howard'ı öldürdü, kalıplarına el koydu, sonra da fişleri soygun için yapmaya başladı.
Alors Jesse a tué Howard, et il lui a volé son ciment. et puis il a commencé à fabriquer des jetons pour le braquage.
Eski bir dolandırıcı silahlı soygun ve saldırıdan sabıkası var.
Un ex-détenu avec des antécédents pour attaque à main armée et agression.
Sabahki soygun benden para koparmak için tezgâhtı. Kapule kardeşler aile sırrını saklamak için iyi para ödeyeceğini bildikleri için mi resimleri çaldılar?
Le vol de ce matin est un moyen de pression sur moi. car ils savaient que vous payeriez pour protéger votre secret.
Dışarıda bir soygun oldu ve o müdahale etti.
Il y a eu une agression dehors et il est intervenu.
- Edge Park, evet. - Moss Heath'deki bir başka soygun.
Cambriolage, un autre à Moss Heath.
MİB | SOYGUN - 76598
Cambriolage 76598 salon de coiffure
Silahlı soygun, saldırı.
vol à main armée, agression.
İki tane silahlı saldırı, birkaç tane soygun.
DANNY : On a deux accusations d'agression à main armée, pour un couple dans un magasin d'alccol.
Kötü sonuçlanan, sekiz banka soygunu denemesi. Oahu Savings Loan job *, yüksek hızda kovalamacanın olduğu ve iki şüphelinin de öldüğü soygun.
Puis une série de huit vols de banques, aboutissant au travail bâclé de Oahu Savings Loan, qui a conduit à la course poursuite et à la mort des deux suspects.
Bir arabanın arkasında... tabancayla soygun yapıp iki ilçe sonra eş mi olacaksın?
Avec un dandy armé à l'arrière d'une voiture? Déjà marié?
Bu adam kaçırmaymış ya da bir soygun ya da buluşma. Bilmiyorum.
C'était un kidnapping ou un cambriolage, une rencontre, qu'importe.
Soygun sırasında ne yapıyordunuz?
Que faisiez vous pendant le braquage?
Soygun sırasında?
Pendant le braquage?
Bu demek oluyor ki, biri soygun sırasında kiralık kasaya girdi.
Ce qui signifie que quelqu'un est entré dans la salle des coffres pendant le braquage.
Ve şimdi burada bir soygun ve cinayet şüphelisisin.
Ici vous êtes, un suspect dans un vol et un homicide.
Bu, müvekkilinin silahlı soygun planladığının kanıtı.
Je pense que c'est une preuve que votre client planifiait de commettre un vol armé.
Bu bir soygun değildi.
C'était pas un vol.
Ters giden bir soygun gibi görünüyor.
- Un braquage qui a mal tourné?
- Tam White Collar'a göre bir soygun.
C'est un coup classique chez les cols blancs.
O soygun da Wyler'ın katılmadığı soygun.
Le seul vol auquel Wyler n'a pas participé.
Birden fazla soygun girişimi?
Cambriolages de domicile multiples?
Aloha Tower'daki pazar yerinde silahlı soygun ihbarı.
Attaque à main armée à la Aloha Tower.