Sunrise traducir francés
119 traducción paralela
Cevap ver, Gün-batımı 6.
J'appelle Sunrise 6.
Cevap ver, Gün-batımı 6.
A vous, Sunrise 6. A vous, Sunrise 6.
Kızıl Köpek 2, Gün-batımı 6'yı arıyor.
Oui, mon lieutenant. Ici Red Dog 2. J'appelle Sunrise 6.
Ve Sunrise Kid Sizin için söylüyorlar
Et Sunrise Kid La chantent pour vous
- Evet. Çeki Sunrise Films yollayacak.
Sunrise Films vous enverra le chèque.
Bana Sunrise Oteli'nde Freddie Ramirez ile birlikte olduğunu söylüyorlar. Ama şampiyonla olduğunu biliyorum!
Ils me disent qu'elle se tire avec Freddy Ramirez au motel Sunrise... mais je sais que c'est avec le champion!
"Gün Doğumu Vakfı" mı?
"Hôpital Sunrise"?
"Sunrise" filmi Hollywood'ta çekilmiş en pahalı sanat filmi olmuştu.
Vends la ferme. Viens à la ville avec moi. Son film, L'Aurore, devint le film d'avant-garde le plus cher fait à Hollywood.
"Güneşin Doğuşu Partisi" ne hoşgeldiniz.
Bienvenue dans The Sunrise Party.
Broadway'de, Atlantic City'de Carlton'un Sunrise'daki restoranında ve Sunrise salonunda.
Broadway... Atlantic City... le Carlton Auto-Grill... et le piano-bar du Sunrise.
Daha dün Cotton Weary Sunrise Stüdyoları'nda ünlü "Stab 3" filmindeki ilk rolü için çekim yapıyordu.
Hier, Cotton Weary tournait ici aux Studios Sunrise dans le film Stab 3.
Sunrise Picture Stüdyoları'nı aradığınız için teşekkür ederiz.
Bienvenue aux studios Sunrise.
Yaklaşan Sunrise Pictures programları hakkındaki yorumları dinlemek isterseniz 4'e basın.
Pour les prochaines sorties, tapez 4.
Sunrise Pictures ürünleri hakkında bilgi almak isterseniz beşi tuşlayın.
Pour la boutique, tapez 5.
Sunrise Stüdyoları, Maureen Prescott'un arkasında bulunuyor!
Maureen Prescott était aux studios Sunrise.
Sunrise Lounge'da da garsonluk yapıyor.
Également serveuse au Sunrise Lounge.
Bir tekila sunrise, bir de tekila body shot.
Une téquila sunrise et un bodyshot.
Ben Nenonen. "Sunrise" motelde bir cinayet var.
Ici Nenonen. Nous avons un homicide au motel "Sunrise".
Sadece psikolojik muayene için Sunrise'a götür.
Juste de l'emmener à l'hôpital voir le psy.
- Gündoğumu.
- Sunrise
Bu kabın içinde Tom Wallbanger, Kumsaldaki Kanlı Günbatımında.
Voici une margarita bloody sunrise grenadine-orange.
I know he rented a room at the Sunrise Motel.
Je sais juste qu'il est au Sunrise motel.
Biliyorum Sunrise Motelde bir oda kiraladı.
Je sais juste qu'il est au Sunrise motel.
Sunrise Bakım Fakültesine ait elimde bir fatura dedemin bakım evi.
Ceci est la facture de la maison de retraite de mon grand-père.
Baş döndürücü bir oyuncu. Görünüşe göre yoktan varoldu ve biranda ortaya çıktı. Ve dünya çapında sinema izleyicilerinin kalbini ilk filmi "Sunrise, Sunset" ile çaldı.
Une jeune actrice éblouissante, venue de nulle part, conquiert les cœurs des spectateurs du monde entier avec son premier film, "Aube et crépuscule."
İlk filmi "Sunrise, Sunset" le bütün ulusları kendine bağlayan muhteşem yıldız Simone'la hiçbir canlı bağlantı kurulamamıştı.
Elle a pris la nation par surprise dans son premier film, "Aube et crépuscule", personne n'avait jamais réussi à obtenir un direct télévisé avec cette fabuleuse étoile filante qu'est Simone- - avant ce soir.
Kazananlar "Sunrise, Sunset" için Simone.
Les gagnantes sont Simone pour "Aube et crépuscule"...
"Sunrise" da olanlar için özür dileme fırsatım hiç olmadı. Oh, bu sorun değil.
Je n'ai jamais eu l'occasion de m'excuser vraiment pour ce qui s'est passé sur "Aube".
Before Sunrise'da çok yakışıklıydı.
Il est à croquer dans la lumière de l'aube.
- Sunrise'ın ilerisinde Mobil.
- La station-service au début de Sunrise.
En sevdiğin içeceği yaptım... "Tekila gündoğumu".
Tequila Sunrise...
Tekila kokteyli.
Une tequila sunrise.
Sunrise Hills Alışveriş Merkezi.
Un centre commercial.
Curtis, planlanan hedef Sunrise Hills Alışveri Merkezi.
Curtis, la cible est le centre commercial Sunrise Hills.
Tekrarlıyorum ; planlanan hedef Sunrise Hills Alışveri Merkezi.
Je répète, la cible est le centre commercial Sunrise Hills.
Jack'ten, şu an bulundukları yer olan Sunrise Hills Alışveriş Merkezi'nde, Sentox sinir gazı kutularından birini... -... yaymakta yardım etmesini bekliyorlar. - İyi ya, tutuklayın işte onları.
Ils s'attendent à ce que Jack les aide à libérer le gaz dans le centre commercial Sunrise Hills.
Jack'ten, Sunrise Hills Alışveriş Merkezi'nde, Sentox sinir gazı kutularından birini yaymakta yardım etmesini bekliyorlar.
Ils veulent que Jack les aide à ouvrir un tube de Sentox dans le centre commercial de Sunrise Hills.
İki saat kadar önce Sunrise Hill Alışveriş Merkezindeki insanların ölümünün sorumlusu Sentox'tu.
Le Sentox a causé la mort des gens qui étaient au centre commercial de Sunrise Hills il y a moins de 2h.
Bayan Logan... Sunrise Hills alışveriş merkezindeki kurbanların aileleri için... taslak bir mektup hazırladım.
Mme Logan, j'ai rédigé une lettre pour les familles des victimes de Sunrise Hill.
Şimdi, bunların çoğu zanlının Sunrise Manor'daki evine yakın yerde.
La plupart étaient autours de la maison qu'il possède à Sunrise Manor.
- Gün Doğumu...
- Sunrise.
- Gün doğumu mu, o ne demek?
- Sunrise? Qu'est-ce que c'est?
Meg'in Gün Doğumu demekle neyi kastettiğini anladım sanırım.
Je crois savoir pourquoi Meg a dit "Sunrise".
Gün Doğumu Daireleri.
APPARTEMENTS SUNRISE
Yes, Bay Shershow Sunrise Valley'dan gelen bir kız olabilirim,
- Quoi? On a des tentes, une rivière, des campeurs... Tout ce qu'il nous faut.
Sunrise ( Gün doğumu ).
Aurore.
Kızıl-köpek 2, Gün-doğumu 6'yı arıyor.
Red Dog 2 appelle Sunrise 6.
Cevap ver Gün-doğumu 6.
Répondez Sunrise 6.
Murnau, "Sunrise" ı "iki insanın hikâyesi" olarak tanımlamıştır.
Murnau appelait L'aurore :
"Sunrise" da aşk ve ölüm, gece ve gündüz gibi birbiri içine geçmiştir. Ama "Seventh Heaven" da aşk, ölümü boşa çıkarmıştır.
Dans L'Aurore, l'amour et la mort sont aussi indissociables que le jour et la nuit.
Griffith'in "Intolerance" ı, Murnau'nun "Sunrise" ı gibi.
Comme le Griffith d'Intolérance, comme le Murnau de L'Aurore,