Syndrome traducir francés
1,712 traducción paralela
Bilmiyorum, Sheila. Bu kahramanlık sendromu benim için de geçerli olabilir.
J'ai peut-être le même Syndrome en ce qui te concerne.
Abdominal kompartman sendromuna bakıyorum.
Je cherche un syndrome du compartiment abdominal.
Yüksek dişbudak içerikli gıdalar kedigillerde genellikle ürolojik sendroma sebep olur.
Des cendres peuvent causer un syndrome urologique félin.
Heather Douglas, yaş 17. Sağlık kayıtlarında Vater sendromu olduğu yazıyor.
Heather Douglas, 17 ans, atteinte du syndrome de VATER,
Vater sendromu omur, anüs, trake, yemek borusu ve renal sistemi etkileyen bir genetik durumdur.
Le syndrome de VATER est une maladie génétique qui se caractérise par la malformation des vertèbres, de l'anus, du cœur, de la trachée et des reins.
- Yani bir Vater sendromuna çok sık rastlayamam.
On voit pas un syndrome de VATER tous les jours...
Biliyorum, çok ama çok meşgulsünüz, ama bir kız var. 17 yaşında ve Vater sendromu yüzünden ciddi bir skolyozu var.
Je sais que vous êtes très occupé. Mais il y a une ado ici, 17 ans, avec grave scoliose et syndrome de VATER.
Takosobu kardiyomyopati, kırık kalp sendromu olarak da bilinir. Duygusal bir sarsıntı yüzünden kalp kasının zayıflamasıdır.
La cardiomyopathie Tako-tsubo, aussi appelé syndrome du cœur brisé, survient quand un traumatisme émotionnel sévère engendre une faiblesse du muscle cardiaque.
Heather Douglas, 17 yaşında, tıbbi geçmişinde VATER sendromu var.
Heather Douglas, 17 ans, souffre du syndrome de VATER.
İşler o kadar kötü mü ya?
Syndrome prémenstruel sévère?
Hepatorenal sendrom, vasküler bozukluk, otoimmün hastalığı, alkole bağlı hepatit.
Syndrome hépato-rénal, trouble vasculaire, maladie auto-immune, - hépatite alcoolique.
Jane'in tibya fraktürü olan hastasının kompartıman sendromu var.
Les fractures du tibia de Jane ont un syndrome du compartiment...
Her iki bacakta da hızlı-başlangıç bölüm sendromu.
Syndrome des loges aigu dans les deux jambes.
Kolunda şişlikler var, ama nabzı iyi, yani... "Kompartman sendromu" nu olasılıklardan çıkabiliriz.
Bras très gonflé, mais un bon pouls distal, alors on peut écarter le syndrome des loges.
Capgras sendromu.
Syndrome de Capgras
Kaygı ve strese bağlı bir sendrom bu.
c'est un syndrome provoqué par l'anxiété et le stress.
IQ'su 55 olan hastamda Takayasu Sendromu var.
Mon patient au QI de 55 a le syndrome de Takayasu.
Asperger Sendromu olabilir.
- Le syndrome d'Asperger.
Asperger Sendromu dediler.
- Le syndrome d'Asperger.
Günbatımı sendromu.
Syndrome des états crépusculaires...
Burada yazdığına göre Luke, 6 yaşındayken "FAS" hastalığı belirtileri göstermeye başlamış.
Il est dit ici que luke a commencé à avoir des signes du syndrome "d'alcool foetal" à l'âge de six ans.
Hastalığın belirtileri : Şiddet içeren ruh hali değişikliği, düşüncesizce davranışlar ve öfke nöbetleridir.
Les premiers signes du syndrome "d'alcool foetal" sont, des sautes d'humeur violentes, un comportement impulsif, des crises de colère.
FAS hastalığının doğal seyriyle uyumlu.
La nature des crimes est compatible avec le syndrome "d'alcool foetal".
Pekâlâ. Dikkat etmeniz gereken hususlardan biri.. Karpal Tünel Sendromudur.
Ok, une des choses dont vous devriez faire attention est le syndrome du canal carpien.
- En azından bir mantığa oturdu şimdi. Yani akut göğüs sendromu var.
Oui, ça veut dire que c'est un syndrome aigu.
Ölüm sanayisinde gerçekleşen bir olay vardır. "Patlayıcı tabut sendromu" olarak bilinir.
C'est un phénomène dans l'industrie mortuaire officieusement désigné sous le nom "du syndrome du cercueil explosif".
Kendisinde Körfez Savaşı Sendromu olduğunu düşünüyor.
Il pense avoir le syndrome du golfe.
- Körfez Savaşı sendromu olduğunu düşünüyor.
- Pense qu'il a le syndrome du Golfe.
Körfez Savaşı Sendromu diye birşey yoktur. Özelliklede körfez savaşında bulunmamış gaziler için.
Le syndrome du Golfe n'existe pas, surtout pour les vétérans qui n'ont pas servi pendant la guerre du Golfe.
Sence bu adamda Körfez Savaşı Sendromu mu var?
Vous pensez que ce type a le syndrome du Golfe?
Körfez Savaşı sendromu, Iraf Ateşi ya da "İğrenç Hastalık X" deyin.
Syndrome de la guerre du Golfe, Fièvre Irakienne ou maladie de merde X.
Sjoegren tükürük salgısını azaltarak, bakteriler için uygun bir ortam yaratır.
Le syndrome de Sjögren fait décroître le flux salivaire, créant ainsi un foyer pour les bactéries.
Neoplastik Sendrom bağışıklık sistemini baskılayarak öteki semptomlara neden olabilir.
Le syndrome néoplasique peut déprimer son système immunitaire et causer les autres symptômes.
Heh heh heh. Biliyor musun, alınma, ama... Hiç tourette sendromu için doktora göründün mü?
Tu sais, ne te vexe pas, mais tu ne t'es jamais fait tester pour le syndrome de Tourette?
Tourette's sendromu.
Le syndrome de Tourette.
- Etmezsen tıkanırsın tabi.
Et il se demande pourquoi il a le syndrome de la page blanche.
Muhtemelen Tourette sendromlu.
Elle n'a rien de congénital. Sûrement le syndrome de La Tourette.
"Annesel Ayna Sendromu" dünyasına hoşgeldiniz.
Bienvenue dans le monde du syndrome miroir maternel.
Ayna sendromu tedavisinin hemen her zaman sakıncalı olduğunu okumuştum.
J'ai lu que l'issue du syndrome miroir est presque toujours défavorable.
Ayna sendromunun bilinen pek az nedeni vardır.
Le syndrome miroir a un nombre limité de causes connues.
Ayna sendromunun gerçek sebebini mesela.
Une vraie raison pour un syndrome miroir.
Hipoplastik sol kalp sendromu.
Syndrome d'hypoplasie du coeur gauche.
Ayna sendromunun tek bir kesin tedavisi vardır.
Le syndrome miroir maternel a un remède garanti.
Ayna sendromu olmadığını varsayarsak, gebeliğini sonlandırmanın karaciğerine bir faydası olmaz.
Supposons qu'elle n'a pas de syndrome miroir. Dans ce cas, arrêter sa grossesse n'aiderait en rien son foie.
Ayna sendromu olduğunu varsayalım. Ama bebeğin mesanesini iyileştirdiğimiz zaman onu da iyileştirdik.
Supposons qu'elle a un syndrome miroir, mais qu'on l'a soigné quand on a soigné la vessie du bébé.
Viral hepatit, HELLP sendromu...
Hépatite virale, syndrome HELLP...
Bu kesinlikle ayna sendromu.
C'est assurément un syndrome miroir.
Carly, Dan için uzaklaştırma emri çıkarttırmış... ve Dan onun üzerine iki milyon dolarlık hayat sigortası poliçesi yaptırmış.
Je donne l'impression d'avoir décroché de la réalité? Bien, et pour le syndrome post-enlèvement?
Özel mesaj yok mu?
Pas de syndrome prémenstruel.
Tıkandın mı?
Le syndrome de la page blanche?
Evlilik, o...
Ce syndrome est réel.