Tache traducir francés
2,273 traducción paralela
Görünüşe göre, biri sana ayak bağı olacak.
En fait mon ami, je pense que quelqu'un est venu te compliquer la tache.
Küçük bir leke mi? Önemli bir şey değil
Une petite tache, c'est rien.
Chand'ın göremeyeceği kadar uzak, gökyüzünde bir yerlerde.
De loin, Chand voit son cerf-volant, une petite tache dans le ciel.
Aniden kulelerin tepesinden aşağıya doğru gelen siyah bir nokta gördük ve bunun ne halt olduğunu bilmiyorduk, "Aman Tanrım, bu da ne?"
Tout à coup, on voit une tache noire tomber du sommet des tours. On ne savait pas ce que c'était. J'ai dit : " Mon Dieu!
Neyse, kanepedeki kanı çıkarmaya çalışıyordum çünkü kan leke bırakmıştı, ve Kate içeri girdi.
J'essayais d'ôter le sang du canapé, car elle avait laissé une tache, et Kate est entrée.
Leke nerede?
Où est la tache?
Bir leke üzerine mi?
Pour une tache?
Belki de o lekeyi görmek istedin çünkü çünkü kabullenmek için o lekeye ihtiyacin vardi.
Vous vouliez peut-être voir cette tache parce que... vous deviez l'accepter.
- Lekeye ne oldu?
- Où est la tache?
- Bir leke için mi? - Hayir.
Pour une tache?
- Ve burada kan vardı.
- et j'ai trouvé cette tache.
Bunun iz yapmayacağından emin misin?
Tu es sûre qu'on ne verra pas la tache?
Çünkü Cody Latshaw'ın kotundaki meni izinin sonuçlarını aldım.
Je viens d'avoir les résultats pour la tache de sperme sur le jean de Cody.
Sabahlığındaki leke silah yağıyla bire bir uyuyor
Beau boulot. La tache sur sa robe correspond bien au lubrifiant de l'arme.
Bir süredir aynı yeri ovalıyorsun.
Tu frottes la même tache depuis un petit moment déjà.
Bu kusursuz ve lekesiz bir altın kurbağa. Ayrıca kendisinden büyük.
Elle est en or pur sans tache et beaucoup plus grand que lui.
Sanırım bu daha çok bir doğum lekesi gibi görünüyor.
Plutôt une tache de naissance, d'après moi.
Bunlar işini kolaylaştıracak Garcia.
Ça va te faciliter la tache, Garcia.
Bu bir çeşit canavar falan mı?
Est-ce que c'est un... monstre-tache qui pleure?
Garip bir kan damlası buldum.
J'ai une étrange tache de sang.
Şeytan çok zekidir. Tanrı'nın verdiği vazifeden bizi saptırmak için sevdiklerimizi kullanır.
Et le diable qui n'est pas bête, utilise précisément ceux qui nous aiment le plus pour nous éloigner de la tache que Dieu nous a assignée.
Ceketi giymeyecektim ama, gömleğimin arkasında hardal lekesi var.
J'ai mis la veste car j'ai une tache de moutarde dans le dos.
pekala, kan nereden dağılmış?
D'où vient la tache de sang?
Lynton'ın ceketindeki sos lekesini kazıdım ve Ace'in dizindeki pisliği sildim.
J'ai enlevé une tache de sauce du manteau de Lynton et nettoyé de la morve sur le genou d'Ace.
Ya da şeyin içindeki çillerini...
Et la tache de rousseur dans son...
- Şeyindeki benini de...
- Et la tache sur son v...
Amber'ın sağ omuz kemiğinde bir doğum lekesi var mı?
Tache de naissance sur l'épaule droite?
- Amcık herif.
- T'es qu'une putain de tache.
Onlar lekenin çıkabileceğini söylediler!
Ils ont dit que la tache ne partira pas!
Suratında kocaman bir leke var mıydı?
Elle a une grosse tache sur le visage?
Yani, beyaz leke mi?
Vous voulez dire la tache blanche?
Ne buldun? Emaye demir izi, bir parça gümüş kaplama.
Une trace de fer émaillé, une tache d'argenture.
Senin tarafta kocaman bir kan lekesi var.
Y a une grosse tache de sang de ton côté.
Ya içinde kriptonit olan bir leke olursa?
Et s'il le tache avec un truc kryptonien?
Sabıkamda bir kara lekeye daha ihtiyacım yok.
Pas besoin d'une autre tache dans mon casier.
Sam, üstünde leke var.
Sam, tu as une tache.
Maalesef bu ceket daha büyük bir lekeyi saklıyor.
Hélas, cette veste cache une plus grosse tache de vomi.
Callender ve Sally Hemings Bay Jefferson dönemi boyunca hatırlanacaktır. Hepsinin üzerinde bir leke...
On se souviendra de Callender et Sally Hemings aussi longtemps que de M. Jefferson... une tache sur eux tous.
Yani sizi tedavi edeceğiz elbette. Sadece size sorun çıkmasın diye söylüyoruz.
On va vous soigner mais pour vous faciliter la tache
Kafa derisi ailenin belirli bir tanıdığıyla eşleşmemi sağlayan belirgin kırmızı bir doğum lekem var.
J'ai une tache de vin sur le cuir chevelu, comme un certain ami de la famille.
Bu hikâyeye inansaydın doğum lekelerinden bahsetmezdin. Yaptığın genetik testlerden bahsederdin. Bahsetmediğine göre de belli ki yapmamışsın.
Si tu croyais à cette histoire, tu ne me parlerais pas de ta tache de vin, mais du test génétique, et comme ce n'est pas le cas, tu ne l'as pas fait.
Hayır, daha iyi demedim, "daha az lekeli" dedim.
J'ai pas dit "mieux", j'ai dit "moins taché".
Kan lekeli, çatlak saat.
Le réveil brisé taché de sang.
- O, ucuz bir pislik.
- C'est une tache!
Bana hâlâ bu izden bahsetmek istemiyor musun?
C'est quoi cette tache?
Sadece bir iz.
Une tache.
En sevdiğim gömleğimin üzerine şarap lekesi çıktı.
J'ai taché mon chemisier préféré.
Üzgünüm. Özür dilerim. Ak-47'nin sonuncusu.
Je parie que ces gros matons blancs du bloc double D ont déjà un petit lit taché de sperme pour vous.
Ne, şu kabarcığı mı?
Quoi, cette tache?
Aman Tanrı'm Earl, bunlar senle, şişkonun benekli gömlek giydiği voodoo bebekleri.
Mon Dieu, des poupées vaudou de toi et d'un gros avec un t-shirt taché.
Kesilmiş hollandez sosunu elinde tutan önlüklü adam mı diyor bunu?
Dit le mec dans son tablier taché de sauce hollandaise.