Takur traducir francés
46 traducción paralela
" Takur tukur uyaklara Camelot'ta hayranız operaya
Ne sont pas prononçables Nous adorons l'opéra à Camelot
Benimle görüşmek istediğinizi mektubunuzu alınca öğrendim, Takur.
M. Thakur, d'après votre lettre, vous aviez besoin de moi.
Onların yatmadığı bir hapishane zor bulunur, Takur.
Ils ont séjourné dans toutes les prisons que je connais.
Kafanızdaki görev nedir, anlayamadım Takur. Ama size, bunların kesinlikle beş para etmez adamlar olduğunu söyleyebilirim.
Je ne sais pas ce que vous avez en tête mais ce sont de véritables rebuts.
Sadece Takur Baldev Singh'im.
Je ne suis plus que Thakur Baldev Singh.
Gabbar Singh öylece gidip yakalanabilecek bir çocuk değil, Takur.
Il est sûrement doux comme un agneau et ne nous donnera aucun mal.
Dur! Takur'un konağı burası.
- Nous voici chez M. Thakur!
Selamlar, Takur.
- Bonjour, M. Thakur.
Takur bize 10 bin ödedi zaten.
Thakur nous a payé 10 000.
Ama yaptığın bir hata var, Takur. Bize kasanda neler olduğunu gösterdin.
Vous avez commis une erreur, celle d'ouvrir votre coffre devant nous.
En azından, artık Takur'un boş umutları tükeneceği için memnunum. Size bağlı olan umutları.
Cela permettra au moins d'enlever à mon beau-père les faux espoirs qu'il a fondés sur vous.
Hoş geldin, Takur.
Thakur!
Duydunuz mu, beyler? Takur, bir hadım ordusu kurmuş!
Thakur a réuni une armée d'eunuques!
Bunu bir daha düşün, Takur.
Réfléchis bien, Thakur.
Pekala, Takur.
D'accord, Thakur.
Evet, demek Takur'un askeri bu.
Voici donc le petit soldat de Thakur.
Evet, Takur. Ramgarh'ı korumaları için bu adamları getirdin, öyle mi?
Eh bien, Thakur, tu les as fait venir pour protéger Ramgarh?
Senin için bu savaşa devam edemeyiz artık, Takur.
Nous ne nous battrons plus pour vous.
Ve kaçtığım gün... yaptığına pişman olacaksın, Takur.
Le jour où je m'évaderai, tu auras des ennuis.
Takur, tebrikler!
Félicitations, M. Thakur.
Bu kollar... - Ver onları bana, Takur.
Donne-moi tes mains, Thakur!
- Kollarını ver, Takur!
Donne-moi tes mains, Thakur!
- Selamlar, Takur.
- Salut, Thakur.
Silah ve mühimmatının hemen hepsini havaya uçurduk, Takur. Ama Gabbar kaçmayı başardı.
On a fait sauter plus de la moitié de leurs munitions mais Gabbar s'en est tiré.
"Takur'un kışkırtmasıyla bana meydan okumanızın sonucunu görün."
" de votre opposition à Gabbar et de votre obéissance à Thakur.
"Eğer ailelerinizin ve çocuklarınızın hayatlarına değer veriyorsanız, Takur'un adamlarını, yarın günbatımından önce eski tepenin orada bana teslim edeceksiniz."
"Mais si vous voulez que vos enfants restent en vie, " demain au lever du soleil, " les deux hommes de main de Thakur
Biz çiftçiyiz, Takur. Hayatlarımızın karşılığında, haydutlara tahıl verebiliriz. Çocuklarımızın canlarını değil.
Pour sauver nos vies, nous sommes prêts à donner du grain, mais pas nos enfants.
Bu Takur ne eğilir, ne de kırılır.
Un Thakur garde la tête haute sans se laisser briser!
Bu Takur, sadece ölür!
Un Thakur sait seulement mourir.
Takur.
M. Thakur!
Takur'a şeker getirmeyecek misin?
Offre des sucreries.
Evet, Takur? Bu yılki hasat iyidir umarım.
Vous avez fait une bonne récolte, cette année?
Hayır, Takur!
Non, Thakur!
Evet, Takur...
Bien, M. Thakur.
- Takur'a...
- M. Thakur?
Biz Takur Baldev Singh'in evine gideceğiz.
Chez Thakur Baldev Singh.
Takur!
C'était qui?
Hoş geldin, Takur.
Enfin, Thakur.
Son dileğin nedir, Takur?
Ton dernier souhait, Thakur.
Hoş geldiniz, Takur.
Bienvenue, Thakur.
Parayı istemiyoruz, Takur.
Nous ne voulons pas de votre argent.
Söz veriyoruz, Takur.
C'est promis.
haydutların reisi diye imzalamış. Bizi böyle büyük bir tehlike altına nasıl sokarsın, Takur.
Tu nous as mis devant un dilemme, Thakur.
Böyle buyur, Takur.
Venez, M. Thakur.
Hiç de bile, Takur.
Elle est votre fille maintenant.
Benimle dövüşemezsin, Takur.
Comment comptes-tu te battre, Thakur?