English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ T ] / Tamales

Tamales traducir francés

82 traducción paralela
- Ziyaretçilere yiyecek satabiliriz.
- On vendra des tamales, des hot-dogs.
"Tamale" alın sıcak "tamaleler".
Tamales, tamales chauds.
Hadi "tamale" ye gel.
Venez prendre des tamales chauds.
Tamales, sıcak tamales.
Tamales, tamales chauds.
Tamales, Peder.
Tamales, Père.
Tamales, sıcak tamales alın.
Tamales, tamales chauds.
Pizza ile mi? Etli dolma.
Tamales.
Senyora, sen bir tencere tamale pişirdin, bense sadece kapağı kaldırdım.
Vous avez préparé le pot de tamales, j'ai juste soulevé le couvercle.
- Sıcak tamales diyarı.
- Où les filles ont le feu au cul.
Biraz acılı dolma, biraz acılı sos.
Quelques tamales, un peu de salsa.
Ee, dolma yoktu.
Pas de tamales.
Dondurma, Tamale, pirinç, şeker.
De la glace, des tamales, arroz, azúcar.
Eğer müthiş yemek kokularını almasaydım, öldüğüme yemin edebilirdim.
Si je ne sentais pas les tamales, je jurerais que je suis au ciel.
Tanrım, bu olağanüstü. Çamaşırhanede oturmuşuz, sen İngilizce çalışıyorsun yiyecek paylaşıyoruz...
C'est génial, on est assis dans la laverie... tu travailles à ton vocabulaire et on partage ces tamales.
New York City'de böyle tamales bulamazsınız!
On ne peut pas trouver de tamales comme ça à New York!
Şimdi ise ne olduğunu bilmiyorum ama sandviç ve yengenin tamalesleri arasında bir yerde...
Maintenant je suis avec toi et je ne sais pas ce qui s'est passé... mais à un moment, entre le sandwich et les tamales de ta tante- -
Dürümcü nereye gitti?
Où est le vendeur de tamales?
Dürümcü!
Mes tamales!
Meksikalı, neden lanet çeneni kapalı tutmuyorsun?
Écoute, mangeur de tamales, ferme donc ta putain de gueule.
Carlos için "tamale" yapmak istiyorum.
Je veux faire des Tamales pour Carlos.
- Mutfakta tamales var.
Il y a des tamales dans la cuisine.
Örneğin burası, bir ailenin işlettiği küçük bir restorant orda yiyebileceğin en lezzetli el yapımı Tamale'leri ( Meksika Yemeği ) yiyebilirsin.
Là, il y a un petit resto familial où ils font des tamales maisons délicieux.
Jasiel, kaç tane Tamale yersin?
Jasiel, combien de tamales veux-tu?
Baştan söyleyeyim, birazdan yiyeceğin Tamale'ler, Echo Park'ın bir numarası.
Ce sont les meilleurs tamales d'Echo Park.
Meksika yemeğiyle!
Avec des tamales.
- Salı günü tamale gecesi.
- Le mardi, c'est les tamales.
- Walter tamale gecesine hep gelir.
- Walter vient toujours pour les tamales.
- Bu, tamale gecesi.
Mais c'est le soir des tamales!
Sana da biraz tamale ayırdık.
On t'a gardé des tamales.
Doğum günlerimizde hep tamale yapardı.
Et pour les anniversaires, elle faisait toujours des tamales.
Hadi gidip tamale yapalım.
Allons faire des tamales.
Charlie bebek partisi için, Tucson'da yapılan en sevdiği tamaleyi istiyor, ben de arayıp buldum!
Pour sa soirée, Charlie veut ses tamales préférés en direct de Tucson. J'essaie d'en avoir!
- Tamale'leri tadı bozulur diye bir gün önceden göndermedikleri için uçakla getirtmek zorundayım.
- Bon, ils refusent d'envoyer leurs tamales en express, je vais donc leur prendre un billet d'avion.
İlk sorum şu, tamaleler ucuz bir uçakla gelebilir mi?
Les tamales peuvent-ils voyager en classe éco?
Charlie bebek partisi için istedi diye Tucson'dan uçakla tamale getirtmem delilik mi?
Je suis folle de faire venir des tamales de Tucson par avion? Tout ça parce que Charlie en veut pour sa soirée.
Tamale, bir sürü minik ve komik meze, babam da empanada yapacak.
Des tamales, quelques amuse-bouches sympas et mon père fait des empanadas.
Tamale var mı yok mu?
Il y a des tamales ou pas?
Escobar'ın meşhur yeşil mısır tamalesi!
Les tamales végétariens de l'Escobar!
- Benim istediğim tamale bu değil.
- Ce ne sont pas les bons tamales.
Bu ev yapımı tamaleler sizin için.
Des tamales faits maison.
Tamaleler için teşekkürler, ben...
Merci pour les tamales, je...
Hey, Darby. Sana bir tamale aldım.
Darby, j'ai tes tamales.
Baharatlı mısır. Evet.
Des Hot tamales.
Guacamole, salsa, tamale.
guacamole, sauce, tamales.
Mısır dolması Doktor Bey.
Des tamales, docteur.
O zamana kadar dolma o zaman.
En attendant, des tamales.
Baharatlı soslar ve dolmalar karşılığında insanlara bakarım.
Je m'occupe d'eux contre des tamales et de la sauce piquante.
İster misiniz?
- Des tamales. - Vous en voulez?
Bakayım.
Fais-moi voir. - Les tamales de Mme Penna?
Dün etli mısır dolması vardı.
Hier, les tamales étaient délicieux.
Harika Tamal yapiyorlar.
Ils ont des tamales formidables.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]