Taxis traducir francés
675 traducción paralela
Motoru ve tekeri olan her şeye, taksilere özel araçlara ve omnibüslere el koyun.
"Réquisitionnez tous les taxis, les voitures privées et les omnibus. Tout ce qui a des roues et un moteur."
- Ah, şu Paris taksileri
Oh, ces taxis parisiens.
- Neden, taksi diye bir şey yok mu?
- Pourquoi? Pas de taxis?
Merhaba. Eddie, beş taksi daha alabilirim ama sadece nakit istiyorlar.
Je peux t'avoir 5 taxis de plus, cash.
O taksiler yerine bizim işimize dikkatini versen fena olmaz.
Travaille un peu et arrête d'acheter des taxis.
- Daha mı taksi?
Encore des taxis?
Şunu bırakır mısın? Bak, taksi şirketimin yüzde 40'ını satarım sana, 200 bin için.
Je te vends une part dans ma compagnie de taxis.
Genellikle sokagin basinda bir taksi bekler.
Il y a des taxis.
Böylece, diğer taksileri atlatabilirim.
Je pourrais devoir changer de taxis.
- Hiç sanmıyorum, ama o andan itibaren bunu zaten polisler, taksi şoförleri, belboylar ve mezecilerden kaparsın.
- Pas vraiment, mais à partir de là... tu l'as des policiers, des chauffeurs de taxis, des grooms, des serveurs.
- O mümkün olan her türlü önlemi aldı. Taksisini defalarca değiştirdi.
Il a pris plusieurs taxis et a traversé des immeubles pour s'assurer de ne pas être suivi.
Bu parayla iki taksi alırdınız!
Bientôt, vous posséderez deux taxis.
Sarı Deve Şirketi'nin başkanıyım.
J'en fais des taxis. Je suis président des Chameaux Jaunes.
Yellow Taksi mi? Fikrimizi değiştirdik.
"Les Taxis Jaunes"?
Taksiler, oteller ve İnciller var.
Les taxis, les hôtels et les Bibles.
Sen profesörlüğe, ben de St.Louis'de taksi işletmeciliğine dönünce bana bir cebir problemi gönder, olur mu?
Quand tu seras à nouveau prof de fac et moi dans les taxis... tu m'enverras des problèmes d'algèbre!
Tamam, üniversite. Nereden bileyim? Ben taksi işletirim.
J'en sais rien, j'ai une compagnie de taxis.
Taksilerim vardı, ama Pearl Harbor'da sulara gömüldüler.
J'avais des taxis, mais ils ont coulé à Pearl Harbour.
Sadece arada bir oyuna katılan bir adamım.
J'ai une compagnie de taxis, c'est tout.
Gideceğimiz yerde taksi var mı?
- Il y a des taxis, où nous allons?
Yani kapıcıları, gazete dağıtanları, taksi şoförlerini soruşturacaksınız. Onları Van Barth ile Burt'un yeri arasında kim görmüşse konuşun.
Vous devrez inspecter les portiers, les chauffeurs de taxis... tous ceux qui ont pu les avoir vus entre le Van Barth et Chez Burt.
Superior Taksi Şirketi mi?
Les Meilleurs taxis?
Taksi Şirketi mi?
Les Meilleurs taxis?
- Hayır, taksi de var.
Et des taxis.
Bir hesabım olmasının sebebi taksilerle çok iş yapmam, mağaza işleri
Si j'ai besoin de taxis, c'est pour mes affaires!
- Hangi taksi firması?
D'où provenait-il? De la société de taxis d'à côté.
Yoktu. Şoförlüğüm yok dedi. Hep taksi tuttu.
Non, il a dit qu'il prenait toujours des taxis.
Parasını ben ödeyeceğim. Pekâlâ, Hattie hala. Pekâlâ.
À la gare, il y a un lac... euh, des taxis.
Caddenin köşesinde bir taksi durağı var.
Il y a une station de taxis juste au coin.
Hayır, otelden bir blok ötede babama rastladım. Kendisi taksici.
J'ai retrouvé mon père à sa station de taxis, au coin de la rue.
Taksi durağında buluşuruz.
On se retrouve près des taxis.
- Stan, Garden'a müsait birkaç taksi var mı?
Stan, ils ont besoin de taxis au Garden.
Beni duyan varsa Garden'a yönelsin. Birkaç taksi talebi var.
À ceux qui me reçoivent, demande de taxis au Garden.
New York'ta 20 bin tane daha taksi var. Ve hepsinde oturabileceği arka koltuk var.
Il y a 20 000 taxis à New York, avec banquette arrière.
Bu şehirde 20 bin taksi var ve ben onun tuttuğu taksiyi bulmalıyım.
20 000 taxis dans la ville, je dois trouver le bon.
- Sakın bana taksi şirketime benzin satmaya çalıştığını söyleme. - Hayır!
Ne me dis pas que tu fais notre pub à la compagnie de taxis.
Bir kadınla bir erkek görüşüyor ve birbirlerinden hoşIanıyorsa, Broadway'deki iki taksi gibi küt diye çarpışmalılar, oturup da şişedeki iki numune gibi birbirilerini analiz etmemeliler.
Quand un homme et une femme se rencontrent et se plaisent, ils devraient fusionner, boum, comme des taxis sur Broadway, au lieu de s'analyser comme des échantillons de laboratoire.
Bir sürü taksi var.
Les taxis ne manquent pas.
Neden karına taksi şirketindeki işinden bahsetmiyorsun?
Dis-le, à ta femme, que tu travailles aux taxis.
- Taksi şirketinden Frank.
C'est Frank, des taxis.
Sonra en yakın taksi durağına kadar sürecek bir gezinti yapacağız.
Puis on gagnera la plus proche station de taxis.
Kaportasi çizilecek diye ödü kopan taksi soförlerinden nefret ederim.
Je déteste les taxis qui craignent de rayer la voiture.
Bak bu makbuz yığını da diğer günün.
J'ai toutes ces notes de taxis vers les mêmes destinations!
"Hatsufune'nın taksi şirketinin faturalarına bak."
"Vérifiez les notes de taxis en provenance de Hatsufune."
Taksi yok ve telefonlar çalışmıyor.
Il n'y a pas de taxis et les téléphones ne marchent plus.
- Şu taksilerle de birileri gelmiş olmalı.
- Ces taxis sont pas venus à vide.
Beladan başka bir şey getirmedi.
Les taxis, c'est votre métier, n'est-ce pas?
- Albert Salonu yolumuzun üstünde değil.
Plutôt à la prochaine station de taxis.
Taksiler nerede?
- Où y a-t-il des taxis?
Sokak serserileri yeniden taksiye binebiliyorsa, eski mutlu günler geri geldi demektir.
Nous allons lui dire adieu c'est vraiment la fête si les tocards prennent des taxis. - Boucle-la.
Taksi?
- Il y a des taxis?