Ters traducir francés
8,476 traducción paralela
Öyleyse Hollis şehrin çok ters tarafında.
Car Hollis est à l'opposé de la ville.
Ters giden bir aşkın pusunda kayboldum
Évaporés Là où l'amour a mal tourné
Ters giden bir aşkın pusunda kayboldum
Évaporés Là où l'amour a mal tourné
Olayın içindeymiş gibi hissetsin bir şeyler ters giderse bize gelsin.
Fait la sentir comme si elle était de notre côté, comme si elle pouvait se tourner vers nous si quelque chose se passe mal.
Eleştirel teorinin ne demek olduğunu biliyor musun bari? - Ters köşe yapmak için mi sordunuz?
Est-ce qu'au moins vous savez ce qu'est la théorie critique?
Ordan bile şeytana pabucunu ters giydirir.
"Celui qui dîne avec le Diable a besoin d'une longue cuillère".
Hadi, soyup ters çevirelim.
C'est partit... La bande et retourne
- İlk ikisi, yağmurda başka bir arabaya çarpıp ters dönen motorlu taşıt içindeymiş.
- Les deux premiers étaient en voiture quand ils ont percuté un autre véhicule sous la pluie.
Bu bana ters çünkü... mahkeme olması için yargıçlık edecek yetkiniz olması gerekir.
He bien, j'ai un problème car un tribunal signifie que vous êtes le juge
Ne diyeceğimi bilmiyorum. Mizacı ters olabilir ama bana iyi baktı. İyi bir kardeş olduğu gerçeği dışında.
Je ne sais pas quoi dire... à part que c'était une bonne soeur.
Bu yerler, bu insanlar... Burada bir şeyler ters gidiyor.
C'est ces endroits, ces personnes, quelque chose ne va pas ici.
Bu meseleye çok ters yerden bakıyoruz.
On a pris le problème du mauvais côté.
- Ters takla atabilirim.
Je peux faire un salto arrière.
- Şeytana pabucunu ters giydirir biliyorsun canım.
- Au moins, tu connais la bête.
Ters çevirin.
Mettez-le sur le dos.
İşler plâna ters gidiyorsa kendine yeryüzünde yeni bir yardımcı bulmalısın.
Alors si ça se gâte je suppose que tu vas devoir trouver un nouvel agent de terrain.
İşler ters gidince olanları bizzat gördüm.
J'ai vu ce qu'il se passe quand ils tournent mal.
Bir şeylerin ters gittiğinin farkında.
Elle sait que quelque chose ne va pas.
Ters giden bir şeyler var.
Quelque chose ne va pas.
Gretch... Bir şeylerin ters gittiği belli.
Gretch, y a... un truc qui cloche.
Ters giden bir şeyler var gibi, kanka.
Quelque chose cloche.
- Sence anlaşma ters gider mi?
- Ça va mal tourner?
- Dur, dur, dur... - Ters dön... Fiona, anne modundan çıkıp seks tanrıçasına dönmeyi öğrenmelisin.
Tu dois apprendre à oublier le coté maman et réveiller le coté sexe de déesse.
Ters tutuyorsun onu. Tamam, böyle.
C'est à l'envers...
Ülke tamamen Ürdün Vadisi'yle meşgul. Gündemle ters düşeriz.
Le pays ne pense qu'à la vallée du Jourdain.
Yani ters giden bir şey olduğunda kanama ya da pıhtı gibi, halletmen gerekir.
S'il y a un problème, une hémorragie, un caillot, tu fais face.
- Gerçek radikaller propaganda posterlerim ters asmaz.
Eh bien, les vrais radicaux n'accrochent pas la moité de leur affiche de propagande à l'envers.
Gamma Grade Eczacılık araştırmalarının ters gittiğini bildirmiş.
Gamma Grade Pharmaceuticals a rapporté que leur recherche sur le vaccin s'est mal passée.
Uzay silahımı ters tuttuğum sahnenin bir gif'ini bile paylaşmışlar.
Ils ont même posté un gif où on me voit tenir mon pistolet de l'espace de la mauvaise façon.
Hani şu silahı ters tuttuğun gif'i mi diyorsun?
Oh, vous voulez parler du gif où vous tenez mal l'arme?
Ben ilk vurduğumda ters tepki beni kıçımın üstüne düşürmüştü.
La première fois que j'ai tiré au revolver, le recul m'a mis à terre.
Becca çok ters çünkü hayatında ne yapacağını bulamıyor.
Becca est juste grincheuse parce qu'elle ne sait pas quoi faire de sa vie.
- Tişörtünü ters giydin.
Ton pull est à l'envers.
Bakalım o gece ne ters gitmiş öğrenebilecek miyiz?
Voyons si tu peux me dire ce qui s'est passé cette nuit-là.
Flash bile yatağın ters tarafından kalkabiliyor sabahları.
Même Flash se lève du pied gauche certains matins.
Joe haklı çıkar da, onlara söylediğimde ters tepki verirlerse?
Et si Joe a raison, que je leur dise, et que ça se retourne contre moi?
- Wells, Iris için de bir tehdit. Burası ters giderse, Wells'i etkisizleştirene kadar ona göz kulak olacaksın.
Wells a également menacé Iris, si quelque chose se passe mal ici, nous avons besoin de toi pour garder un œil sur elle jusqu'à ce Wells soit neutralisé.
Bir şeyler ters giderse diye seni korumamı mı?
Te protéger si les choses tournent mal?
Sonra Joe boş bir park yeri gördü ama BMW süren bir herif ters yönden girip yeri kapmıştı.
Il a vu une place, mais un type en BMW est arrivé du mauvais côté et l'a prise.
Böylelikle, hiçbir şey ters gidemez.
De cette façon, rien ne peut mal aller.
Usule uygun olarak her şahitliği dinledim. Ve Bayan O'Keefe'nin ölümünün trajik olduğu hâlde Bayan Borden'nın nefsi müdafaasının sonucunda gerçekleştiğine ters düşen ikna edici bir delil bulamadım.
J'ai dûment écouté tous les témoignages, et je ne vois aucune preuve irréfutable qui remettrait en cause la conclusion que la mort de Mlle O'Keefe, bien que tragique, était due à autre chose que de la légitime défense par Mlle Borden.
- Ters bir şey mi var?
Un problème?
Ailemin yarısı mezarlarında ters döndü.
La moitié de ma famille vient de se retourner dans sa tombe.
O günün sayısı dokuzdu, ben de ters mekik çekiyordum.
Le numéro du jour était le neuf, et j'avais mes bottes gravitationnelles.
Şundan da eminiz ki işler ters gittiğinde insanları öldüren yalnız siz değilsiniz.
Nous avons également la certitude que ce n'est pas vous qui avez tué ces personnes quand tout est parti à vau-l'eau.
Dediğim gibi ters giden bir şeyler var.
Comme je l'ai dit, quelque chose ne va pas.
Gel görelim planlarım ters tepti.
Il s'avère qu'elles sont devenues plus difficiles.
Bill Peterson, biraz ters bir adamdır, ama hain değil.
Bill Peterson n'est pas un doux agneau, mais ce n'est pas un traître.
Bu orospu çocuğunun ters tarafında işi sonlandırmak istemezsin.
Tu ne veux pas finir du mauvais coté de cette salope.
Her şey ters gitti.
Tout est parti en couille.
Bu gece hiçbir iş ters gitmemeli Gabe.
Rien ne dois aller de travers ce soir, Gabe.