Tipik traducir francés
1,736 traducción paralela
Dizindeki eklemleri tipik olarak çok küçük.
C'est typique des petites articulations. C'est dans son genou.
Tipik bir paranoyak şizofreni vakası. - Üniversitenin verdiği stresten dolayı, sanırım.
Schizophrénie paranoïde classique due au stress universitaire, j'imagine.
İtiraz ediyorum, sayın hakim.Mrs. Dubois'in tipik bir iş gününün
Objection, votre honneur. Il n'y a rien de plus inintéressant au monde que de savoir ça.
Tipik bir günde.ben bir tanık yada olası bir suça karışabilecek bir tanıkla görüşebilirim,
Dans une journée type, il m'arrive d'interroger un témoin ou des témoins impliqués dans un éventuel crime.
Tipik pis politikacılar.
Sales politiciens typiques
Biliyorsun, tipik bir anne.
Tu sais, la mère typique.
Ve tipik yanlış bir açıklama daha, Sue.
Et c'est typiquement une remarque hors sujet, Sue.
Ama bence bu problem, tipik bir duruma özgü yaklaşım problemi.
Ce problème attends une approche globale.
Tipik başlık, muhtemelen intihar.
Plongeon parfait, sûrement un suicide.
Kırılmış çene, ezilmiş elmacık kemiği, tipik bir yüz üstü çakılma.
Les mâchoires brisées, l'arc zygomatique abîmé, typique des chutes sur le visage.
Tipik.
Typique!
Tipik bir acemi hatası.
Erreur classique des débutants.
Tipik bir kişilik bozukluğu örneği.
C'est un cas classique de troubles de la personnalité.
Tipik Jordan, bizi Styx nehri boyunca yapılacak olan sonsuz bir, iki kişilik bisiklet turuna yazdırmış.
Vous savez, c'est typique d'elle, elle a déjà signé pour une randonnée interminable en tandem le long des rivages de la rivière Styx.
Amma tipik.
Quel cliché...
- Tipik bir Goa'uld hatası yapıyor.
- Il fait une erreur typique des Goa'ulds.
Tipik bir çeteci... Nişan almaktan aciz...
C'est des charlots- - ils savent pas viser.
Tipik numara! Sağ el asla bilmez, sol el işi yapar.
Typique des fédéraux- - la main droite ne sait jamais ce que fais la main gauche.
Tipik genç sendromu olmadığına emin misiniz? ,
Êtes-vous sûr qu'il ne s'agit pas d'une rébellion d'adolescente,
Diyelim ki James ve Lucy tipik bir yasak aşk yaşıyordu.
Disons que James et Lucy avaient une petite aventure.
Tipik hava bükücü taktikleri sakın ve kaçın.
La tactique classique des maîtres de l'air, parade et esquive.
Ben sadece tipik küçük bir kızım.
Ben, je suis une petite fille typique.
Tipik Kanadalı!
Trouillardise typiquement canadienne!
Tipik bir Yahudi.
Quel sale tour de Juif!
Annemi bilirsin, tipik lafını söylüyor :
Toujours le même refrain avec ma mère :
O yüzden, tipik Fransız tarzıyla, bize haber vermeleri bir ay sürmüş.
Du coup, les grenouilles ont mis un mois pour nous le notifier.
Çok tipik.
C'est typique.
Tipik banliyö kadınlarının davranışlarını inceleyen bir araştırmacıydı o.
Elle étudiait le comportement des bourgeoises de banlieue types.
Kendisi tipik bir banliyö kadını değildi.
Elle-même n'en était pas une.
Tipik malzemelerle dolu büyük kırmızı bir çiftlikti.
C'était une vaste grange rouge, comme tant d'autres.
- Evet. Tipik bir fare.
- Du rat tout craché.
Onda da tipik ikinci çocuk olma özelliği var.
Il avait tout du cadet de la famille.
Sizin, kiralıkların arkasındaki tipik resminiz değilim.
Je ne corresponds pas à l'image que vous vous faites en général du pédé qui tapine.
Tipik biri olmadığıma eminim.
- Je doute d'être représentatif.
Amerika'nın her köşesinde kurulu olan kartpostalları andıran minik kasabaların tipik bir örneği.
Cette communauté pittoresque ressemble à des milliers d'autres petites villes américaines.
Tipik ev hanımı işte.
C'est les femmes que voulez-vous.
Ve filmdeki çiftin, yağmur altında birbirlerini sevdiklerini söylediği tipik bir aşk filmiydi.
Et une histoire d'amour typique avec le couple qui se déclare son amour sous la pluie.
Bu sessiz tipik Noel akşamında, Clement Üniversitesi Hastanesinde hala cevaplardan çok sorular var.
On se pose toujours autant de questions sur ce qui s'est passé en ce soir de réveillon.
Bu sizin tipik bir şakanız mı oluyor?
C'est une blague locale?
Tipik paranoyak davranışları.
- Comportement typiquement paranoïaque ;
"Tabutsuz" tipik Hardy kullanımı.
"Non-cercueillé" est un mot typique de Hardy.
Tipik bir kafe
Rien d'autre. C'est très typique c'est tout.
Yani sıradan, tipik, başka bir çatlak eski sevgili mi olacak? Evet.
Elle deviendrait une ex classique, complètement cinglée, mais normale?
- Tipik bir komutan eşi değil? - Hayır.
- Ce n'est pas une femme d'officier?
Anlıyorum.Savcılık ofisindeki tipik bir iş gününü
Je vois.
Tipik erkek!
Typiquement masculin.
Tipik olarak susuz süreç.
Comparons.
Hatta tipik et tüketicileri bile ayaklarını denk almalılar.
Même les carnivores!
Tipik Sylvain.
Du Sylvain tout craché.
Tipik aile sorunları.
Problêmes de famille.
O, tipik bir komutan eşi değil.
- Ce n'est pas une femme d'officier.