Transistor traducir francés
72 traducción paralela
İçlerini açsan bir sürü transistör bulursun.
- Tu les ouvres, ils fonctionnent sur des transistors.
Bir transistör yanabilir.
Un transistor saute.
Şu büyüklükte küçük bir transistör üretiyorlar.
Ils fabriquent de petits transistors, grands comme ça.
Bu yıl kaç tane transistör ihraç ettik biliyor musunuz?
Savez-vous combien de transistors ont été exportés cette année?
Çocuğun radyosunu al.
Prends le transistor du gosse.
... bedava garajı, telefonu vardır ve yemek odasında transistor radyolara izin verilmemektedir.
Garage gratuit, téléphone... Transistors interdits dans la salle à manger.
Bunlara transistör üniteleri derlerdi.
Ils appelaient ça des transistors.
Ve onun minyatür, transistörlü bir versiyonu ise boynuna takılıyor.
Et on installe une version à transistor dans son cou.
Sonunda piller bitiyor ve transistorlar bozuluyor,
Naturellement, quand les piles sont usées, le transistor tombe en panne.
Haliyle bu sabah işitme cihazım için yeni bir transistör almak için durdum.
J'ai acheté un nouveau transistor pour mon sonotone.
Eh, eğer öyleyse çarpışma alanında, düşen uzay gemisine ait hiçbir parça küçücük bir transistör bile bulunamaması oldukça ilginç.
Si c'est le cas, il est surprenant qu'au point d'impact... il n'y ait ni pièce, ni même le plus petit transistor... de la carcasse d'un vaisseau.
Herhangi bir Sovyet polisi bunu ucuz bir transistör sanır.
Le policier soviétique prendra ceci pour un transistor bon marché.
Otobüslere doluşmak, Kettering ve "Boventry" den ter kokan börgüsüzlerle. - Kesinlikle... - "Büneş bözlükleri" tuhaf "biysileri" ve radyolarıyla çaydan şikayet ederler.
Entassé dans des autobars, avec des débiles transpirants de Vetchy et Boventry... en bob de toile, transistor à l'oreille, qui britiquent le thé, "Oh quelle lavasse!"
Şimdi polis telsizini al ve radyoya bantla.
Scotche la radio de la police à ton transistor.
Dinle küçük transistörlü bir radyon var mı?
Ecoute, tu as un petit transistor?
Bu ülkedeki her asker günde iki kez radyosuna yapışıyor. Sabah 6 ve akşam 4'te bu deliyi dinlemek için işi gücü bırakıyorlar.
Tous les GI's sont collés á leur transistor deux fois par jour... á 6 h et á 1 6 h pour écouter ce branquignol.
Transistörlü bir radyo mu yoksa o büyük ses sistemlerinden biri mi?
Un transistor - Ou une grosse chaîne hi-fi?
En iyisi, transistorlu radyosu olan adamdı.
Le meilleur, c'était celui avec le transistor.
Sence, önce İkinci panonun etrafındaki.. transistörü çıkarmamız gerkmezmi?
On devrait pas d'abord débrancher le transistor du circuit imprimé?
Bütün bu sistemleri üst üste yığarsanız... er ya da geç ya bir transistor... ya da bir doğrultmaç bozulur ve bütün sistem çöker.
en accumulant tous ces systèmes électroniques, on court le risque d'avoir un jour un mauvais contact, un convertisseur défaillant, et tout le système est en panne.
Bir transistör eksik
Il manque un transistor.
Gizli transistör saçmalığı, bu geçen sene bile bayat haberdi.
Pas un transistor discret, c'est complètement dépassé!
Ve bir transistora çok benzeyen bir şey fark etti.
Elle a reconnu quelque chose de très similaire à un transistor.
Bu onun ilk dergisi.
"Circuit populaire - Miss Transistor" Son premier magazine.
Neredeyse iflas ediyordu, ve bir gün kapağa Miss Transistor'ü koydu.
Il était au bord de la faillite jusqu'à la couverture Miss Transistor.
Hücrende ufak bir radyoya ne dersin?
Un petit transistor, peut-être?
Burada transistör filan yutacak!
Il risque d'avaler un transistor!
Transistorlar.
Le transistor.
Telsizimiz için bir transistöre ihtiyacımız var.
On a besoin d'un transistor pour leur radio.
Bir transistör, bir kapasitör ve bir rezistans var.
Là-dedans, il y a un transistor, un condensateur et des résistances.
En büyük endişem sizin bize ihtiyacımız olan transistor ve devreleri sağlayıp sağlayamayacağınız.
Je me demande surtout si vous pourrez nous fournir tous les transistors et les circuits dont on aura besoin.
Aracınızı çalıştırdığınızda transistör otomotik olarak çalışır ve mevcudun 50 katı güç sağlar.
Quand on démarre la voiture, les transistors s'allument et fournissent 50 fois plus de courant.
Gördüğünüz gibi Dr.Kearns'ün temel temel sistemi bir kapasitör bir değişken rezistans ve bir transistörden oluşmuş.
Comme vous le voyez, l'unité de base de M. Kearns se compose d'un condensateur, d'une résistance variable et d'un transistor.
Bay Kearns transistörü icat etti mi?
Est-ce que M. Kearns a inventé le transistor?
Müziğin tonuyla birlikte bu körler krallığındaki umutsuzluk çemberi bir nebze de olsa kırılmış gibiydi.
Et le temps d'une chanson, le royaume des aveugles se resserra autour d'un transistor.
- Bay Transistorlu Radyo.
- Monsieur radio transistor.
Oh, aramızda kalsın kulaklıkla radyo dinliyordum.
Eh bien, entre nous, J'écoute le radio transistor avec un écouteur.
Radyoyu yere bırak.
Et pose ce transistor!
Bu da bir transistorlu radyodur. Ağırlığı sadece 30 gram kadardır. Cebinize sığdırabilir.
Ce transistor portable est très léger, on peut le glisser dans sa poche.
30 hertzlik alan-etkili transistor taşıyıcı bir dalga fermi bobinlerinden geçerek karayolu sistemine yayılabilir, doğru mu?
Une onde porteuse de 30 hertz pourrait se propager dans le système.
Evet, biraz aküye, bir alıcıya bir transistora, belki biraz da kabloya ihtiyacı var.
Faut une alimentation et un tuner, un transistor, du fil électrique.
- O zaman benimkine, doğum tarihi 1926... -... ölüm tarihi henüz belli değil. [KIZ GÜLER]
Dans ce cas, j'aimerais qu'on écrive sur la mienne'Date de naissance 1926, date de décès inconnue pour l'instant l'homme qui inventa le transistor.'
Transistoru ben icat edecektim.
Je voulais inventer le transistor.
Parçalanmış bir transistör.
Les composants sont en miettes.
Bu boyutta bir transistör ve enerji çıkışı olsa ve yeterince ince bir tel, onarabilir misiniz?
Et en assemblant un générateur, un composant électronique et un fil très fin, vous réussiriez?
Yalnızca bir transistör ve devre teli.
Juste un composant et un circuit!
Transistör işe yarar, ama tel fazla kalın.
Pour le composant, ça va. Mais le fil est trop épais.
Garak kaç transistör devresi kaldı?
- Combien de circuits reste-t-il?
- O ne? - Aldığım transistör.
- Qu'est-ce que c'est?
- O ne?
Un transistor.
- Bir transistör, annemden hediye.
Un cadeau de ma mère.