Tün traducir francés
62 traducción paralela
- Tuhaf, değil mi? O halde tün bu alaycılığınız bir numaradan başka bir şey değil.
Alors votre cynisme, c'est de la pose?
O kaleden içeri adimini attigin anda... tuzaga düºtün demektir.
Une fois que tu seras dans ce fort, ils te piegeront.
Kizilderili olsaydim, ºimdi ölmüºtün Luke.
Si j'étais un Indien, tu serais mort, Luke.
Tü-tün dük-kâ-nı.
Bureau de Tabac.
G.tün teki olduğumu düşünüyorsun, değil mi?
Tu me prends pour une conne, hein? Oui.
Tün tekisin! Benimle konuşma seni küçük orospu.
Ne me parle pas, petite pute.
Evet, Pino g... tün teki.
Oui, Pino est un con.
G.tün yemez.
T'as pas de couilles!
Kargo hangarı 4'tün yanındaki EPS ana hattından aktarabiliriz.
Les conduits EPS près de la salle quatre s'en chargeront.
Klanınızın Çin'deki tün harcamaları Japon ordusunca finanse ediliyor.
Je vous rappelle qu'en Chine, c'est l'armée qui assume tous les frais du clan Dragon Noir.
Nereye giderse gitsin hiç fark etmedi Tün dünyayı etkilemişti
Où qu'elle intervienne on voit la même scène sous tous les horizons
Sana evlenme teklif ettiğimde 23'tün.
Tu avais 23 ans quand j'ai demandé ta main.
- Etkafalı g.tün neyi yanlış?
Qu'est ce qu'il a son cul?
Tün söylediğim ben bi insanım.
Je dis juste que je suis une personne.
G.tün tekisin Phillip.
Y'a de la place pour se garer
Robert g.tün nasıl?
- Robert, comment va ton cul?
Sonraki gün işedim ve metroda kaybolup tün gün boyunca çıkışı bulamadım.
Le lendemain j'ai pris des acides, et me suis perdu dans le métro... pendant toute la journée, sans pouvoir retrouver mon chemin.
G.tün bir parçası gibi?
Un bout de viande?
Öğreniyorum, .. benden nefret edenler beni sinir ediyor, .. ve rektör g.tün teki.
J'apprends... ces connards de profs me détestent, et le proviseur est un trouduc.
Tün doktorların aletleriyle böyle özel bir bağları var mıdır?
Les médecins tiennent tous autant à leurs outils?
"Bir hırsızı yakalamak istiyorsan, tün dünyayı yakalamalısın."
"Qui un voleur veut arrêter peut arrêter le monde entier."
Bu g * tün üstünde tepinme dansı yapacağım... Fred Astaire gurur duyardı.
Un jour, je ferai des claquettes sur la tête de ce connard.
G * tün tekisin.
Tous les mêmes.
Hayatlarından memnun değiller ve ameliyatın tün bu problemleri çözeceğini sanırlar.
Leur vie les mécontente et ils pensent que la chirurgie va chasser tous leurs problèmes émotionnels.
"Düşündüğümü söylerim" ise "ben g.tün tekiyim" demenin başka bir yolu.
"Je dis ce que je pense", c'est une façon de dire "je suis un con".
Şu bizim Kıllı g. Tün çevirdiği işlere bak hele!
Ça alors, ça me troue le cul!
Çünkü Jeff şişko g.tün teki.
Jeff est un gros tas.
G * tün biri düdükleyecek bu akşam.
Y en a un qui va baiser ce soir.
Ayrıca şişko g.tün tekisin.
T'es vraiment qu'un gros tas de graisse.
G.tün tekiyim.
Je ne suis qu'un pauvre con.
G.tün tekinden gelen bir kurşun.
Un bon à rien qui lui tire dessus.
Ve sonra da benden bü tün bu olanları onun adına düzeltmemi isteme cüretini gösteriyor
Et il a eu le culot de s'attendre à ce que j'arrange ça pour lui.
Tün nesli bunu bir bedel olarak görüyordu.
Echange de bons procédés.
Ünite-00'ın tün fonksiyonları durduruldu.
L'Eva-00 s'est complètement arrêtée.
Çok güzel bir g.tün var!
C'est un beau cul que t'as!
ya benim durumumda sen olsaydın ve tün insanlara senin düşman ile aynı imgeleri paylaştığın söylenmiş olsaydı?
Si vous étiez à ma place et que ce qui reste de l'humanité apprenait que vous partagez des visions avec l'ennemi?
Maria'ya polis olduğundan ve tün bu olanlardan söz etme.
Ne dites pas à Maria que vous êtes flic, ni rien de tout ça.
Bahsettiğim tün bu anlamsız şeyler replikler, sahne amiri.
Ces trucs frivoles dont je parle... Le texte et la régisseuse.
- Hani 14'tün?
- Tu as dit que tu avais 14 ans.
- Uçacaksın, p * ç kurusu! - G * tün yere vuracak.
Je vais te laisser tomber comme une merde.
- Tün kanallar orda.
- Sur toutes les chaînes.
Schwimmer's g.tün teki!
Schwimmer est un trou du cul!
- Tün nesle fırçayı çektin baba.
Bien clashé toute une génération, papa.
- Narkotik Şube, Ulusal Güvenlik ve birkaç diğer üst düzey palavracı ile birlikte tün Başkent ofisi de burada.
Et la totalité du bureau de Washington ainsi que la DEA, la NSA, et quelques autres zélés haut-placés.
- Kendini beğenmiş g.tün teki olduğu için.
- Parce que c'est un connard.
Ama g.tün teki olmana gerek yok.
Mais tu n'es pas obligà © d'agir en couillon.
Çünkü sihirli bir dostluğun tün anlamı bu.
Parce que ce ne serait pas une amitié magique autrement.
Boğazına kadar bokun içindesin Çünkü sen bir pisliksin G.tün de kalkmış Tekmeyi basmak daha kolay şimdi
Bien profond, comme un bolos Pour que je te mette mon pied dans l'os
Hep bu lafların yüzünden. Brian Peters bu yüzden park yerine "G.tün tekisin" yazdı.
C'est à cause de ce genre de chose que Brian Peters a écrit "Salope" sur ton stationnement.
G.tün tekiyim.
- Je suis une conne
Tün gün boyunca oyun oynayacağız ve yastıklardan kale yapacağız, ve ben asla senin için meşgul olmayacağım.
Un joli petit singe m'a volé ma prune!