Ulaştı traducir francés
9,363 traducción paralela
- İç soruşturma raporu bilgisine nasıl ulaştınız Bayan Florrick?
- Comment avez-vous su pour ce rapport,
Tanner'ın evine gittiğimi sana söylememiştim, ki bu da iki anlama geliyor ; ya sana ulaştılar ya da sen, sen değilsin.
J'ai pas dit être allé chez Tanner, donc y a deux choix : ils t'ont eu ou tu n'es pas toi.
Özel efektlerle her şeyi yapabiliyorlar artık. Bu teknolojiye ilk önce kim ulaştı?
On peut faire n'importe quoi avec les effets spéciaux aujourd'hui, et qui a accès à cette technologie en premier?
Şimdi de onun Vega'ya ulaştığından emin olmalıyım.
Maintenant, je dois m'assurer qu'il retourne à Vega.
Skandalın etkileri Adalet Bakanı'na kadar ulaştı.
Les effets du scandale ont été ressentis jusqu'au procureur général.
Bu bilgilere nasıl ulaştın?
Où avez vous obtenu ça?
NCIS Siber Operasyonlar Bölümü Bradley Simek'in görüşme kayıtlarından bir terör örgütüne ulaştı.
Le Cyber NCIS a relié les communications de Bradley
Yanlış yönlendirilmiş gençlere ulaştı. Gençleri ailelerinden çalmaya başladı.
Lui-même guidé par une jeunesse tourmentée.
Patronuna bir mesaj ulaştırmam lazım.
J'ai besoin de faire passer un message à son patron.
Balık Yemi'nin bizi Sasha Broussard ile birliğe ulaştırmasını bekleyelim dedin.
Il fallait laisser Baitfish nous mener à Sasha Broussard, au syndicat.
" Spencer'a ulaştınız.
'Vous êtes bien chez Spencer.
Sadece bizi Reggie'ye ulaştır.
Mettez-nous en contact avec lui.
'DiLaurent'lara ulaştınız...'
"Vous êtes sur la messagerie des Dil..."
Konsept kanıtı, öngörüldüğü gibi başarıya ulaştı.
Le prototype a fonctionné comme prévu.
Elizabeth Keen'e ulaştınız.
Vous êtes bien avec Elisabeth Keen.
Müdür ona güvenmedi. O yüzden Fitch bana ulaştı.
C'est pourquoi Fitch est venu me chercher.
Bu bilgiyi Callen ve Sam'e ulaştır.
Transmettez l'info à Callen et Sam.
Heathstead'le Beatrix'in mutlu sona ulaştığını göremediğimize sinir oluyorum.
Je suis très en colère qu'il n'y ait jamais eu de fin heureuse entre Heathstead et Beatrix.
Striptiz kulübünde Jeff Powers'ı soran adamın eşkali elimize ulaştı.
On a le portrait du gars qui est venu à la boite de striptease, à la recherche de Jeff Powers.
Fonun değerini hesaplamak için Dubai'deki avukatlara ulaştım.
J'ai été en contact avec des avocats à Dubaï pour connaître le montant des actifs du Trust.
Her şeyi elime yüzüme bulaştırsam da bir çözüme ulaştım.
J'ai tout fait foiré... mais j'ai compris.
Arabada bana ulaştı ve ana hücreyi aldı.
Il s'est approché de moi dans la voiture, et il a pris la Cellule Mère.
Ama her nasıIsa Paris'teki... ofisinize bunu ulaştıracağım.
Mais je vais donner cela à votre bureau de Paris.
Ama isimsiz bir ihbar yetkililere ulaştı Brooklyn'de bir apartmanda görünüşü göre Yusuf Qasim'ın olduğu başka bir isimle gözönünde oldu.
Mais un tuyau anonyme a mené les autorités à un appartement dans Brooklyn où Yusuf Qasim se cachait à la vue de tous sous un faux nom.
Ben ulaştırayım.
Laissez-moi les délivrer.
Bir sebepten geri dönmezsem eğer rica etsem bunu benim için San Francisco'ya ulaştırır mısın?
Et euh, si pour raison quelconque je ne revenais pas, est-ce que vous pourriez faire arriver ceci à San Francisco?
- Bu bilgiye nereden ulaştın?
D'où tiens tu cette information?
Bu Dwight'a Kira'yı bulması için zaman kazandırır ama Dwight oraya ulaştığında Kira'nın hayatta olması gerek.
Cela donne du temps à Dwight pour trouver Kira, mais Kira doit être en vie quand il y sera.
Bu görüntüler elimize az önce ulaştı.
Ces images viennent de nous parvenir.
Yeni bir bilgiye ulaştık.
Nous avons de nouvelles informations.
Sen tazıydın ve bir dağa tırmanıyorduk ve zirveye ulaştığımızda üstüme atladın ve ben boşalana dek kalçalarımı yaladın.
Tu étais un lévrier et nous escaladions une montagne. Et quand nous atteignîmes le sommet, tu m'as sauté dessus et léché mes cuisses jusqu'à que je jouisse.
Tanıdıklarına yalnızca ordu arkadaşımı vurdu diye ulaştım.
Je me suis uniquement mis en relation avec tes associés parce que l'armée a descendu mon ami.
Merhaba, Gwen'e ulaştınız. Doktorla randevun nasıl gitti merak ettim de beni geri ara. Lütfen mesaj bırakın.
Salut, vus êtes chez Gwen, laissez un message.
Adamlarından ikisi ormanda ölü olarak yatıyor şu an. Gerçekler Boston'dakilere ulaştığında benim Salem'e dönmem senin beni öldürme girişiminin yanında soluk kalacak.
Deux de vos hommes sont morts dans les bois, et je suis sûr que quand les faits seront exposés devant le conseil de Boston, mon retour à Salem ne sera rien en comparaison de votre tentative de meurtre.
Neredeyse yedek sunucuya ulaştı!
C'est presque au serveur de secours!
Her neyse, ofise 2.35'te ulaştı ve...
Peu importe, il est arrivé au bureau à 02h35 et... D'accord, attendez, attendez.
Köye ulaştığımızda hava saldırısından önce 30 dakikalık bir vaktimiz olacak.
Une fois arrivés au village, on a une fenêtre de 30 minutes avant la frappe aérienne.
Ay en yüksek noktasına ulaştığında orada ol.
Soyez-là quand la lune est à son sommet.
Lewis'in yakınlarına ulaştım.
J'ai recherché les proches parents de Lewis.
FICO kredi notum az önce 100 puana ulaştı.
Mon taux d'emprunt a pris de la valeur!
- Sabah seni eve ulaştırırız.
Dans la matinée, on te ramènera à la maison.
Direniş güçlerinin sahte seyahat belgelerine sahip oldukları kanıtlarına ulaştık.
Nous avons obtenu des preuves que la résistance sont en possession de documents de voyage falsifiés.
Ekip buraya ulaştığında geriye pek bir şey kalmamış.
Le temps qu'ils arrivent, il ne restait plus grand chose.
Kurşun deliklerini ve kan lekelerini haritalandırdım ve bu sonuca ulaştım.
J'ai cartographié les impacts de balles et les éclaboussures de sang, et voilà ce que j'ai trouvé.
Sen, onları güvenli bir yere ulaştırabilir misin?
Toi, tu peux les mettre en lieu sûr?
- Evin sahibine ulaştım.
Le propriétaire de l'immeuble.
Erişim sırasında devasa bilgiye ulaştılar.
Ils ont tapé dans le tronc central pendant la brèche.
Abe, Mitch'i arabaya al, ve ilaçları Clementine'a ulaştırın.
- Abe, emmène Mitch dans la voiture et apporte ces médicaments à Clementine.
Hazmat olay yerine yeni ulaştı.
La décontamination est en cours.
Eddie'ye ulaştım. Senin isminden bahsetti.
Il a mentionné votre nom.
- Roth'a ulaştın.
C'est Roth.