Ulrik traducir francés
169 traducción paralela
- Ulrik orada mı?
Il est là Ulrik? - Un instant.
Benim adım Ulrik.
Je m'appelle Ulrik.
Adım Ulrik.
Je m'appelle Ulrik.
- Ulrik, telefon bekleyebilir mi?
- Ulrik, ça pourrait pas attendre?
- Babam, Ulrik'in başa geçmesini istiyordu.
- Papa voulait qu'Ulrik soit directeur.
- Ulrik olmaz, beceremez.
- Il n'est pas bon, il manque de talent.
- Ulrik, bunu şimdi tartışmak zorunda mıyız?
Sommes-nous obligés d'en discuter maintenant?
Ulrik, ünvanın kimde olacağı çok mu önemli?
Ulrik, c'est si important de savoir qui détient le titre de directeur?
Sen gitseydin banka Ulrik'i müdür yapacaktı.
La banque nommerait Ulrik directeur si tu partais.
Ulrik'miş.
C'est Ulrik.
Holger da duymuş söylentileri. Ulrik'le gayrı resmi toplantılar yapmışlar, söylentileri de doğrulatmış.
Holger a donc entendu ces rumeurs, et a eu plusieurs réunions secrètes avec Ulrik, qui a confirmé les rumeurs.
Şimdi Holger gelecek yönetim kurulu toplantısında Ulrik'i... yeni müdür olarak görmek istiyor.
Holger a l'intention de nommer Ulrik directeur, à la prochaine réunion du conseil.
Christoffer Ulrik'i işten kovmuş.
Christoffer a viré Ulrik.
Ulrik 15 yıldır burada çalışıyor.
Ulrik y a travaillé pendant 15 ans.
Ulrik yapmaz.
Ulrik ne ferait pas ça.
Benedikte ve Ulrik Annika'yla birlikte burada.
Benedikte et Ulrik sont là avec Annika.
Benedikte ve Ulrik mi?
Benedikte et Ulrik?
Ulrik buraya geldiğimi bilmiyor.
Je vais parler à Olesen. Ils ont peut-être quelque chose pour lui.
Ama sana yalvarıyorum, Ulrik'i tekrar işe alır mısın?
T'es si froid. Comme de la glace. - Benedikte.
- Çiçekler için teşekkürler. - Rica ederim.
Elle veut que je reprenne Ulrik.
- Merhaba. Ulrik, seninle açık konuşmak istiyorum.
Ce que tu as fait à la firme et à la famille est impardonnable.
- Gerçekten.
- Salut, Ulrik.
- Merhaba, Ulrik. - Kabanını çıkar.
C'est bon de te revoir.
Adım Ulrich Strange.
Ulrik Strange.
Tamam. Adım Ulrik.
Bon, sinon, je m'appelle Ulrik.
- Ulrik Strange.
- Ulrik Strange.
- Peki, siz... - Ulrik Strange.
Et, vous êtes?
Meslektaşıyım.
- Ulrik Strange, un collègue.
Ulrik Strange bu olaydan altı ay önce mi terhis edilmişti?
Un officier, Ulrik Strange, y était ou avait-il quitté l'armée avant?
İki memur var- - - Gidenlerden biri Lund olmalı.
- Ulrik Strange et sa coéquipière...
Merhaba. Adım Ulrik Hansen.
Bonjour.
Savunma avukatınızım.
Je suis Ulrik Hansen et je suis ton avocat.
- Bu da işin bir parçası, Ulrik.
- Les risques du métier, Ulrik.
- Merhaba Hanne.
- Hanne, c'est Ulrik.
Ben Ulrik.
- Salut, Ulrik.
Niyetim eleştirmek değil, Ulrik.
Quarto, sans vouloir te dénigrer.
- Çünkü Ulrik sohbet sırasında samimi bir ortam yaratmayı biliyor işte o yüzden.
Parce qu'elle est très douée pour créer un univers intime et personnaliser une conversation. Voilà pourquoi.
Ulrik, "Rahatsız Etmeyin" levhasını görmedin mi?
Ulrik, tu ne vois pas "Ne pas déranger" sur la porte?
Ulrik, çalışıyoruz.
- On travaille.
Katrine, ben Ulrik.
Salut, Katrine, c'est Ulrik.
Bu geceki programı Ulrik'in sunduğunu biliyorsunuzdur umarım.
Vous savez que c'est Ulrik qui va présenter l'émission de ce soir?
İstersen Ulrik- -
Sinon, Ulrik peut le faire.
- Olmaz!
Tu ne demandes rien à Ulrik!
Sıkıştır onu Ulrik!
Rentre-lui dedans!
Programıma müdahale ettiğini Torben'e bildireceğim.
- De quoi tu te mêles, bordel. - Ulrik, merde!
Bir bakan gözlerini kaçırıyorsa yalan söylüyordur Ulrik!
Quand un ministre te dit "nous ne pouvons pas en dire plus" et qu'il détourne le regard, c'est qu'il ment, enfin!
Ulrik, röportajın iyi değildi.
Ulrik. C'est Torben. Ton interview n'était vraiment pas bonne.
- Yayındasın Ulrik.
Voilà, c'est dit. - À toi, Ulrik.
Haber bölümü şefi Torben Friis, baş editör Pia Munk,.. ... muhabirler Ulrik Morch ve Katrine Fonsmark.
Le rédacteur en chef, Torben Friis, sa secrétaire, Pia Munk, et les journalistes Ulrik Morch et Katrine Fonsmark.
Christoffer.
Mais je t'en supplie, reprendras-tu Ulrik?
- Sonra konuşuruz Ulrik.
- On en parlera plus tard, Ulrik.