English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ U ] / Ulusu

Ulusu traducir francés

678 traducción paralela
Siz, jüri üyeleri ; ulusu temsil ediyorsunuz.
Vous êtes le jury, vous êtes la nation.
Ulular ulusu, yüceler yücesi, güçlüler güçlüsü Sezar...
Très haut, très grand, très puissant César,
O, kibar Paris'i her zaman hatirlayacak. Ve bu ulusu savastan döndürmek icin payina düseni yapacak.
Elle se souviendra du charmant Pâris... et tentera d'éviter une guerre contre Troie.
AVRUPA'DA BARIŞ Bütün Alman Ulusu Teslim Oluyor
L'EUROPE EN PAIX Toute l'Allemagne capitule
Ama eğer adi bir köle benim kraliçe mi alabiliyorsa ve bütün bir ulusu bozguna uğratmak için bir düşmanı kurnazca öldürebilir. Sonra Ragnar'ın olduğundan bile büyük bir düşman olduğu gün gelecektir bir düşman olduğu gün gelecektir.
Mais si un simple esclave peut m'extirper une reine et tuer un ennemi trop rusé pour une nation toute entière, le jour viendra où il sera un ennemi encore meurtrier que Ragnar l'a été avec ou sans la sanction de Dieu,
Tüm ulusu televizyon başında histeriye sürükleyip, Bizi Beyaz Saraya taşımaları için. Sıkı yönetimi anarşi gibi göstermemizi sağlayacak güçlerle!
Il ralliera une nation de téléspectateurs en folie, pour nous mener à la Maison-Blanche, avec un pouvoir qui assimilera la loi martiale à l'anarchie.
Ve Almanlara esir, savaş yorgunu İtalyan ulusu, savaşı sürdürdü.
Et l'ltalie épuisée continue à se battre, prisonnière de l'armée allemande.
Daha iki mücadele yılı gerekecekti. Sonra, 2 Temmuz 1962 de bağımsızlığıyla....... Cezayir ulusu doğdu.
Deux années de lutte devaient encore passer et le 2 Juillet 1962 avec l'indépendance naquit la nation algérienne.
İskoç erkek giyim mağazasına 48 milyon kilt sipariş veriyorlar İngiltere nüfusunu dünyada en kötü tenis oynayan ulusu İskoçlara çevirerek Wimbledon turnuvası sırasında İngiltere'yi boşaltıyorlar.
Ils ont commandé 48 millions de kilts à un magasin de vêtements écossais, transformé la population d'Angleterre en écossais, réputés comme la plus mauvaise nation de tennis au monde, et laissant l'Angleterre vide pendant la quinzaine de Wimbledon.
Bu ulusu yaratmak için bu insanların verdikleri kanlı ve şiddetli kavgayı düşündüğünüzde, bir şey, daha kolay hale geliveriyor.
C'est facile, quand on pense à ces gens, de ne voir que leur lutte violente pour créer cette nation.
Bir ulusu kurtaran adam yasaları çiğnemiş olmaz.
Celui qui sauve une nation ne viole aucune loi.
Büyük Britanya halkının daima dost olduğuna inanmayı red ediyorum öyle sanıyorum ki bu görevde, Afrikalı bir ulusu savunmakla Avrupayı felakete sürüklemeye liderlik ediyorlar.
Je refuse de croire que l'authentique peuple anglais, toujours ami... se sente obligé de mener l'Europe à la catastrophe... pour défendre une nation africaine...
İsa, bütün bir ulusu satardım
Je trahirais la nation
ROOSEVELT ULUSU TOLERANSLI OLMAYA ÇAĞIRIYOR
ROOSEVELT IMPLORE LA NATION DE LUTTER POUR LA TOLERANCE
Ve bir ulusu ayağa kaldırmak zerre kadar umurumda değil.
Et je me contrefiche du Tiers-Monde.
Yahudi halkı ve İsrail ulusu, bugüne kadar Tanrı için..... hangi görevleri yerine getirdi?
Quel rôle le peuple juif et la nation israélienne jouent dans le mystère de la Rédemption?
Bu ulusu yönetmekten âciz olduğunu söylerken baban ne kadar haklıymış.
Ton père avait raison. Il n'est pas capable de gouverner le pays.
Eğer dışarı atılmazlarsa, ulusun gücünü zayıflatır ve ulusu çirkinleştirirler.
Et si on ne les jette pas, elles affaiblissent la force de la nation et la trouble.
Ancak hiçbir sistemli arama programı,... henüz Dünya'nın herhangi bir ulusu tarafından onaylanmadı.
Mais aucune recherche systématique... n'a jamais été mise en oeuvre par aucune nation sur Terre.
Alanımızdaki 12 ulusu temsil eden yarışmacılar, saha üzerinde sıraya girerek, biraz sonra başlayacak bu yarışma, ve okunacak milli marş öncesi, kendi ülkelerinin bayraklarıyla resmi duruş yapıyorlar.
Nos concurrents, représentant 12 nations, vont maintenant commencer à venir sur le terrain et se rassembler sous les couleurs de leurs pays respectifs, avant l'hymne national et le début de la compétition.
Ulusu o günde dua etmeye ve oruç tutmaya çağırmak istiyorum.
Je veux faire appel à la nation... pour en faire un jour de prière et de jeûne.
Ulusu : Britanyalı.
Nationalité : anglaise.
Uluların ulusu Jabba hemen yok edilmenizi emrediyor.
Sa Haute Magnificence, le Grand Jabba le Hutt, a décidé d'en finir avec vous immédiatement. Bien.
Her toplantıda muhakkak bir Zelig şakası yapılır... pop dansın hakim olduğu onyılda... yeni bir tür ulusu çalkalar.
Il n'y avait pas une réunion mondaine... sans une blague sur Zelig. Et, durant cette décennie de danses populaires... une nouvelle est adoptée par la nation entière.
Leonard Zelig'den esinlenmiş... bir sürü popüler şarkı vardı, melodileri ulusu ağlatıyordu.
LES JOURNÉES DU CAMELEON II y avait un grand nombre de chansons populaires... inspirées par Zelig. Des airs qui faisaient danser la nation.
Alman ulusu hükümetlerinin politikasını değiştirmeye çalıştığını ispat etmezse hükümetlerinin işlemekte olduğu suçlardan sorumlu tutulmak durumunda kalacaktır.
Ma troisième mission : "Ll y a dans le monde des leaders juifs. " Prenez contact avec eux.
İç savaşı bitirmeye ve bölünmüş ulusu uzlaştırmaya karar vererek muhafazakâr kuvvetlerin kalesine, Granada'ya doğru yürüyüşe geçtik.
Décidés à mettre fin à la guerre civile et à réunifier la nation, nous marchâmes sur Granada, bastion des Conservateurs.
El ele vererek bu ulusu birleştirmek bizim kutsal görevimizdir!
Nous rassembler pour unifier cette grande nation est notre devoir sacré.
Uluların ulusu önünde kendi fikrimi açıklamak ne haddime.
Je n'ose point donner mon avis devant le plus brillant des brillants.
İsa'nın Aryan Ulusu Kilisesi, Bay Beck.
L'Église du Seigneur pour la Nation Aryenne, Mr. Beck.
Pecherin, bir ulusu sisteminden nefret ederken, sevmenin mümkün olduğunu anlamış biriydi.
Il avait compris qu'on pouvait aimer son pays tout en haissant son systême.
Sonra, Ateş Ulusu'nun saldırısıyla her şey değişti.
Tout a changé quand la Nation du Feu a déclaré la guerre.
Ve Ateş Ulusu Kralı Ozai bu savaşı tamamen bitirmek için bu kuyruklu yıldızın gücünden yararlanacak.
Le Seigneur Ozaï s'en servira pour terminer la guerre. Une fois pour toutes.
Kuyruklu yıldız buraya gelmeden önce, Ateş Ulusu Kralını yenmek zorundasın.
Tu dois vaincre le Seigneur du Feu avant l'arrivée de la comète.
Elimizde Ateş Ulusu'nun haritası bile yok.
On n'a pas de carte de la nation du Feu.
Ateş Ulusu Kralı'nın evine ulaşmak için dümdüz batıya mı gideceğiz?
Tu veux aller vers l'ouest jusqu'au palais du seigneur Ozaï?
Ateş Ulusu yok mu?
Pas de nation du Feu?
Şayet bu yerde bütün dünyadan kitaplar varsa, Ateş Ulusu hakkında bir bilgi var mıdır?
S'ils ont des livres du monde entier, ils en ont sur la nation du Feu?
Ateş Ulusu Tarihinde en karanlık günü.
"Le jour le plus noir de l'Histoire de la nation du Feu."
Ateş Ulusu'na en karanlık günde ne olduğunu öğrenmek istiyorum.
Je cherche ce qui est arrivé au Feu leur jour le plus noir.
Ateş Ulusu hakkındaki bilgiler bu tarafta olmalı.
Les informations sur la nation du Feu devraient être par là.
Ateş Ulusu hakkında her şeyi yok etmişler.
Ils ont détruit tout ce qui concernait la nation du Feu.
Tam Ateş Ulusu'ndan bir adım öndeyiz derken onların bizi çoktan geride bıraktığını öğreniyoruz.
Juste quand je crois avoir une longueur d'avance, il s'avère qu'ils nous ont devancés il y a longtemps.
Tam olarak, Ateş Ulusu tarihindeki en karanlık gün.
C'est littéralement le jour le plus noir pour le Feu!
Ateş Ulusu Kralı tarih olacak.
Le seigneur Ozaï va mordre la poussière!
Bizi anlamıyorsun. Eğer kötü olan birileri varsa o da Ateş Ulusu'dur.
Vous ne comprenez pas, c'est la nation du Feu qui est néfaste.
Şimdi Ateş Ulusu'nun başı dertte.
La nation du Feu est mal barrée!
Senin adamların son altı haftada, bütün bu ulusu bağladılar...
Ça fait six semaines que vos amis ont pris en otage tout le pays...
"Dünyaca ünlü kişinin ölümü ulusu şoka uğrattı"
LA MORT D'UNE personnalité ÉBRANLE L'amérique
Unutmayın ki, ben ele geçirilmiş bir ulusu temsil ettim.
Et je ne pouvais pas ne pas tenir compte de leur autorité.
Ateşkese aç bir ulusu.
Je représentais un pays qui malheureusement, était traité comme un pays vaincu qui devait se plier aux lourdes conditions de l'Armistice.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]