English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ U ] / Umuz

Umuz traducir francés

182 traducción paralela
Köyde bir cinayet işlendi. Sevgili Benson'umuz nedensiz ortadan yok oldu.
Un meurtre dans le village, notre cher Benson qui disparaît sans raison.
Küçük Nötron'umuz bizi terk etti.
Notre petit Neutron nous a découverts.
Bizim'Yalnız'Rhodes'umuz.
Notre Lonesome Rhodes!
Siz Shogun'umuz adına karşılıyorum.
Je vous salue au nom du Shogun.
Muhterem Danton'umuz, zenginleri aforoz etmek yerine, yoksulları saygın kılmamız gerektiğini bizzat duyurmadı mı bize?
Notre respecté Danton, n'a-t-il pas lui-même dit qu'au lieu de bannir les riches, il faudrait faire respecter la pauvreté?
İstediğin kadar içebilirsin, bolca Rom'umuz var.
Sers-toi, il y a beaucoup de rhum.
Galiba hiç Pernod'umuz yok.
Je crois qu'on n'en a pas.
65 numaralı çiftimiz, Broadway'de büyük sükse yapan Özel Hayatlar'dan bir sahne oynadı. Bunlar bizim Ramon Navarro ve Jean Harlow'umuz.
Couple numéro 65, dans une scène de leur succès à Broadway "Vie privée", nos Ramon Novarro et Jean Harlow à nous- -
Bol bol soul'umuz var, eğer kalbiniz buna dayanırsa... buyurun Ağır Adam'la uçuşa!
On a plein de musique soul, et si votre cœur peut le supporter, envolez-vous plus haut avec Le Lourd!
Bir Ford. Bir Ford'umuz var.
Une Ford.
Artık bizim de gümüş "pound" umuz var.
Bientôt, les Frères vont arriver, déguisés en chasseurs.
Senato'ya söyleyin, İmparator'umuz burada kalacak.
Dites au Sénat que notre empereur restera ici.
Bir dakika, Herman. O bizim yeni İmparator'umuz.
Das ist einel Darre Totungl
Fiddler, George'umuz var mı?
Violon? Est-ce que nous avons un George?
Burada bir George'umuz var ve sen çok gençsin.
Nous aussi, nous avons un George. Vous êtes si jeune.
Tamam, şimdi 11.9'umuz olmalıydı.
Maintenant ça devrait être 1 1, 9.
Sanırım hiç Waldorf'umuz kalmadı.
Je crois que nous n'avons plus de Waldorfs.
Doğal olarak bir Champollion'umuz da yok.
Nous n'avons pas de Champollion.
Şişesi 120 dolardan'71 ürünü Dom Pérignon'umuz var.
Nous avons un Dom Pérignon 71 à 120 $.
İyi kalpli Smariton'umuz nerede?
Où est le bon Samaritain?
Hiç Plüton Nyborg'umuz kaldı mı?
Nous reste t'il du Plutonien Nyborg?
Sadece Source de Pavilion'umuz var.
Je n'ai que de la Source Pavillon.
Bizim Genç Kurt'umuz sadece şimşek gibi yumruklar atmıyor. Şarkı da söylüyor..
Non seulement notre loup-garou frappe comme l'éclair, mais il sait aussi chanter.
Pekala İyi Arkadaş'lar, bugünlük İyi Arkadaş Şov'umuz bu kadar... ama bir yere ayrılmayın... çünkü size çok önemli bir İyi Arkadaş... mesajımız var.
Très bien les Bons Gars, c'était notre émission des Bons Gars d'aujourd'hui... mais ne partez pas... parce qu'on a un message très important des Bons Gars... juste pour vous.
Bir uzmanımız, bir Maddox'umuz olsaydı...
Si nous avions un expert, un Maddox, quelqu'un...
Travel Lodge 410'umuz var.
On a le Travel Lodge, sur la 410.
Robocop'umuz nerede?
Où est ce RoboCop qui nous a coûté si cher?
Bizim Bajor'umuz o kadar şanslı değil.
Ma Bajor n'a pas eu votre chance.
Decadron'umuz bitmiş olabilir mi?
C'est normal qu'on soit à court de Décadron?
- Üzgünüm. Bizim zaten bir George'umuz var.
Je regrette, on a déjà un George.
Tümü de geleceğe doğru koşmakta olan bir milyar Eddie Barzoon'umuz var.
Un milliard d'Eddie Barzoon font du jogging dans l'avenir.
Bizim Borg'umuz bile bu gemide ne kadar önemli olduğunu anladı.
Même notre Borg comprend que vous êtes quelqu'un d'important.
Borg'umuz mu?
- Notre Borg?
Olduğundan daha fazlası olmak isteyen bir Okampalı ve olduğundan daha azı olmaktan korkan bir Borg'umuz var.
Une Ocampa qui veut se développer et une Borg qui a peur de régresser.
Burada 3 Napolyon'umuz var.
On a trois Napoléon.
Ve belki de, Raymond'umuz bugün, Tanrı'nın hep olmasını dilediği gibi davranıyor.
Peut-être que Raymond se conduit aujourd'hui comme notre Seigneur l'a toujours voulu.
Ona İngiltere'de Camelot'umuz olduğunu anlattım.
En Angleterre, nous avons Camelot.
Taþralý bir öðretmen olarak konuðumuz ol. Öðrencinden söz ederiz. Eminim iþe yarar.
Tu pourrais y parler de l'éducation en montagne puis, tu aborderais le cas de ton élève.
Café du jour'umuz Yeni Zelanda Peaberry.
Le café du jour est de Nouvelle-Zélande.
Sevgili hathor'umuz öldü.
notre très chère Hathor... est morte.
Tanrım, her ne kadar Neil Smith'i serbest ajansa ve Steve Atwater'ı da Jets'e kaptırsak da, umuyoruz ki hala, biricik Broncos'umuz bir Süper Kupa şampiyonası daha kazanıp, bir kez daha görkemli ışığında yıkanacaktır.
Seigneur... Bien que N. Smith et S. Atwater aient signé chez les Jets, nous espérons que les Broncos remporteront le Superbowl et partageront Ta gloire dans les cieux.
Yatağım bir restoran, eğlence merkezi küçük New York'umuz olmuştu.
Mon lit, c'était le restaurant, le spectacle, bref notre petit New York à nous.
- Yeni Dr. Tad Winslow'umuz sensin. - Sahi mi?
- Vous êtes le nouveau Dr Tad Winslow.
June'umuz öyle oldu.
Et ça a donné notre June.
Carlos'umuz geleli daha beş dakika oldu ama şimdiden başını belaya soktu.
Voilà quà peine arrivé notre Carlos... est déjà dans de beaux draps.
Şey, sadece... Buffybot'umuz eksik.
Ben, c'est juste... qu'on a perdu Buffybot.
Hey, O'Riley. 419 umuz var.
Hey O'Riley. On a eu le 419.
Tom'umuz.
Oh, oui.
Bak, Eamonn'umuz gelmiş.
Laisse moi te regarder.
Dr. Wilbur'umuz için.
- Merci.
Kıymetli Robinson'umuz için...
Bon...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]