Uniforması traducir francés
160 traducción paralela
Ya da kilo mu alıyor, uniforması düğmelerini mi geriyor?
Ou porte-t-il un uniforme devenu trop petit pour lui?
Uniformasını giyerken nasıl gururluydu ve sizin emriniz altındayken nasıl gururluydu.
De la fierté avec laquelle il portait l'uniforme. Et de la fierté qu'il avait de servir sous vos ordres.
Ve niye uniformasızsın?
Pourquoi es-tu en civil?
Giy onun Üniformasını! "
Mettez son uniforme! "
Üniformasız neredeyse tanıyamayacaktım seni.
Je t'ai rarement vu sans ton uniforme.
Üniforması Jeeves'den.
Un uniforme de chez Jeeves!
Üniforması var diye işimi alacağını sanıyor. Eskiden burada çalışmış.
Il croit qu'il aura ma place à cause de son uniforme.
Üniformasının içinde sanki çok önemli biriymiş gibi kasılarak dolaşıyor.
qui se pavane en uniforme en se disant major.
Üniforması da nasıl yakışmış!
Et bel homme dans cet uniforme!
Üniformasıyla bir ayakkabı teki.
Il reste son uniforme et une chaussure.
Üniformasının içinde yakışıklı çocukmuş, değil mi?
il était beau dans son uniforme, non?
Üniformasını çıkarın.
- Ça doit être un éclat d'obus.
- Üniformasını küçük düşürüyor.
- C'est une honte.
Üniforması var.
Il porte un uniforme.
Üniformasız bir firariye işlemez.
Ils ne concernent pas un déserteur, en civil, qui plus est.
Üniformasız tutuklama yapamayız. - Dikkat!
- Non, sans eux, on ne peut pas verbaliser.
Üniformasız.
Sans uniforme.
- Üniformasız mı?
Sans uniforme?
Üniformasını çıkardı ve biberonla bir şeyler yaptı.
Et alors là, elle a fait le strip-tease de la nurse, quoi. Elle a enlevé ses trucs de nurse, elle a fait deux, trois trucs avec le biberon...
Kanada ordusunu uniformasını lekelyen herkes derhal askeri mahkemeye çıkar.
Mes hommes ont des ordres clairs.
Üniformasına bakmaksızın her adam..
Chaque homme, quel que soit l'uniforme, est coupable et sera puni.
- Üniformasını al.
- Prenez son uniforme.
Üniformasız daha güzel görünüyorsun.
Tu es bien mieux sans ton uniforme.
Üniformasıyla gömülmesi için onu evine götürdüm.
Je l'ai ramené chez lui pour l'enterrer.
Üniformasız beni tanımazlar.
Sans uniforme, ils ne me reconnaîtront pas.
Üniformasız bir görevli onu durdurmaya çalışanlara dedi ki : "Ben Yüzbaşı Grillo. Bir denetim yapmalıyız!"
L'homme dit "Je suis le capitaine Grillo, je viens faire une inspection".
Üniforması içinde güzel göründüğünü sanıyor.
Il se trouve beau en uniforme.
Üniforması üzerindeyken öyle yakışıklıydı ki.
Qu'est-ce qu'il etait beau, dans son uniforme.
- Üniforması var mı?
- En uniforme?
Üniformasıyla oldukça etkileyici.
Il a belle allure en uniforme.
- Üniformasız kimseyi içeri sokmuyorlar.
Ils ne laissent entrer personne sans uniforme.
Simon, bildirinin sadece İngiliz Üniforması giyerken yakalanan Boerlar'a uygulandığını sanıyordum.
Simon, je pensais que cette déclaration ne s'appliquait qu'aux Boers qui portaient l'uniforme britannique.
Üniforması içinde sıcaktan ölüyordu.
Il avait son uniforme de carabinier. Il mourait de chaleur.
Üniforması, bir Fransız ordu Mareşaline ait. Bir Amiral'den bile rütbeli.
Si vous êtes le valet de ma mère, faites votre travail.
Ne ülkesi, ne Tanrı ne de Lanet Ashau Vadi'si için. Üniformasını ve silahını üstünde bıraktım.
Il n'a pas laissé ses tripes sur une piste de la vallée d'Ashau pour la Mère-patrie, une médaille, ou d'autres conneries... ll a sorti son arme automatique pour toi et pour le 3ème Peloton.
İtfaiyeci, sağIık görevlisi miydi? Üniforması yoktu.
Un pompier, un secouriste sans uniforme?
Üniformasız ama cesaret abidesi.
Sans autre uniforme... que son immense courage.
Üniformasına bakarak hayvanat bahçesinde çalıştığını söyleyebilirim.
D'après son uniforme, il travaille au zoo.
Üniformasına bir bak!
C'est quoi, cette tenue?
Üniforması hala bende.
Dites-lui aussi que j'ai gardé son uniforme.
Üniformasız bir erkek hiçbir şeye benzemez!
- Un homme ne ressemble à rien en ne faisant pas parti du regiment!
Üniforması, Oregon eyaletinin aşşağısındaki sağlık hizmetleri taşıma istasyonunda bulunmuş.
On a trouvé son uniforme dans des toilettes publiques à Oregon City.
İş Klingon geleneğine göz yummaya gelince ikinize de fazlasıyla esneklik sağladım ama fark ettiyseniz burası bir Klingon İstasyonu değil bu giydikleriniz de Klingon Üniforması değil.
Je vous ai autorisé à suivre la plupart de vos traditions, mais vous êtes sur ma station et votre uniforme n'est pas klingon.
Üniforması.
Son uniforme.
- Üniformasız emir veremezsiniz.
Pas d'uniforme, pas d'ordre.
Üniforması da üstünde. Birşeyler yapamaz mı?
Il a un uniforme, il ne peut rien faire?
"Üniformasız Polisler"?
"Des flics sans uniforme."
"Üniformasız Polisler"?
Des flics sans uniforme.
Üniformasında Riemer yazıyor.
C'est marqué Riemer sur l'uniforme.
- Üniformasına ne olmuş?
- Regarde son uniforme!
Üniformasının içinde harika görünüyordu, ve çok heyecanlıydı.
Elle était splendide en uniforme et elle était tout excitée.