English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ U ] / Urgent

Urgent traducir francés

3,623 traducción paralela
Küçük Hermes'ten acil bir mesaj aldım.
Je viens juste d'avoir un sms urgent du petit Hermès.
Acil doğal gereksinim için özür dilerim. Burası suç mahalli.
Veuillez excuser ce besoin naturel urgent.
Aslında, Fargo dedi ki ; onunu işe götürmem lazımmış, acil bir durum için.
Et, heu, Fargo a dit que je devais le remettre au travail, c'est urgent.
- Hem de çok acil.
- Méga urgent.
Bu acil.
C'est urgent.
Maja Zeuthen telefonda. Acil diyor.
Maya Zeuthen au téléphone, elle dit que c'est urgent.
Dinle, bunun için üzgünüm ama çok acil olmasa buraya gelip de onu Lacey'nin evine götürmek için gelmezdim.
Désolée mais je ne serais pas là si ce n'était pas extrêmement urgent que je l'emmène chez Lacey tout de suite.
- Sağ olun. - Dr. Hartman, acil bir mesaj geldi.
Dr Hartman, j'ai un message urgent.
Pekâla, Don, neymiş bu kadar ivedi olan?
Alors, Do, quoi de si urgent?
İvedi demedim.
Je n'ai pas urgent.
Masasını böyle bırakıp gidecek kadar önemli ne olmuş olabilir?
Qu'est ce qui a pu être si urgent pour qu'il laisse son bureau?
Şuna bakın hele- - Üzerinde "Gaz Şt. aradı, acil." yazıyor.
Un mot qui dit, "La compagnie de Gaz a appelé, urgent" Tu vois?
- Beni en kısa zamanda aramasını söyleyin. Acil bir durum. - Tamam.
Dites-lui de me rappeler, c'est urgent.
İlk önce durumunu stabilize etmeliyiz, yoksa çok geç olacak.
D'abord, il est urgent de le stabiliser, car on le perd.
Üzgünüm, acil kişisel bir çatışmam var.
Désolé, j'ai un conflict personnel urgent
Acil olan neydi, baba?
Pourquoi est-ce si urgent, papa?
Eğer Bayan Swire'ın avukatı seni görmek istiyorsa ve acilse... -... bu o sana bir şey bırakmış demektir.
Si l'avocat de M. Swire veut vous voir et que c'est urgent, cela signifie qu'il a laissé quelque chose pour vous.
Affedersiniz ama bu kadar acil mi?
Oh, pardon, je ne savais pas que c'était si urgent.
Evet, acil.
Oui, c'est urgent.
- Acilen...
- C'est urgent...
Tabii eğer teorim doğruysa bir sorun daha olabilir.
Bien sûr, Si ma théorie est correcte, ça présente un problème plus urgent.
Şu anda pozitif düşünmenin mühim olduğunu mu düşünüyorsunuz?
Vous croyez que c'est le plus urgent?
Daha acil işlerimiz var.
Nous devons partir pour un besoin urgent.
Ve yirmili yaşlarının başında, bu acil bir endişe olabilirdi.
Et vers tes 20 ans, ça pourrait être concernement urgent.
Bu çok acil. Hızlı olun.
C'est urgent, dépêche-toi.
Acil durum.
C'est urgent.
Lanet olsun beklemeye aldılar!
Putain, c'est urgent!
Tamam, örnek üzerinde bir acele koydu?
notez juste urgent sur l'échantillon, ok?
Kısa süreli bir konu.
Un problème urgent.
Evet, gerçekten de acilen...
- C'est urgent, qu'ils sachent que...
Acilden normale yukarıdan aşağı şekilde sıralı.
De l'urgent à la normale, de Haut en bas.
Durum acil.
C'est urgent.
Size söylemem gereken önemli bir şey var Hazretleri.
Votre Eminence, j'ai quelque chose d'urgent à vous dire.
Acil bir telefon aldı.
Il a eu un appel urgent.
Dediğim gibi Quinn'e acilen iletilmesi gereken bir mesajım var.
Comme je l'ai dit, j'avais un message urgent pour Quinn.
Önemli bir şey yok sadece kalp krizi geçiriyorum.
Hum, rien d'urgent... J'ai seulement une crise cardiaque.
Acile benziyor.
Ça semblait urgent.
Bunu benim için laboratuvara götürüp de acil etiketi koyabilir misin acaba?
Vous pouvez déposer ça au labo? - Dites-leur que c'est urgent.
Lanet boş bir tahmin için deli gibi para harcıyorum ve o lanet şey bana hala neticeli şekilde geri dönmedi.
Cette merde coûte une putain de fortune pour du travail urgent et cette merde est quand même revenue non-concluante.
Bu kadar önemli olan şey ne olabilir?
Qu'y avait-il de si urgent?
Acil gözetim durumum bitti diye her akşam böyle dışarı mı çıkacaksın?
Maintenant, que je ne suis officiellement plus un cas urgent, tu vas sortir tous les soirs?
Karşı konulması imkansız bir arzuyla
Avec un besoin trop urgent de nier
Merle, acil olduğunu söyledi.
Merle a dit que c'était urgent.
Ne yapıyorsanız bırakın.
Peut importe ce sur quoi tu travailles laisse tomber. Nous avons un boulot urgent.
Acil bir mesaj aldım, yani ben hemen... gitmeliyim ve...
Je viens juste de recevoir un message urgent, donc je vais... Partir rapidement et...
Birşey unuttum...
J'ai oublié... c'est urgent...
Shirley Tapınağı'nda aranıyorum.
Je dans un besoin urgent d'un Shirley Temple.
Hey, Karl, böldüğüm için özür dilerim, fakat bizde senin için bir fırsat var ve bu acil.
Hey, Karl, désolé d'interrompre, mais on a une opportunité à t'offrir et c'est urgent.
Acil.
C'est urgent.
- Zaman kısıtlı Vega.
C'est urgent Vega.
- Sesli mesaj?
- Tu m'as laissé un message urgent disant que tu avais été poussé par une semaine de vacances avec ma fille.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]