Ussing traducir francés
130 traducción paralela
At gözlüğü taktığımızı ve sorunları çocuklarımıza ya da torunlarımıza bırakacağımızı sanıyorsanız,.. ... o hâlde Ussing'e oy verin.
Si vous pensez que nous devons porter des œillères et transmettre les problèmes à nos enfants, ou petits-enfants, alors votez pour Ussing!
Ussing o makaleden bahsetmeye başlayınca söyleyeceklerini abartma demiştim sana.
Je vous avais dit d'être prudent lorsque Ussing parlerait de ça.
Ussing sadece olta atıyor.
Ussing avance en aveugle.
Ussing'e böyle bir manşet veremeyiz.
On ne peut pas permettre à Ussing de faire les gros titres avec ça.
Ussing sevinçten ağlayabilir.
Ussing va en danser de joie.
Boş ver sen onu.
Allez, on l'emmerde, Ussing.
Dinle, Ussing fakirden alıp zengine verdiğim fikrini satmaya çalışıyor.
Écoute, Ussing essaie de faire passer l'idée que je prends aux pauvres pour donner aux riches.
- Ama kriz, seçim ve Ussing tüm psikopatları ortaya döküyor.
Mais la crise, les élections, Ussing, ça ameute les lunatiques.
Ama Ussing de tam olarak bunu istiyor!
Mais c'est exactement ce que veut Ussing!
Ussing'in çekmecesine de bir kopya bırak.
laissez une copie dans le casier de Ussing.
Ussing, bu konuyu açmayacağımızı sanıyordum.
Ussing, nous devions épargner...
Ussing'e de cevap vermeliyiz.
Et on devrait répondre à Ussing.
Zeuthen'ın kızı kaçırıldı, Başsavcı Yardımcısı öldürüldü. Ve Ussing günler önce toplantı yaptığınızı söylüyor.
La fille de Zeuthen enlevée, l'assistant du procureur général assassiné, et Ussing affirme que vous avez tenu une réunion il y a quelques jours?
Bu durum neden benim değil de Ussing'in o notu gördüğünü açıklamıyor.
Cela n'explique pas comment Ussing a pu apprendre cela, et pas moi.
Ussing'in kaynağı kim? Özel Birim biliyor mu?
Les services secrets ont déterminé qui est la source d'Ussing?
Ussing aceleci davranıyor.
Ussing est trop pressé de tirer des conclusions.
Peki ama Adalet Bakanına Ussing'in iddialarını inkâr etmesini neden söylemedin?
Mais pourquoi n'as-tu pas dit au Ministre de la Justice de démentir les propos d'Ussing?
Sabah Ussing de bilgilendirilecek.
Ussing sera tenu au courant demain, lui aussi.
Ussing yeni bir basın açıklaması yapmış.
Ussing vient de faire une déclaration.
Yarının başyazılarından birkaçı Ussing bu durumdan faydalanmaya kalkıyor diyor.
Beaucoup d'éditoriaux de demain disent qu'Ussing essaie d'abuser de la situation.
Özel Birim Ussing'e bilgi verenle ilgili bir şüpheli bulmuş.
Les services secrets ont un suspect pour la fuite à Ussing.
Daha sonrası için Ussing ve Rosa'yla toplantı ayarla.
Arrange une rencontre pour plus tard, avec Rosa et Ussing.
Rosa Vejle'de, Ussing nerede bilmiyorum.
Rosa est à Vejle, et Ussing je n'en sais rien.
Desteğimizi göstermeliyiz.
Ussing, nous devons les soutenir.
Bırak artık Ussing.
Oh, arrêtez, Ussing.
Ussing'in seni bu işe karıştırma tehlikesi varsa,.. ... tabanım seni desteklemeyi onaylamaz.
Ma base n'acceptera jamais de te soutenir s'il y a le moindre risque qu'Ussing t'implique dans tout cela.
Ussing'in sorun olmayacağından emin olmak istiyor sadece.
Elle veut juste être sûre qu'Ussing ne causera pas de problème.
Evet, Ussing'le Lebech'e yollandı.
Oui, il a été envoyé à Ussing et Lebech.
Rosa Lebech tereddüt etmiyor. Bize çelme takmaya çalışan Ussing asıl.
Rosa Lebech n'hésite pas, c'est Ussing qui essaie de nous faire tomber.
Kristoffer Ussing'in Merkez Parti'ye yeni bir teklif yaptığını duymuş.
Kristoffer a entendu dire qu'Ussing avait fait une nouvelle offre au Parti du Centre.
Ussing'den : "Ateşkese evet. Başka bir şey çıkana dek."
C'est d'Ussing : "Accord OK, jusqu'au prochain problème."
Merkez Parti anlaşmaktan vazgeçiyorsa,.. ... bu Ussing için büyük bir zafer olur.
Si le Parti du Centre revient sur l'accord maintenant, c'est une grande victoire pour Ussing.
Ussing demin ateşkese evet dediğini bildirdi.
Ussing vient de me faire savoir qu'il est partant pour un accord.
Ama Ussing seninle konuştuysa, bunu bilmem gerek.
Mais si Ussing t'a parlé, j'aimerais le savoir.
Ussing bir suçtan faydalandığı için ödüllendirilmemeli.
Ussing ne devrait pas être récompensé d'utiliser un crime.
Merkez Parti'yi kaybetmek seni sinirlendirmiş. Bunu anlayabilirim Ussing.
Perdre le Parti du Centre vous a rendu amer.
Ateşkes istiyorsan, hemen şu anda her şeyin hesabını vereceğine söz ver.
Je le comprends, Ussing. Si vous voulez un accord, je veux votre promesse, de tout dire, et tout de suite.
Ama Başbakan Kamper, Ussing burada birçok iddiada bulundu. Bir şey söylemeyecek misiniz?
Mais, M. le Premier ministre Kamper, M. Ussing vient de soulever un certain nombre de points, vous ne souhaitez pas y répondre?
Bu olay, muhalefet lideri Anders Ussing hükümeti ağır şekilde eleştirdikten sonra yaşandı.
Le chef de l'opposition, Anders Ussing, a dans la journée sévèrement critiqué le gouvernement.
Muhalefet lideri Ussing, hükümet ve özellikle Adalet Bakanı Mogens Rank hayatî bilgileri göz ardı etmemiş olsa,..
Le chef de l'opposition, Ussing, pense que l'enlèvement et ces assassinats auraient pu être évités, si le gouvernement, et tout particulièrement le Ministre de la Justice,
Birilerinin bunu Ussing'e sızdırmış olması benim hatam değil.
Ce n'est... Ce n'est pas de mon fait si quelqu'un a transmis cela à Ussing.
Yok. Ussing belgelerin isimsiz yollandığında ısrarlı.
Ussing maintient qu'il a reçu ces documents de façon anonyme.
Ussing de hükümeti Zeuthen'ı yanlış bilgilendirmekle ilgili suçlamaya devam ediyor.
Et Ussing continue de se répandre sur le gouvernement qui aurait mal informé Zeuthen.
Başbakan Kamper'la muhalefet lideri Ussing bir seçim tartışmasında karşı karşıya geldiler.
Le Premier ministre Kamper et le chef de l'opposition Ussing se sont heurtés au cours d'un débat électoral.
Her şey hâlâ Ussing'i işaret ediyor.
Tout nous indique qu'il s'agit d'Ussing.
Seçimlere 3 gün var. Ussing ve Merkez Parti hesap vermek zorunda kalacak.
Les élections sont dans 3 jours.
Yapmamız gereken Emilie'yı sağ salim bulmak.
Ussing est fini. Si Émilie Zeuthen rentre, tout va bien.
Fidyeci sizi atlatıp Ussing'in peşine düşmüş olabilir.
Et si le suspect cherche Ussing en ce moment?
Avukatıyla birlikte polis merkezinde. Brix artık onun şüpheli olmadığını söyledi.
Brix dit que les soupçons contre Ussing sont levés.
Ussing, bu konuyu açmayacağımızı sanıyordum- -
Ussing, je pensais que nous devions épargner aux...
Ussing değil.
C'est pas Ussing.