Ustadım traducir francés
223 traducción paralela
Üstadım, Tartışmasız sizin artık bir hayranınızım.
Maestro, je suis votre admirateur inconditionnel.
Üstadım, hangi temalardan ilham alıyorsunuz?
Maître, dans quels thèmes trouvez-vous l'inspiration?
Üstadım, bir yerden duyduk ki sizde satmadığınız bir portre varmış.
J'ai entendu dire quelque part, que vous possédiez un portrait que vous ne voulez pas vendre.
Aşçım, bu yemekleri pişirmekte ustadır.
Mon cuisinier est très fort pour préparer ces aliments.
Adamlarım işlerinde ustadır ve ne ile karşı karşıya olduğumuzu biliyoruz. Ama hepimiz Deniz Kaplanı'nın savaşa geri dönmesini istiyoruz.
Mes hommes savent contre quoi nous avons à lutter mais ils veulent que le Sea Tiger combatte.
Üstad Hirate, lütfen bana yardım et, sana yalvarıyorum.
J'ai besoin de toi. Je te demande de m'aider.
Burada bir Üstad Hirate var mı?
Je cherche un nommé Hiraté.
Üstad Hirate'yi görmeye gitmem lazım.
Je dois... retrouver Hiraté à tout prix.
- Bir tanecik, Üstadım.
- Une seule!
Üstadım!
Maître!
Üstadım, ben geldim.
Maître... Me voici de retour.
Üstadım, niye benimle böyle konuşuyorsun?
Comment serait-ce possible, maître?
Üstadım, böyle davranmalıyım. İntikamımı böyle almalıyım.
Maître... dois-je vraiment poursuivre cette vengeance?
Üstadım, bu korkunç intikamı düşündüğümde her şeyi bırakıp buradan kaçıp gitmek istiyorum.
Quand je pense à cette effroyable vengeance, j'ai envie de prendre la fuite, de disparaître pour toujours.
Üstad Hu
M. Hu.
Üstad Xiao'la mı? Çok iyi tahmin ettiniz
- Serait-ce maître Xiao?
Ben daha hiçbir şey duymadım, Üstad Hopkins.
- Je n'ai rien entendu.
- Her şey hazır mı, Üstad Hopkins? - Evet.
Tout est prêt, M. Hopkins?
Sana çıkardığın iş için teşekkür etmeliyiz, Üstad Cadı Avcısı.
Merci pour vos services, M. Le Grand Inquisiteur.
Üstad Hopkins ve yardımcısı buradalar mı?
Hopkins et Stearne sont ici?
Bu dartların Ünlü Kadın Üstad Yun Chi Nian'a ait olduğunu herkes bilir
À votre place, il m'aurait certainement dit qu'on a affaire à une arme de Dame Yun la Septième.
Efendim, Üstad Yun'dan yardım istemediniz mi?
N'avez-vous pas demandé l'aide de maître Yun?
Tutuklanman büyük Üstadımıza kendi sonuna dair bir işaret gibi göründü.
Fulvio lmbriani, tu as été arrêté le sept de ce mois.
Üstad Fu, adamlarım sizi tanıyamadı affedin lütfen lafı bile olmaz lütfen oturun lütfen
Chevalier Fu. Mes hommes ignoraient qui vous étiez. - Veuillez leur pardonner.
Üstad Fu'yu bırakın önce, yoksa dereye atarım
N'approchez pas! Relâchez-le d'abord.
Üstad Zhao acil olduğunu söyler Salonda sizi bekliyor
M. Zhao vous demande.
Üstad Li, Tanıştığımıza memnun oldum o zevk bana ait.
Effectivement, le lettré Li a belle allure. Vous me flattez.
Biz yemekteyken Üstad Xinmei'yi öldürdün ve şimdi inkar mı ediyorsun?
Pendant le dîner, tu as tué maître Xin-mei. Ne fais pas l'innocent!
Yazıtı çalan hakkında, Üstad Xinmei ;.. Şüphelinin isminin defterinin son sayfasında..
En chemin, maître Xin-mei m'a dit qu'il soupçonnait déjà quelqu'un.
Üstad Zhao, şimdi dengiz ipler yok, sadece ben varım
Laissons de côté les manigances. Seulement vous et moi.
Üstadım önce çorba mı, erişteler mi?
" Maître... d'abord la soupe? Ou d'abord les nouilles?
Üstadımızı şarkımızla uğurlayalım haydi.
Allez, on lui chante une chanson!
Üstadım Aristo'ya, Yunan filozoflarına ve kendi olağanüstü, mantıklı zekasının becerilerine güveniyordu.
Mon Maître se fiait â Aristote, aux philosophes grecs... et à son propre et très remarquable sens de la logique.
Üstadım?
Maître?
Üstadım. Hangi dilde konuşuyordu?
Maître... quelle langue parlait-il?
Üstadım, çabuk!
Vite! Je le tiens!
Üstadımın, o kafir kambur hakkındaki şüphelerimi neden o kadar çabuk yok saydığını ve kuleyi ziyaretimizin neden o kadar acil olduğunu anlamamıştım.
Je ne perçus ni pourquoi mon maître écarta si vite... mes soupçons quant au bossu hérétique... ni pourquoi il était si urgent de visiter la tour.
Üstadım! Burada, çabuk.
Maître... venez... vite!
Üstadım. Siz hiç aşık oldunuz mu?
Maître... avez-vous... jamais été... amoureux?
Üstadım. Bernardo Gui kim?
Maître... qui est Bernardo Gui?
- Çatallarda oklar varsa... - Üstadım!
S'il y a des flèches aux fourches, alors...
Üstadım basit insanların daima her şeyin bedelini ödediğini söyler. Ama lütfen Kutsal Annemiz, böyle olmasına izin verme.
Mon maître dit que les humbles paient toujours pour tout... mais je vous en prie, Sainte Mère, faites qu'il n'en soit pas ainsi!
Üstadım, lütfen, acele etmeliyiz.
Je vous en prie... il faut faire vite.
- Üstadım!
- Maître!
Üstadım gerçek katili buldu!
Mon maître a trouvé le vrai meurtrier!
Üstadım.
Maître!
Ulvi Üstadım!
Maître céleste!
Üstadım Güney Kore'den Kim San Jang.
Mon maître vous envoie ses respects.
- Üstadım.
- Le maître.
Ona sonsuza dek şükredeceğiz. O, karşımıza Üstad Fard Muhammed kişiliğinde çıktı ve Hz. Elijah Muhammed'i diriltti.
A celui qui est venu à nous en la personne de Farah Mohamed et d'Elijah Mohamed
Üstad Wong, tekrar ne zaman karşılaşacağımızı size söyleyemem.
Maître Wong, peut-être que l'on se reverra?