English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ U ] / Ustelik

Ustelik traducir francés

5,029 traducción paralela
Domuzun tekisin ve nerede bir kevaşe varsa üzerine çekiyorsun. Üstelik pis çoraplarını orada burada bırakıp duruyorsun.
Un porc, un aimant à pétasses, et tu laisses traîner ton linge sale.
Üstelik yürüyor.
et marche!
Evet ama hastanedeyken Jason kişiliğini yalnızca diğer Alfalara yansıtabiliyordu. - Üstelik etkisi geçiciydi.
Oui, mais à l'hôpital, Jason pouvait seulement projeter sa personnalité à travers d'autres Alphas, et même là, l'effet était temporaire.
Üstelik buna mecbur değildim.
Je n'avais pas à le faire
Üstelik bu sefer abisini öldürürken kullandıkları silah da var elinde.
Cette fois, il a l'arme qui a tué son frère.
Üstelik benim gibi birini bayıla bayıla kabul ederler.
En plus, ils me dérouleraient le tapis rouge.
Üstelik asansörsüz.
Même sans ascenseur.
- Üstelik, François Chocard sayesinde.
- Encore? - Grèce à François Chocard.
Üstelik, Adolf, İsviçre'nin tarafsızlığına saygı göstermişti.
- Même Adolf a respecté la neutralité helvétique.
Küçük görevimden, küçük okulumdan, taşralı olmamdan. Karın seni ön plana çıkaramıyor. Üstelik çocukların doğumundan sonra 25 kilo olan koca götüyle!
Avec mon petit poste, mon petit collège, ma petite banlieue, ça ne te fait pas briller, cette épouse, qu'a quand même un gros cul de 25 kg depuis la naissance du petit.
Üstelik vena cava superior'u tıkayan koca bir tümör de hâlâ duruyor olacak.
Et elle aura toujours une tumeur géante bloquant sa veine cave supérieure.
Üstelik yapmaya gönüllü bile değildim.
Et je n'ai même pas envie de le faire.
Üstelik bu sefer tüm ailemi de peşimde sürükledim.
Et cette fois j'ai attiré toute ma famille avec moi.
Üstelik yine de yarın akşam seni görebileceğim.
De plus, je te verrai quand même demain soir dans tous les cas.
Üstelik saçma bir mektup da yazmadım ben.
J'ai pas écrit de lettre, moi.
Üstelik resmi geçit iki gün sonraya ertelenmişken.
Et la parade a été reportée à dans deux jours. - Ça pourrait être un bain de sang.
Üstelik çalıştığın kişilerin haberi bile yok.
Et les gens avec qui vous travaillez n'en ont aucune idée?
Üstelik zulalarını mı aldın?
Et tu sais ou ils se cachent?
Üstelik de süperim.
Et je suis génial.
Ve diğer kadın da bana zehir içirmeye kalktı? Korkarım bu bakışmalara yazabileceğim bir reçete yok. Üstelik yazmak isterdim çünkü beni hasta ediyorlar.
J'ai peur de ne rien pouvoir vous donner pour les yeux gonflés bien que j'aimerais le faire ils me rendent malade.
Ama senden nefret etmediler... Üstelik herkesten nefret ederler.
Mais ils te détestent pas, alors qu'ils détestent tout le monde.
Üstelik bir ikiz alarmı verildi zaten. Seninle Grant için.
Et tu es déjà habillé comme Grant.
Ama herkesin her şeyi olamam. Üstelik şimdi bir de Sean çıktı düşünülecek.
Mais je peux pas plaire à tous et il faudrait que je plaise à Sean.
Kapıyı açık bırakmak tayt mankenliği yapan eski sevgilinle gizlice mesajlaşmaktan daha mı kötü? Üstelik kızın en büyük hobisi, ağzı tıka basa doluyken, burnundan nefes almak!
C'est pire que correspondre avec son ex, un mannequin, qui indique qu'elle avale mieux que tout le monde?
Üstelik banyomuzdaki kütüphanenin de en çok kullanılan eseri.
Et le livre le plus corné qu'il y a aux WC.
Üstelik koltukaltı kıllarını miden kaldırırsa televizyonda bedava meme bile görebilirsin.
Et si tu supportes les filles poilues, tu verras des nichons gratuits à la TV.
Üstelik saat daha 10.30
Rentrée pour 22 h 30.
Üstelik gidersek, oraya vardığımızda sadece orada kalmış olacağız.
D'ailleurs, si on y va, une fois arrivés là, on aura juste à rester là.
Üstelik sistem aralarında her hangi bir etkileşime izin vermiyor.
Dans tous les cas, le processus ne permet aucune interaction entre les deux.
Üstelik çocuklarıyla gelmiş.
Et avec ses fils en plus?
Üstelik söz konusu olan, seçkin bir kurum ile büyük bir üniversite...
- avec une grande université...
Üstelik bana yakında doğacak olan çocuğumuzun odası için herhangi bir harcama yapmamamı söylemiştin.
Et en plus, tu as le culot de me dire de ne pas dépenser d'argent pour la chambre d'un bébé qui est déjà en route?
Üstelik bu benim için şahsi bir mesele.
En plus, je suis personnellement impliqué là-dedans.
Üstelik mazeret bile göstermiyor.
Il ne s'est pas présenté.
Mike, o adamlar tepeden tırnağa kadar silahlı. Üstelik öfkeden köpürüyorlardır.
Mike, ces mecs de ce club sont armés jusqu'aux dents, et ils sont aussi fâché que le diable.
Babanın banka hesaplarından haberdar olan birisi. Üstelik vergi dilimini düşürmek için kullandıklarından söz etmiyorum.
Quelqu'un qui connaît les comptes bancaires de ton père, et je ne parle pas de ceux dont il paye les taxes.
Üstelik...
De plus...
Santiago, Kevin'den nefret ediyordu. Üstelik kibirliydi.
Santiago haïssait Kévin, et il était superficiel.
Üstelik kişi başı 5,000 dolar iken o tüm masayı almışsa.
220 ) } Surtout quand c'est 5000 $ la place et qu'il a tout payé.
- Üstelik o duman da neydi öyle?
- Et pourquoi? Et c'était quoi cette fumée?
Üstelik Regina'nın ölümünün kimseye bir faydası olmayacak.
Et la mort de Regina n'apportera aucunes réponses.
Üstelik mayoyu da giymek zorundayım.
Et je dois le faire dans un maillot de bain.
- Üstelik ağım bile yoktu.
- Un beau coup de filet!
Çünkü pijama pantolonunu ve pedikür terlilerini giymişsin. Üstelik ağlamak üzeresin.
T'es en jean-pyjama, t'as des tongs de pédicure, et t'es au bord des larmes.
- Ryan. Üstelik Bill Gates'ten daha yakışıklı.
Un Bill Gates en plus beau.
Üstelik düğün için de para biriktiriyoruz.
On économise pour le mariage.
Üstelik ne kadar yavaş yürür sen de bilirsin.
Et tu sais comme elle est lente.
Üstelik son dakikada iki kişiliği dört kişiye çevirivermişler.
Et pour pouvoir rajouter deux couverts à la dernière minute.
Aslında iki hayat kurtardım. Üstelik yükseklik korkumla da kahramanca mücadele etmem gerekti.
Techniquement, j'en ai sauvé deux, tandis que j'étais confronté à ma grande peur du vide.
Üstelik iki tane varil almışlardı.
Et ils ont achetés deux fûts de 55 gallons.
Üstelik bir otobüsteyiz.
Et en plus parce qu'on es dans un bus.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]