English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ U ] / Utü

Utü traducir francés

105 traducción paralela
Ütü!
Oh, mes fers!
Ütü çizgili pantolon bayağı kabul ediliyordu. Ütü izi giysinin, bir rafta durduğunun ve hazır giyim olduğunun kanıtıydı.
Le pantalon, s'il portait un pli, était jugé vulgaire parce qu'il sentait la confection.
"Ütü yapan kadın" tablonun önünde durdu. İki adım geri çekildi ve ikinci kez baktı.
Ta "Blanchisseuse", il l'a regardée et il a hoché la tête deux fois!
Ütü yaparak fazladan para yapıyorum.
Le repassage me rapporte un peu d'argent.
Ütü yapıyorum. Ne?
Du repassage.
Ütü işlerini bitirdin mi?
Vous avez pris votre fer, aujourd'hui?
- Sessiz olur musun baba? Ütü yapıyorum!
Père, pas de ça quand je repasse!
Ütü sıcaktı.
le fer était chaud, vous voyez.
Ütü.
Le fer à repasser!
Ütü yapıyordum.
Je repassais...
Ütü yapmayı sevmem.
Je n'aime pas repasser.
Ütü yapılmasını mı istiyorsun?
Tu veux du repassage?
Onun yaşında, Çamaşır yıkar, Ütü yapar Anneme yardım ederdim.
A son âge, je repassais, je lavais... J'aidais ma mère.
Ütü.
Fer.
Ütü gerektirmeyen. " Ben" Normal " i deniyorum.
Pressage permanent. "Je vais choisir" Normal ".
Ütü yapar.
Il repasse.
Zaten sen valizini açmayı bitirebildiğinde geri dönme zamanımız gelmiş olacak. Ütü masanızı kullanmamın sakıncası var mı?
J'ai vu MacGyver s'échapper d'un silo à missiles avec du fil dentaire.
Dağınıklığı mazur görün. Ütü günüm.
Excusez le fatras, je repasse.
Ütü yapamıyor mu?
Elle sait pas repasser?
- Craig? - Ütü masası gibisin hem de!
Une vraie planche à repasser.
Ütü yapıyordum, anladın mı?
Je repassais et...
Ütü istiyor bu.
Il lui faut un coup de fer.
- Ütü masası yamuldu
La planche à repasser est blessée.
Seni duyamıyorum, Eric, Ütü yapıyorum.
Je ne t'entends pas, je repasse!
Ütü yaparken.
Avec ton repassage.
Ütü masası devrildi. Kurşun sekerken Weems kanepenin arkasına saklandı.
La balle ricoche et Weems plonge derrière le canapé.
Bellini ona doğru ilerledi. Ütü masasına takıldı.
Bellini s'élance vers lui, trébuche sur la table, et rebondit sur la chaise.
Ütü yapmak gibi.
En avant et en arrière, comme pour le repassage.
Ütü, çamaşır, düşkünleri beslemek...
repasser, laver, alimenter...
Ütü dedin mi Inferno olmalıdır. Diğer ütüleri at çöpe gitsin!
Le seul fer, c'est Inferno Le reste c'est de la ferraille!
Ütü yapıyorum.
Je repasse.
Ütü yapabilir misin?
Vous repassez?
Bayan Trentham'ın bluzunu yıkayacaktım, efendim. Ütü odasında bir lavabo var.
Je dois laver le chemisier de Lady Trentham ll y a un évier dans la salle de repassage
- Tanığın kafasını ütülemeyi kes. - Ütü mü?
- Arrêtez d'épouvanter le témoin.
Ütü tahtası, Boğa kementi, pasta kreması, Celine Dion, Dionne Warwick!
Will Grace Saison 3 - Episode 18
- Ütü yapıyordum... Telefon çaldı...
- Je repassais... quand le téléphone a sonné.
Ütü yapabilir.
Elle repassera.
Ütü ısındığı zaman adımımı atacağım.
Je me déciderai quand le fer sera chaud.
Ütü sıcak.
Le fer est chaud.
Bira alsana. Biraz serinlersin. - Ütü terleten bir iştir.
Bois une bière, ça donne chaud le repassage.
Ütü yapıyor.
Il repasse!
Ütü yaparım. Yemek yaparım. Espri, şaka yaparım.
Ca veut dire que je peux pas rester?
Ütü masası.
Une planche à repasser.
Ütü yepyeni.
Il est tout neuf. Je l'ai à peine utilisé.
O çalgın ütü masasının olması gerektiği yerde. Ütü masası dediğin yatağın altında durur!
Elle prend la place de la planche à repasser, qui devrait pas être sous le lit!
Renkliler. Ütü gerekirenler.
Couleurs vives.
Ütü ister misin?
- Tu veux acheter un fer à repasser?
- Ütü yapıyorum.
- Je fais le repassage.
Ütü yapacağım, sonra piyano dersim var... sonra yemek yapacağım.
Je dois faire la lessive. Puis j'ai une leçon de piano. Puis je dois faire le dîner.
Ütü masası neden hala burada?
Pourquoi la table à repasser est toujours dehors?
- Ütü. Vücuttaki yanık izleri ütünün hala sıcak olduğunu gösteriyor.
Les marques de brûlures sur le corps, indiquent qu'il était encore chaud.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]