Ux traducir francés
1,641 traducción paralela
Ve "Zenginlikte ya da fakirlikte" diye ettiğimiz yemini hatırlıyor musun?
Et il te dit : "Geege, " tu te rappelles la partie des vœux où ça dit :'P our le meilleur et pour le pire'?
- Umarım senin için harika bir yıI olur.
- Tous mes vœux.
Dilekleri yerine getiren, insanlara cesaret veren... ve acı çekenleri neşelendiren... büyük reis olup olmadığımı soruyorsan... evet Augusten, ben Noel Baba'yım.
Si tu me demandes par là si je suis le grand patriarche au c ur d'or qui exauce les v ux, encourage les gens à se réaliser et rend la joie de vivre à ceux qui souffrent, alors, oui, Augusten, je suis le Père Noël.
Ona iyi şans diliyoruz.
recevez nos vœux de longévité et de prospérité.
Ben senin için anlaması zor, biliyorum annen ile bağlılık andı içtiğimizde.
Ben, je comprends que ce soit difficile à comprendre, mais quand j'ai déclaré mes vœux à ta mère, je les pensais. Et même si cela semble bien peu, j'ai essayé de respecter mes vœux.
Sonunda ikimiz de yeminimizi bozarız
Alors on rompra nos vœux tous les deux
Bir ömrü paylaşmaya niyetlenen bu çift, önce Tanrı'nın, sonra da burada toplanan sizlerin huzurunda, kutsal bağlılık yeminini ettiler. Ben de buna dayanarak sizleri karı koca ilân ediyorum.
Vous qui vous engagez à vivre comme mari et femme, et confirmez devant Dieu vos vœux solennels, je vous déclare mari et femme.
Evlilik yeminlerimizi edeceğiz.
On prononcera nos vœux.
Evlilik yeminimizi ettiğimizde hastalıkta ve sağlıkta birbirimizi seveceğimize söz vermiştik.
Quand on a prononcé nos vœux, on s'est promis de s'aimer dans la maladie et la santé.
Üç dilek hakkı gibi bir şey mi?
C'est une règle, comme les trois vœux?
Burası Disneyland, dilekler gerçek olabilir.
À Disneyland, les vœux deviennent réalité.
Bu yıl sana biraz uygunsuz bir Noel kartı gelecek. Hoşça kal.
Vous recevrez une carte de vœux un peu déplacée cette année.
Russel'a Noel kartını hatırlat.
- Rappelle-lui la carte de vœux!
Gerçekten. Ama yeminimden dönemem.
J'aimerais vraiment, mais je trahirais mes vœux.
Ama Senyor'a yeminimi bozamayacağımı söyledim.
Mais j'ai dit à El Señor que je ne trahirais pas mes vœux.
Lütfen iyi dileklerimizi ilet.
Présente-lui nos vœux.
Bu yil bir tane yeniyil karti eksik atacagim.
Ça me fera une carte de vœux en moins à envoyer.
- Olabilir. Ama Luke Sevgililer Gününün de anneler günü gibi tebrik kartı üreticilerinin yarattığı sahte şeylerden olduğunu düşünüyor ve öyle de.
Mais Luke dit que la St-Valentin est une fête bidon, comme la fête des mères, créée par les sociétés de cartes de vœux.
O zaman Roma devrinde bir tebrik kartı şirketi olmalı.
Alors, c'était une société de cartes de vœux romaine.
Büyükannemlerin nikah tazeleme partisinde.
Au renouvellement de vœux de grand-mère.
İyi dileklerin için teşekkür ederim.
Merci pour tes vœux de bonheur.
Her dileğini gerçek yapabilecekken.
Alors que tu peux réaliser tous tes vœux.
Direk yeminlere geç.
Passons au vœux.
- Sevgilerimle Arkadaşın, Norman Shaw
- Tous mes vœux Ton ami, Norman Shaw
İhanet ettiğin bozulmaması gereken kurallardı!
Ce sont ces vœux sacrés que vous avez trahis.
Mutlu Noeller!
Meilleurs vœux!
Yıllardır devam ediyor. Çocuk tacizini bir kadınla seks yapmakla aynı görüyorlar. Çünkü ikisi de papaz bekârlığının ihlali anlamına geliyor.
Ils en ont une depuis des années, et l'abus sexuel sur un enfant n'est en rien différent d'une relation sexuelle avec une femme en cela que les deux violent le vœux de célibat.
Duyurularınız için kullanacağınız kağıt örneklerinden, evlilik yeminlerine uygun romantik şiirlere kadar.
Des échantillons d'invitations à la sélection de vers de poésie pour les vœux de mariage.
Evlilik yeminimde bu yoktu.
Ce n'était pas un de mes v ux.
Bu sabah evlilik yeminlerimizi yenilesek mi sence?
Est-il possible qu'on ait seulement renouvelé nos vœux ce matin?
Yeminini hatırlatmama izin ver.
J'ai déjà écrit tes v ½ ux.
Velhasıl kelâm yüzükleri taktınız, yeminleri ettiniz. Ben de sizi karı-koca ilan ediyorum.
Ceci étant dit, on a les bagues, vous avez dit vox vœux et maintenant je vous déclare mari et femme.
Kanada'da çok genç yaşta evlenen arkadaşım yemini iki kez yapmak zorunda kaldı, biri Fransızca.
Mon amie du Canada qui s'est mariée trop jeune, ils ont dû prononcer leurs vœux deux fois, une fois en français.
Umarım daha da ünlü olursun.
Tous mes vœux de célébrité!
- Anlaştık. Şimdi, yeminlere gelince...
En ce qui concerne les vœux...
- Evlilik yeminleri.
Les vœux? - Les vœux de mariage.
Bir evliliği kutlamak için olan bir parti. Bu yüzden basit bir evlilik yemini çok uygun kaçar.
Un fête pour célébrer un mariage, et c'est pourquoi un simple échange de vœux est tout à fait approprié.
Aile ve arkadaşlarınızın önünde evlilik yemini etmeniz çok da sıra dışı bir şey değil.
Un échange de vœux devant votre famille et vos amis n'a rien de scandaleux.
- Sana da mutlu noeller.
- Tous mes vœux.
- En iyi dileklerimle. - Benden de aynısı.
Tous mes vœux.
Zaten öldürülecekseniz, kendinizden birini neden kurban etmiyesiniz ki diğerlerinin dileğini yerine getirmek için?
Quitte à être tué, ne vaut-il pas mieux un sacrifice assurant aux autres leurs vœux exaucés?
Hey, neden bunları yeminlerimiz için saklamıyorsun?
Garde ça pour nos vœux!
Yeminlerimiz mi?
Les vœux?
Geleneksel düğün yemini işini yaptım.
... qu'on serait traditionnels. J'ai déjà prononcé des vœux traditionnels.
Robert'ın Kitty'den yeminini yazmasını istemesi dışında.
Sauf que Robert a demandé à Kitty d'écrire ses vœux.
Yeminimi yazmam gerek ve beni soğutmana ihtiyacım yok.
Je dois écrire mes vœux et je peux me passer de tes réticences.
Harika. Şey, eminim çok çarpıcı görüneceksin. Peki yemin nasıl gidiyor?
Je suis sûre que tu seras superbe, mais où en es-tu de tes vœux?
Ben gerçekten - yeminimi yazamadım.
Je n'ai pas écrit mes vœux. Je ne sais pas ce que je vais dire.
Robert ve Kitty ilk önce geleneksel yemini seçtiler.
Robert et Kitty ont choisi de réciter les vœux traditionnels.
Bu yüzden kendi yeminlerini yazmayı tercih ettiklerinde şaşırmadım.
Je n'ai donc pas été surpris quand ils ont choisi d'écrire leurs vœux.
Ama evlenirken birbirimize söz verdik... ölüm bizi ayırana kadar... o yüzden...
Mais on a échangé des vœux. Jusqu'à ce que la mort nous sépare.