Uyudugun traducir francés
84 traducción paralela
Kiminle uyudugun umurunda degilmis.
Il dit qu'il se fiche pas mal de savoir avec qui vous couchez.
Dün gece üstünde uyuduğun adam.
Le type sur lequel vous avez passé la nuit.
Sana bakılan ev benimdi, uykunu uyuduğun... ve ilk aşk rüyanın... sonunu gördüğün yer.
C'est chez moi que l'on a veillé sur ton sommeil et que tu as rêvé jusqu'au bout ton rêve d'amour.
Hatırlıyor musun, savaş zamanı donmuş ayaklarınla gelip... bana sokulup koynumda uyuduğun günleri?
Tu te souviens pendant la guerre, quand tu venais dormir avec moi... avec tes pieds si glacés...
O günlerde ölümden korkmuyorduk çünkü içinde yaşadığın ve uyuduğun şeyin olduğun kişiyle bir bağlantısı olmadığına inanırdık.
On ne craignait pas la mort en ce temps-là car on croyait que l'extérieur n'était que l'endroit où on vivait, et n'avait aucun lien avec ce que nous étions.
Benim anlayamadığım, etraf bu kadar hareketliyken... hangi akla hizmet kanepenin üstünde uyuduğun.
Ce que je ne comprends pas, alors que l'action est ici, c'est ce que vous faites sur le canapé?
Uyan, hasta olan uyuduğun uykudan.
"Léve-toi, ô, toi qui es souffrant, " Tu t'étais assoupi.
Ayrıca uyuduğun için rahatsız etmek istemedim.
Et je savais que tu dormais. Je voulais pas te déranger.
Haydi, uyuduğun falan yok.
Tu ne dors pas.
çünkü, bu çok ciddi çocuğun açıklamasına göre, uyuduğun zaman, birileri gelip vücudunu çalarmış.
Parce que, comme tu me le disais très sérieusement, quand on dort, des gens viennent voler notre corps.
Senin ayakta uyuduğun gibi ben de uyuyarak araba kullanabilseydim, paçayı çoktan kurtarmıştık.
Si je conduisais en dormant debout comme toi, ça irait tout seul.
Uyuduğun sürece bırak ta ben kullanayım.
Laissez-moi conduire pendant que vous dormez.
Ayaklarım senin uyuduğun yere gitmek isteyecek
Mes pas voudront aller là où tu dors...
Ayaklarım senin uyuduğun yere gitmek isteyecek... Ama yaşamaya devam edeceğim.
Mes pas voudront aller là où tu dors... mais je vais continuer à vivre.
Orası gitmeden önce uyuduğun yer.
Tu dormais là avant ton départ.
Yakında... hep uyuduğun kadar iyi uyuyacaksın.
Bientôt, ton sommeil sera plus profond que jamais auparavant.
"Bu kadar sessiz uyuduğun için çok teşekkür ederim."
"Merci de dormir si paisiblement."
Tek başına uyuduğun için, kapını kilitlediğinden emin ol!
Puisque vous dormez seule, assurez-vous de fermer la porte à clé!
Bence bunların hepsi sen kayanın üzerinde uyuduğun için oldu.
Je crois que tout est arrivé parce que tu as dormi sur une souche.
Merhaba baba. Umarım bu uyuduğun anlamına geliyordur.
J'espère que tu dors et que tu ne cavales pas.
Ben eve gelmeden uyuduğun her gece Seni önceden sevdiğin bir şekilde uyandıracağım
Je te propose un marché. Pour chaque soir où tu dors quand je rentre... je te réveillerai de la façon qui marchait si bien à l'époque.
Uyuduğun müddetçe, bizi tehdit edemezsin.
Quand vous dormez, nous ne risquons rien.
Sonra uyuduğun zaman, nefes almayı unutursun.
Et puis quand on dort on oublie la bouffe
Uyuduğun yerde çıt çıkmasın diye.
Le silence régnera tant que tu dormiras.
Uğruna kanepede uyuduğun kadın mı?
C'est à cause d'elle que t'as dormi sur le canapé?
Az uyuduğun için mi?
Étais-tu fatigué?
En son birlikte uyuduğun kadın pilliymiş senin.
La derniere que t'as eue marchait avec des piles.
Uyku uyuduğun yok!
Putain, tu dors jamais
Kanepede uyuduğun için üzgünüm. Belki orada sırayla yatarız.
Je suis désolée que tu aies dormi sur le canapé.
Burası da uyuduğun yer.
Et voilà où tu dormais.
Sen ise çizgi roman okuyorsun ve gece uyuduğun kıyafetlerle ortalıkta dolaşıyorsun.
tu lis des bandes dessinées et tu t'habilles avec le mêmes vêtements que ceux dans lesquels tu as dormi.
Çünkü ben sadece 1 kez seviştiğin 2 kez de birlikte uyuduğun birisiyim.
Je ne suis que celle avec qui tu as couché une fois et dormi deux fois.
Esas ben senin sadece 1 kez seviştiğin 2 kez de birlikte uyuduğun birisi olduğumu sanıyordum.
C'est toi qui as couché avec moi une fois et dormi avec moi deux fois.
Chris, aynı, Santa Claus'un senin uyuduğun zamanları anladığı gibi.... bende senin yalan söylediğin zamanları anlıyorum.
Chris, je devine quand tu me mens. Comme le père noël sait quand tu es couché.
Sanki sen üçüncü sınıfta kamptan nasıl uzakta uyuduğun gibi... Buna rağmen yol boyunca ağladın.
Comme quand tu étais prêt pour coucher au camp en troisième année... même si tu as pleuré tout le long de la route dans la voiture.
Ve senin uyuduğun oda var ya...
Et la chambre où tu as dormi...
Burası çocukken uyuduğun oda.
C'est la chambre où vous dormiez quand vous étiez enfant.
Uyuduğun zaman başını duvarlardan uzakta tutmalısın.
Tu dois dormir les pieds contre le mur et la tête au centre.
Sedyede uyuduğun için olduğunu düşündüm.
Je pensais que ça venait d'avoir dormi sur le brancard.
Yani sorgu odasında. Uyuduğun yerde değil.
C'est-à-dire dans la salle d'interrogatoire, pas dans votre chambre.
Yatakta olduğun, parmağın ağzında uyuduğun fotoğraflar.
Celles où vous êtes au lit, endormi avec votre pouce dans la bouche.
Geceleri uyuduğun yer, orası korunuyor mu?
L'endroit où vous dormez est-il surveillé?
Bence doğruyu söyleyerek başlamalısın. yoksa, sen uyuduğun bir zaman bu odaya gene gelir senin için bir kaç önemli boruyu keser ve ölümünü izlerim, Tom. But Jim.
Et je pense que vous allez commencer par me dire la vérité, ou je vais revenir quand vous serez profondément endormi, et je couperai quelques tubes très importants et je vous regarderai mourir pour de bon, Tom.
Erkek arkadaşınla uyuduğun için mi?
Pour avoir couché avec son copain?
İşte hep uyuduğun yer.
C'est ici que tu dormais.
Benzin almaya gittim ve uyuduğun için seni uyandırmak istemedim.
J'ai été prendre de l'essence et... Je t'ai pas réveillé, tu dormais.
"Ölü lezbiyen yatak ilişkilerinden biri olmak istemem." "Sadece sarıldığın iyi geceler deyip uyuduğun."
Je ne supporterais jamais d'être dans une de ces relations lesbiennes sans vie sexuelle où vous vous contentez juste d'un petit câlin et dès la deuxième nuit, c'est dodo, c'est tout!
Sen uyuduğun sırada Molly'yi duşta koklayacak kadar yakın.
Assez près pour sentir Molly dans la douche pendant que tu faisais la sieste.
Pozitif ve iyi tavırlarınla beni bezdirmek için mi? Artık tüm gece aralıksız uyuduğun için mi?
Pour me harceler avec ton optimisme et ta bonne humeur maintenant que tu passes des nuits entières de sommeil ininterrompu?
Buraya geldiğimizden beri uyuduğun büyük ihtimalle ilk adam gibi uykuydu..
Ça doit être votre seul sommeil depuis notre arrivée.
Ve, ah, bilmiyorum. O'Malley'e uyuduğun için mi sarıldın yani?
- Tu embrasses O'Malley, car tu as dormi?