Uğrarım traducir francés
943 traducción paralela
Neler yaptığını görmek için dönüş yolunda sana uğrarım.
Je m'arrêterai au retour pour voir comment vous allez.
Sabahleyin erkenden uğrarım.
Je viendrai vous chercher demain matin.
Başka zaman uğrarım artık.
Euh! Je reviendrai.
Kilise buraya yakın. Arada bir uğrarım.
L'église est tout près.
- Teşekkürler, uğrarım.
- Merci, avec plaisir.
Yarın zaten otele bir bakacağım. Onun da yanına uğrarım.
En allant à l'hôtel demain, je passerai le voir.
Bu arada Craig'in bürosuna da uğrarım.
Je vais passer au bureau de Craig.
Nasıl gittiğini görmek için gün içinde yine uğrarım.
Je viendrai dans un ou deux jours voir si tout va bien.
Ara sıra seni ve Meg'i görmek için uğrarım.
Je passerai vous voir de temps en temps, vous et Meg.
- Gitmem gerek. Sonra uğrarım.
- Je dois filer, mais je repasserai.
- Çay saati bir uğrarım.
- Je passerai vers l'heure du thé. D'accord.
- Dinle asker... - Bir içki için uğrarım sana.
Je passerai peut-être prendre un verre chez toi, à St Louis.
Ben yolu biliyorum. Birkaç gün içinde uğrarım.
Allez-y, je connais le chemin.
Önemli diyorsan bir uğrarım.
Si c'est si important, j'y passerai.
Hayır, hayır. Ben, uğrarım, Bayan Bantam.
Non, je m'en occuperai.
Arada bir her şeyin yolunda olduğunu görmek için uğrarım.
Je passerai de temps en temps voir si tout va bien.
Saat 11 gibi uğrarım. Hoşça kalın.
Je remonterai vers 11 heures pour un petit bonsoir.
Belki saygılarımı sunmak için uğrarım.
Bon, si tu veux tout savoir, Cécilia est ma tante.
- Tamam, sonra yine uğrarım.
- On verra ça plus tard.
Daha sonra uğrarım.
Puis je resurgis.
tamam, tamam.Bir iki dakikalığına uğrarım.
D'accord, d'accord. Je passerai une minute ou deux.
- Uğrarım.
- Je passerai.
Ağlamazsan hayal kırıklığına uğrarım, baba.
Le contraire me décevrait, père.
- Bu gece size uğrarım. - Gerek yok.
- Non, ne vous dérangez pas.
Bir şey duyan olursa, burayı arayacak. Ben ara sıra uğrarım.
S'ils trouvent quelque chose, ils téléphoneront ici.
Gemiye giderken yolda uğrarım.
Je ferai un saut en allant au bateau.
Yolda Bistupar'a uğrarım.
Je vais m'arrêter à Bishnupur sur le chemin du retour.
Eve dönerken uğrarım. Sağ ol.
Je passerai sur le chemin du retour.
Eğer o giderse, büyük zarara uğrarım.
On serait bien embêtés sans elle.
Sigorta ofisine giderim, sonra babama uğrarım ve hemen gelmeye çalışırım.
J'irai d'abord à la Compagnie d'Assurances.
Belki yine uğrarım.
Je repasserai peut-être.
Yarın uğrarım. Sadece sıtma.
Je repasserai, c'est la malaria.
Dönünce tekrar yanına uğrarım.
Je reviendrai te voir.
Okul çıkışı dükkana uğrarım.
Je passerai au magasin, ce soir.
Gecenin bir yarısı kızımı almak için sürekli karakola uğrarım zaten.
J'ai l'habitude d'aller chercher ma fille au commissariat.
Yarın uğrarım.
Si, ça va déjà beaucoup mieux.
- Sonra uğrarım Ivy.
Je reviendrai.
Belki bir süreliğine uğrarım.
Je passerai.
Çek için acele etmeyin. Bir sabah ofisinize uğrar alırım.
Je passerai à votre bureau pour le chèque.
Sabah uğrarım.
Je reviendrai demain.
Belki tekrar buraya da uğrarım.
Peut-être que je m'arrêterai par ici.
- Okula da uğrar mısınız?
Visiter l'école?
- Daha sonra ofisine uğrar, mangırı alırım.
- Je passerai chercher mon blé. - "Blé"?
Bir akşam uğrarım.
Je passais dans la rue, alors...
Sevgilim, bir de otomobil acentesine uğrar mısın?
Passe au garage.
Yarın uğrarım. Teşekkür ederim.
Je repasserai demain.
Uğrar mı?
Personne d'autre?
Sonra uğrarız. - Uğrarız mı? Kiminle geleceksin?
Cherchant toujours la sortie... comme un bourdon... se heurtant aux vitres.
Oraya da uğrar mısınız lütfen?
Voudriez-vous passer le voir?
Zahmet etme, ben uğrar alırım.
Laissez donc, je passerai la prendre.
Yarın sabah uğrarım.
- Je passerai demain matin.