Uğrattın traducir francés
1,143 traducción paralela
Beni hayal kırıklığına uğrattın.
Simba, tu m'as beaucoup déçu.
Beni büyük hayal kırıklığına uğrattın, Don Octavio.
Vous me décevez beaucoup Don Octavio.
Beni hayal kırıklığına uğrattın, Batman.
Tu me déçois, Batman.
Beni hayal kırıklığına uğrattın, dostum.
Tu me déçois, mon ami.
Hayal kırıklığına uğrattın, dostum.
Tu m'as déçu, mec.
Beni hayal kırıklığına uğrattın.
Vous me décevez.
Beni hayal kırıklığına uğrattın.
Je suis déçu. Tu devais la tuer.
Bizi bu sefer gerçekten hayal kırıklığına uğrattın oğlum.
Tu nous as vraiment déçus cette fois.
Beni hüsrana uğrattın.
Tu me déçois.
Çünkü bilimi sekteye uğrattın, şimdi bilime yardım edeceksin.
Puisque tu as empêché la science d'avancer, tu vas désormais l'aider.
Beni hayal kırıklığına uğrattınız ve hepinizden tiksindim.
Je suis surpris et dégoûté de votre comportement.
Beni gerçekten hayal kırıklığına uğrattın.
Tu m'as vraiment déçu.
- Beni büyük hayal kırıklığına uğrattın!
Tu m'as trahie. - Dis pas ça.
Beni büyük hayal kırıklığına uğrattın, Mollari.
Vous me décevez, Mollari!
Küçük savaşının sonucunda Gölgeler'i yenilgiye uğrattın, evet.
Lors de votre petite guerre, vous avez chassé les Ombres. Ca oui.
Sana söylemem gerek. Beni hayal kırıklığına uğrattın.
Vous me décevez vraiment.
Beni hayal kırıklığına uğrattın.
Vous m'avez lâché.
Beni hayal kırıklığına uğrattın, Zeyna!
Tu me déçois, Xena.
Beni hayal kırıklığına uğrattın.Umarım bir daha asla karşılaşmayız
Tu m'as déçu. J'espère ne plus te revoir.
Beni hayal kırıklığına uğrattın.
Tu m'as déçu.
Beni büyük hayalkırıklığına uğrattın.
Ça me déçoit beaucoup de ta part.
Sana güvendim ve beni hayal kırıklığına uğrattın.
J'ai placé toute ma confiance en vous et vous m'avez trahi.
Açıkçası, beni hayal kırıklığına uğrattın.
Je dois admettre que je suis déçu.
Bizi hayal kırıklığına uğrattın, aşkımız.
Vous nous avez trahie, notre amour.
Sezar'ı bozguna uğrattın... ama Dahak heryerde zaferi kazanacağı gibi burada da zaferi kazanacak.
Tu as arrêté César, mais Dahak triomphera ici comme dans tout le monde connu!
Onu hayal kırıklığına uğrattın. Ona gaz verdin ve bıraktın. Hayal kırıklığına uğradı... oysaki adam hayatının kritik bir kavşağında.
Tu l'as regonflé puis déçu à un moment critique de sa vie.
Lena'yla beni hayal kırıklığına uğrattın.
Lena et moi sommes très déçus par toi.
Beni hayal kırıklığına uğrattın.
- Je te croyais mieux que ça. - Ah oui?
Beni hayal kırıklığına uğrattınız.
Vous m'avez tous beaucoup déçu.
Bildiğin gibi. Hayal kırıklığına uğrattın bizi.
Je vais profiter de cette occasion.
Ah, Yüzbaşı, Beni hayal kırıklığına uğrattın.
Oh capitaine, cela me déçoit beaucoup, venant de vous.
Ama beni hayal kırıklığına uğrattın, Michael.
Michael.
Biliyor musun, beni düş kırıklığına uğrattın, Diana.
Vous me décevez vraiment.
Guy beni hayal kırıklığına uğrattın.
Tu me déçois.
Peki ala, seni hayal kırıklığına uğrattığım için özür dilerim, ama... o gemiye asla ayağımı bile basmadım.
Eh bien, désolé de vous décevoir, mais... je n'y ai jamais mis les pieds.
Fakat, beni nasıl derinden, hayal kırıklığına uğrattığınızı bilmenizi isterim.
Mais je veux que vous sachiez à quel point vous m'avez déçue.
Nicole, senden şunu anlamanı istiyorum. Seni hayal kırıklığına uğrattığımı düşüneceğin ne yaparsam yapayım bu tüm hayatını berbat etmen için mazeret sayılmaz.
Je veux que tu comprennes que même si tu penses que j'ai merdé, ce n'est pas une raison pour que tu foutes ta vie en l'air.
Beni büyük bir hayal kırıklığına uğrattığını söylemeliyim, Vir.
Je dois dire que, personnellement, tu me déçois beaucoup, Vir.
Küçük savaşın Gölgeler'i yenilgiye uğrattı, evet.
Lors de votre petite guerre, vous avez chassé les Ombres. Ca oui.
Sizi hayal kırıklığına uğrattığım için, özür dilerim, Kaptan, ama bu yaşam içinde sadece ölümlüymüşüm gibi yapmam gerekecekti.
Je suis navré de vous décevoir, capitaine, mais je n'aurais jamais pu vivre qu'un semblant d'existence mortelle.
Baba, seni hayal kırıklığına uğrattım.
Fais-nous honneur, mon fils. N'oublie jamais qui tu es.
Yani kocasını seçerken seni hayalkırıklığına mı uğrattı?
Son choix d'un mari t'a déçu?
Onların nezaman hayalkırıklığı uğrattığını asla bilmmezsin!
Et alors sont vous
Çernobil'deki sızıntı solucan DNA'larını mutasyona uğrattı.
A Tchernobyl, les fuites ont fait muter l'ADN des vers.
Sizi hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm.
Je m'excuse. Je n'ai pas été à la hauteur.
Bunu yapamam, Dick! - Beni hayal kırıklığına uğrattın.
Tu me déçois.
Sana o kadar düşkün ki, kendi kendine hayal kırıklığına uğrattığını sanıyor.
C'est pire. Il t'admire tellement, il pense qu'il se déçoit.
Seni hayal kırıklığını uğrattığım ama daha fazla da kaldıramayacağım.
Navrée de te décevoir, mais je ne suis pas d'humeur à plaisanter.
Seni hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm, fakat değilim.
Désolé de te décevoir, ce n'est pas le cas.
- Bak, Dawson. Senin için kolay olmadığını biliyorum. Seni hayalkırıklığına uğrattım.
Ecoute, Dawson, je sais que ce n'est pas facile... et que tu es déçu par mon comportement... j'aimerais que les choses soient différentes, mais...
Beni sağdıcın yaptın ama seni hayal kırıklığına uğrattım.
Non. Tu m'as choisi comme garçon d'honneur et j'ai été lamentable.