Uğrayacağım traducir francés
530 traducción paralela
Ama eninde sonunda affa uğrayacağım.
Mais j'aurai la grâce...
Ben yarın uğrayacağım.
J'irai demain.
Eve giderken dükkana uğrayacağımı söyle ona.
Qu'il attende que je rentre.
- Kuyumcuya uğrayacağım. - Gelir misin?
Je dois passer chez le bijoutier.
Eğer benim doğru kişi olduğumu düşünmüyorsanız hayal kırıklığına uğrayacağım, ama tabii dava her şeyden önce gelir.
Si je ne conviens pas, je serai déçue, mais la cause avant tout.
Teşekkürler. Halalarına söyle, onlara uğrayacağım.
Dites à vos tantes que je viendrai les voir.
Evet, bu öğlen Bay Colpeper'a uğrayacağım ve senin de gelmeni istiyorum.
Je vais aller voir M. Colpeper cet après-midi, avec vous.
Diyordum ki ona, Peder, Gelecek sefer buralardan geçerken durup size uğrayacağım.
Je lui disais simplement, mon père, que lors de ma prochaine retraite, je vous rendrai visite.
Tamam... muhakkak uğrayacağım.
Oui, je passerai. Comptez sur moi.
Çocuklara Atlantic City'e uğrayacağımı söyle. Lunn'ın mirasçısıyla görüşmek istiyorum.
Dites au chef que je vais à Atlantic City voir la personne qui touchera l'indemnité.
Sabahleyin Horten'lara uğrayacağım anne.
Je vais chez Horten demain matin.
Söylesenize size uğrayacağımı düşündüğünüz için mi bu sabah dışarı çıktınız?
Dites-moi. Êtes-vous sortie ce matin en vous disant que je viendrais peut-être ici?
Sana ne yapacağımı söyleyeyim. Daha sonra uğrayacağım, ve hâlâ uyanık olursan küçük bir oyun çevireceğiz.
plus tard, si tu ne dors pas, on fera une partie de cartes.
- Zamanı gelince size uğrayacağım.
J'irai. - Je viendrai te chercher.
Onu arayıp, eve dönüş yolunda uğrayacağımı söyle.
Rappelle-la et dis-lui que je passerai chez elle en revenant.
Wilma Lentz'e uğrayacağım.
Je vais aller voir Wilma Lentz.
O para gelmezse ne kadar hayal kırıklığına uğrayacağımı düşün.
Pense combien je serais déçue si tu n'avais pas cet argent.
D'Angelo ararsa, öğleden sonra ofise uğrayacağımı söyle.
Si D'Angelo appelle, dis-lui que je serai là vers midi.
Her gün işten önce uğrayacağım.
je passerai avant le boulot.
Evet, uğrayacağım.
Oui, je serai là.
Bayan Preston'a uğrayacağımıza söz verdim.
J'ai promis à Mme Preston de passer.
Biraz Minnielere uğrayacağım.
Je vais passer voir Minnie.
Kesinlikle uğrayacağım.
Je n'y manquerai pas.
Uğrayacağım bir yer daha var.
Je dois faire une visite de plus.
Esnafa uğrayacağım. Faturalar.
J'ai des factures à payer Père.
Bunlar için tahsilat yapıp kurutulmuş balık için Yoshizakicho'ya uğrayacağım.
Alors, je rapporterai quelques poissons.
Ives'a uğrayacağım.
Euh, voir lves.
Hafta içinde uğrayacağım, cenaze işlerini ayarlamak için.
Merci. Je passerai dans la semaine. Il faut penser à l'enterrement.
Düşündüm de, şöyle bir Kumanda Merkezine uğrayacağım...
Je vais juste aller faire un tour en salle de guerre...
Daha sonra uğrayacağım!
Je te verrai tout à l'heure.
Profesör Schiavone gelirse, ona yeniden uğrayacağımı söyleyin.
Si le Dr Schiavone vient dites-lui que je révise.
Önümüzdeki günlerden birinde dükkâna uğrayacağım ve biraz tel örgü alıp yayları tamir edeceğim. Tel örgüyle yapamayacağın şey yok.
Un jour, je rapporterai du grillage pour réparer ces ressorts.
Sanırım bugün bir süreliğine dükkâna uğrayacağım.
Je vais faire un tour à la boutique.
Bu hafta bir ara uğrayacağım.
J'y ferai un tour cette semaine.
Hoşça kalın bayım, fatura için bu akşam uğrayacağım.
Au revoir, Monsieur. Je passerai ce soir pour la note.
Yarınn sabah tekrar uğrayacağım.
Je reviendrai demain matin.
Tecavüze uğrayacağım, kaderim bu.
Je suis violée, c'est mon destin.
Yapacak bir işim var. Sonra tekrar uğrayacağım.
J'ai une course à faire et je reviens tout de suite.
Bu notu Dadı Robsy'e götürmesini istedim. Öğleden sonra bir ara, ona uğrayacağımı söylemesini istedim.
J'ai écrit un mot à Nanny Robson pour lui dire que j'irai la voir cet après-midi.
Birşeye ihtiyacı var mı diye ona uğrayacağım.
J'irai voir si elle a besoin d'aide.
Tacize uğrayacağım.
c'est un affront
İşin bitince seni almak için Jacobs'ın yerine uğrayacağım, tamam mı?
Je viens te prendre ce soir, chez Jacobs. O.K.?
Gel, Dan. Ofise uğrayacağım.
Alors, vous venez?
Elveda demek için uğrayacağım.
Je reviendrai te dire au revoir.
Ve ona de ki, bu akşam babasıyla San Diego'ya gidiyorum, fakat sabahleyin, geri dönerken, uğrayacağım.
Je pars pour San Diego ce soir avec son père. Mais demain matin, je passerai le voir.
Ondan sonra efendime uğrayacağım.
Ensuite je te rejoindrai.
İnsanlarımın şoka uğrayacağını ben de biliyorum.
Et j'en suis consciente, moi aussi.
Sizi iyi ağırlamışlar mı diye bakmak için yarın uğrayacağız. - Hoşça kalın.
Nous reviendrons voir si on ne vous martyrise pas.
Sonra kuaföre, Bitti'ye uğrayacağım.
Puis le coiffeur. Un saut chez Biki.
- Uğrayacağını biliyordum! - İtirazın mı var?
- J'en étais sûr!
Bu sevkiyatın saldırıya uğrayacağı konusunda kumar mı oynamak istiyorsun?
Vous êtes sûr que ce convoi sera attaqué?