Vazgeçtim traducir francés
1,025 traducción paralela
Ama varsayalım bir parçasını almaktan vazgeçtim ve senin işe ortak olmaya karar verdim.
Mais suppose que je sois prêt à en renoncer à une partie... pour à la place, avoir une part dans ton affaire.
Ben senin için her şeyden vazgeçtim.
J'y ai renoncé pour quelque chose de meilleur et d'immédiat...
Sonra ondan hoşlanmaktan vazgeçtim çünkü çünkü o, Steve değildi.
Et je m'arrêtais de l'aimer parce que... Parce qu'il n'était pas Steve.
Psikoloğumun ve dişçimin tavsiyesi üzerine ondan vazgeçtim.
Mon psy et mon dentiste m'ont conseillé de l'oublier.
Oh, merak etme, vazgeçtim.
Si, je n'y songe même plus.
- Onun için kariyerimden vazgeçtim.
- J'ai abandonné ma carrière pour toi!
Peki anne! Vazgeçtim dur ben geliyorum!
Je m'en charge!
Ben her şeyden vazgeçtim.
Moi, je m'étais résignée.
Ama vazgeçtim.
Mais j'en ai eu marre.
Vazgeçtim!
Je sors!
Michiko hep öyle diyormuş, ben de vazgeçtim.
Elle me l'a laissé aussi entendre. J'ai donc renoncé.
Böylece, kızıl bayrağı sallamaktan vazgeçtim, komünistler de akıl hastası olduğumu söylediler.
J'ai arrêté d'agiter le drapeau rouge. Les Rouges ont dit que j'étais fou.
Bugün sorunu çözmek için insanoğluna herkes 2 hafta veriyor, iki haftalık ikazla yaşayamayacağım için yaşamaktan vazgeçtim.
On dit que l'humanité a deux semaines pour évacuer. Je ne peux pas vivre sous une telle menace. Donc je ne vis plus.
Hayır, hayır. Vazgeçtim. Bağışlayın beni.
Non, non... excusez-moi.
Şu yediğim ekmek üzerine yemin ederim ki yaşlandıkça, bunu sorgulamaktan vazgeçtim. O iyiymiş, bu kötüymüş, ne fark eder ki?
Et avec l'âge, je le jure sur mon pain quotidien qu'ils soient bons ou mauvais, ça m'est devenu égal.
Ondan uzun zaman önce vazgeçtim.
Quelle voiture? J'ai laissé tomber l'idée.
İlk yıldan sonra kuramsal matematikten vazgeçtim ve yakın zamanda uçaksavar roketleri konusunda aksilikler yaşadım.
J'ai renoncé aux Mathématiques pures après la première année, et récemment j'ai travaillé sur des fusées anti-aériennes.
Birçok konuda kararlar verdim sonra fikrimi değiştirdim ve kararlarımdan vazgeçtim.
J'avais décidé un tas de chose... J'ai oublié mes bonnes résolutions.
Ben de otelde kalmaktan vazgeçtim.
J'ai annulé l'hôtel.
- Ne yapıp yapmadığını onaylamaktan vazgeçtim.
Je ne juge plus tes comportements depuis longtemps.
Ders çalışmak adına her şeyden vazgeçtim.
J'y ai tout sacrifié et pourquoi?
Vazgeçtim.
Je m'en passerai.
Bu yüzden vazgeçtim.
C'est pour cela que j'ai renoncé.
Kişisel olarak politika adına her şeyden vazgeçtim.
Personnellement, j'ai tout abandonné pour la politique.
Senden vazgeçtim.
Je laisse tomber.
Ve sonra gitmekten vazgeçtim. Bay Warfield bu kez yaşamayı seçti.
Et alors que j'allais renoncer, monsieur Warfield a choisi ce moment pour... ressusciter.
Kılıçtan vazgeçtim, ama babamın verdiği balta var.
Cette épée est impossible à reforger... Mais il me reste la hache.
Kaçmaya çalışmaktan vazgeçtim.
J'ai renoncé à essayer de m'échapper.
Ama geri kalan her şeyden vazgeçtim.
J'ai supprimé tout le reste!
Ben sarışınlardan vazgeçtim.
Je suis guéri des blondes.
Bir buçuk saat sonra, cüzdanını çalmaktan tamamen vazgeçtim.
une demi-heure plus tard, je renonçais à lui piquer son sac.
Bu işten vazgeçtim.
Et puis, elle me gêne.
Aslına bakarsan son anda gitmekten vazgeçtim.
- Ah, je suis pas allé à Grenoble, finalement.
- Satmayacağım, vazgeçtim.
- Je ne le vendrai pas.
Tamam, vazgeçtim. Bir dakikada döndün.
Je renonce.
Vazgeçtim.
J'abandonne.
Zebanilik işinden vazgeçtim.
Je ne veux plus être portier du diable!
Daha iyi bir yaşam için dürüstçe çalıştığım işimden vazgeçtim.
J'ai quitté un travail honorable pour une vie facile.
O zaman ben kavundan vazgeçtim, onun yerine bir sek martini alayım.
Je laisse tomber le melon et je vais prendre un dry Martini.
İşte bu nedenle evlenme fikrinden çabuk vazgeçtim.
J'AI DÛ ABANDONNER TOUTE VELLÉITÉ DE ME MARIER.
Belki ben kendimi savunmaktan vazgeçtim.
Je crois que je ne me défends plus.
Vazgeçtim, ona daha sonra gelelim. Zaten film yeterince karıştı.
Laissons-le pour l'instant le mélange est déjà assez riche!
Ve vazgeçtim. Leningrad'a kaçtım.
Ça m'a fait tout drôle, j'ai couru prendre l'avion pour Léningrad.
İçmeden önce beklersen... Neyse, vazgeçtim.
Il faudrait le chambrer...
Macro'nun yetkisini ona verecektim, ama o günden sonra vazgeçtim.
Je m-me suis dit que c'était une b-blague.
Dünden vazgeçtim ama Hâlâ daha fazlasını istiyorlar
J'ai laissé tomber hier, Mais ils en veulent encore plus
Bir yıl önce vazgeçtim. Hadımlar gibi yaşıyorum.
Il y a un an, je me suis résigné à devenir un eunuque.
Bir rüya gördüm. Soygun başarısız olacaktı, gitmekten vazgeçtim.
J'ai rêvé que le hold-up de la banque allait mal se passer.
Ama yaşlandım ve oğlumun da yaşlanmasını istedim o yüzden vazgeçtim.
Mais j'ai vieilli. Et je veux que mon fils vieillisse aussi. Alors, je n'y pense plus.
Vazgeçtim yapacağım!
Tu parles que je ne le ferai pas!
Kötü huylarımdan vazgeçtim. Ben o çocuktan daha beter değilim.
J'ai même un curé!