English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ V ] / Venus

Venus traducir francés

11,587 traducción paralela
Evet. Size doğru hediyeyi almak için bir çok kez buraya geldiler.
Ils sont venus souvent pour essayer de vous trouver le cadeau parfait.
- Geldiğiniz için teşekkürler.
Merci à tous d'être venus.
Beni öldürmeye mi geldin?
Vous êtes venus pour me tuer?
Sinyal verdiğimde nedenini bilmeksizin geldiler.
Ils sont venus à mon signal, sans savoir pourquoi.
- Seni bulmaya geldik.
On est venus te chercher.
Seni aramaya geldiler.
Ils sont venus vous chercher.
Geldiğiniz için hepinize çok teşekkür ederim.
Je ne vous remercierai jamais d'être venus.
Geldiğin için teşekkür ederim.
Merci d'être venus.
Barry, kapını çalan herkesin adını istiyoruz tamam mı?
Barry, on va avoir besoin de la liste de tous ceux qui sont venus.
Evime gelen polisler cep telefonuma el koydu.
Les flics qui sont venus chez moi ont mon téléphone.
İstediğimiz şeyi aldık.
On a ce qu'on est venus chercher.
Geldiğiniz için sağ olun beyler.
Merci d'être venus.
İki yıl önce doğum günü için PJ'ye balık almak için geldin buraya.
On était venus acheter un poisson, pour l'anniversaire de PJ il y a deux ans.
Dostlarım, buraya oldukça eşsiz bir fırsat için uzaklardan geldiniz. Yalnızca para kazanma fırsatı için değil tarihi değiştirmek için gerekli olan ekipmanları almaya da.
Mes amis, vous êtes venus de loin pour une occasion très unique, une chance de ne pas juste faire l'argent, mais pour acquérir les moyens de changer l'histoire.
Buraya hafta sonunu erkek erkeğe geçirmeye geldik.
Nous sommes venus ici pour un week-end entre mecs.
Evet, Hawaii de domuz avlıyorlar.
C'est pour ça qu'ils sont venus chasser à Hawaii.
Bu kadar yolu kimsenin asılmadığını görmeye gelmedik.
On est pas venus jusqu'ici pour ne voir personne se faire pendre.
Bugün geldiğiniz için teşekkür ederim.
Merci à tous les deux d'être venus.
Siz de geldiğiniz için sağ olun.
Merci d'être venus.
Gelmeniz çok güzel.
C'est gentil d'être venus.
Bizimkileri götürmeye geldiklerinde kıllarını kıpırdatmadılar.
Ils n'ont pas bougé quand les soldats sont venus chez nous.
Madem kalmayacaktık neden buraya geldik ki?
Pourquoi être venus ici si on ne reste pas?
Onu susturmuşlar.
Ils sont venus à elle.
Bu adamlar ülkemi yok etmeye geldiler.
Ces hommes sont venus pour détruire mon pays.
Ve John ve Erika için, Kızlarımızı desteklemeye geldiğiniz için müteşekkiriz. en kısa zamanda onları koromuzda görürüz inşallah.
John et Erika pour vous remercier d'être venus nous aider afin que nos filles rejoignent vite la chorale.
"Yüzyıllarca, insanlar bu kuyuya gelip vicdanlarını rahatlatmak için kuyuya bir şeyler attılar."
Pendant des siècles, les gens sont venus en pèlerinage au puits Pour y jeter tout ce dont ils voulaient se débarrasser.
Çocuklar, ziyaretimize geldiğiniz için teşekkürler.
Merci d'être venus nous rendre visite.
Teksas'tan beri bu adam için mi seyahat ediyoruz?
C'est pour lui qu'on est venus?
- Kötü adamlar geldi eve.
- Des méchants sont venus...
Eve gelip bana vurdular.
Ils sont venus et m'ont frappé.
Almaya geldiğimiz şeyi alıp gidelim buradan.
Allons prendre ce pourquoi nous sommes venus ici et partons.
Gece vakti evime gelip oğlumu ve karısını götürdünüz.
Vous êtes venus chez moi dans la nuit pour prendre mon fils, sa femme...
Buraya ziyarete gelmiştik.
Nous étions venus ici en visite.
Kempeitai tetikçiyi bulmak için bugün fabrikaya geldi.
Les Kempeitai sont venus à l'usine aujourd'hui pour chercher le tireur.
Böyle tepki verdiğimiz için kusura bakmayın.
Désolé, on est venus comme ça.
Yaklaştığınızda bağışıksınız diye düşündük.
On en était sûr, la façon dont vous êtes venus nous voir. Personne ne portait de masques.
Hepinize geldiğiniz için teşekkür etmek istiyorum.
Je voulais tous vous remercier d'être venus.
Bir gün, o adamın dişini temizliyordum daha sonra bütün adamları çıkageldiler.
J'ai détartré les dents d'un type et le lendemain, tous ses gens... sont venus ici.
Eroin işinde Janko'nun rakibi olan Çin karteli üyeleri dün gece Dr. Ward'un işyerine gelmişler.
Des membres d'un cartel chinois, rivaux de Janko, sont venus à son cabinet hier soir.
Geldiğiniz için hepinize teşekkür ederim.
Merci d'être venus.
Bir süre önce, Adalet Bakanlığından iki adam geldi ve Katarina'yı sordu bana.
Il y a quelques temps, deux hommes du département de la Justice sont venus me poser des questions à propos de Katarina.
Görünüşe göre Rusya'da onlara saldıranlar Kuzey İrlandalıymış. Paralı askerler.
Il semblerait que les types qui sont venus pour eux en Russie venaient d'Irlande du Nord.
Sorun çıkarmaya gelmedik.
Nous ne sommes pas venus pour causer des ennuis.
Şimdi yine sindirmeye mi çalışıyorsunuz beni?
Vous êtes venus pour encore m'intimider?
Siz de farklı uçlardan geldiniz.
Vous êtes venus de différents pôles.
Geldiğiniz için hepinize çok teşekkürler.
Merci à tous d'être venus.
Hepinize Quagfest'e geldiğiniz için teşekkür ederim.
Merci à tous d'être venus au Quagfest.
- Neden buraya geldiniz?
- Pourquoi êtes-vous venus ici?
Geldiğiniz için teşekkürler.
Merci à vous tous d'être venus. - Nous sommes ici ce soir...
Gökyüzünde güneşi yansıttığından, Venüs'de sabah yıldızı olarak adlandırılır. Ama Romalılar ona Lux Ferre derlerdi.
Vénus est effectivement l'étoile du matin puisqu'elle précède le soleil dans le ciel, mais les Romains appelé Lux Ferre.
Venüs sendromu diye bir şey var.
Il y a quelque chose appelé le "Syndrome de Vénus".

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]