Verimli traducir francés
1,224 traducción paralela
Bir uzaylı zekası daha gelişmiş olmalıdır ve bu da çoklu düzeylerde ve çoklu boyutlarda verimli işlev demektir.
Une intelligence extra-terrestre est plus avancée. Une efficacité fonctionnant à des niveaux multiples... et en de multiples... dimensions.
İşbirliği yaparsan serbest bırakılacak ve toplumun verimli bir ferdi olacaksın.
Si vous coopérez, vous redeviendrez un citoyen productif de la société.
Bence çok verimli olacak.
Je pense que ce sera un bon élément.
Televizyonun karşısında verimli bir gün daha mı?
Encore une journée productive devant la télé.
Başka bir verimli toplantı daha.
Encore une réunion productive.
Öncüler, Kızılderililer ile bir araya gelerek verimli topraklar için anlaşmalıydılar.
Les pionniers discutèrent avec les Indiens pour obtenir leurs terres.
Quatal'da verimli maden işletmeleri var ve silah sistemleri yükseltme sürecinde ama tam olarak faal değil.
Quatal est une place minière lucrative, et leur système d'armement est en cours de modernisation, mais n'est pas entièrement opérationnel.
Gezinizin verimli geçtiğini anlıyorum.
- Votre voyage a-t-il été fructueux?
Daha verimli olacaktır
Ce serait efficace.
Oh, evet, çok verimli bir sanatçı ve bilim adamı.
- Oh, oui. Artiste prolifique, scientifique de surcroît.
Borg'unla çabuk ve verimli bir şekilde ilgilenilecek.
Votre Borg sera vite neutralisée.
Problem çözme ve işbirliği için bu eşsiz yeteneğimiz, güvenli bir ortamı ve verimli bir toplumun oluşmasında kullanılabilir.
Notre aptitude à coopérer et à résoudre les problèmes pour fonder une communauté productive et sans danger.
Bu, verimli topraklarında dinozorların dolaştığı çağlardaki dünya.
Voici la Terre, quand les dinosaures régnaient sur une planète luxuriante.
Verimli mera arayışı sürdü gitti.
La demande augmentait sans cesse.
Eski zamanlarda, Orta Afrika'nın verimli vadilerinden çok su akardı. Mevsimlik sellerle Nil taşardı.
Dans l'ancien temps, tellement d'eau coulait du centre de l'Afrique que le Nil débordait lors des crûes saisonnières.
- Çalışma zamanınızı... verimli kullanıyor musunuz kızlar?
- Salut les filles, votre heure d'étude est fructueuse?
İzlediğin yoldan çok daha verimli üstelik çok daha az insanı üzersin.
C'est plus efficace... et tu entraîneras moins de gens à ta suite.
Daha verimli olmalıyız.
Il faut s'améliorer.
Havayı daha verimli kullanmak için solunumu yavaşlatmalı ve kurtarılmayı yerinizden ayrılmadan beklemeliydiniz.
Rythmes cardiaque et respiratoire réduits pour économiser l'air... et rester sur place pour faciliter la récupération.
Tecrübelerine göre verimli bir şekilde yönetirsen ve bela aramazsan, başına bir şey gelmez.
si vous dirigez efficacement... tout ira bien.
Diğer teknikleri gibi çok verimli.
Elle est moins efficace que leurs autres techniques.
Görüyorum ki çok verimli bir gün geçirmişsin.
{ \ pos ( 192,280 ) } Une journée productive, je vois!
— Çocuklar, bu film festivali şeysi çok verimli parasal imkânlar sunuyor.
Vous faites quoi? Ce festival est une opportunité extraordinaire de se faire du fric.
Röle istasyonuna kadar beklemek çok daha verimli olmaz mı?
Attendez plutôt que nous arrivions à la station-relais.
Hızlı ve verimli çalışan bir günlük programı oluşturdum.
Je me suis imposé une routine quotidienne efficace.
Bunun daha verimli olduğunu söylüyor.
- Elle dit que c'est plus efficace.
Müretebatı uygun biçimde orginize... ettikten sonra daha verimli olacak. Harmonik odacığı bir kaç saat içinde bitmiş olacak.
La chambre harmonique sera finie dans une heure.
Efendim OMOC, Işığın Ülkesi... verimli toprakların olduğu, sonsuz aydınlığın ülkesidir.
Seigneur Omoc, le pays des Lumières... est un monde de clarté éternelle où la fertilité abonde.
Gezegeniniz verimli bir bahçe gezegeni.
Votre planète est un jardin fertile.
" Robot kadınlar ucuz ve verimli olduğunda beni çözün.
Décongelez-moi quand les femmes robots seront au point.
Lanet olsun, hayır... Hemde hayatımın en verimli çağlarında.
Et j'étais dans la fleur de l'âge!
Yolculuğun verimli geçti mi?
Votre voyage a-t-il été fructueux?
Ben başkan olduktan sonra beraber bolca vakit geçireceğiz. Bu harcanacak zamanın uyumlu ve verimli olmasını arzu ederim.
Vous savez, monsieur M... quand je gagnerai la présidence, cela signifie que vous et moi allons passer beaucoup de temps ensemble, et pour ma part je voudrais vraiment que ce temps soit... harmonieux et productif.
Uyumlu ve verimli.
Harmonieux et productif.
Böylece bir dürtü olsun ki, işimizi daha verimli yapalım.
Pour rendre les choses aussi efficaces que possible... j'ai de quoi te motiver.
Ofisleri bilgisayar ağıyla donatmanın amacı işleri daha verimli hale getirmektir.
La base de la cybernétique dans un bureau, c'est de rendre les choses efficaces.
Düşük verimli.
fragile.
Ama İtalyanlar, Anavatan Rusya'daki toprakların henüz organize suçlar için yeterince verimli olmadığını düşünüyorlardı.
Mais les italiens ne sont pas convaincus... que les bas-fonds de la Mère Russie soient assez fertiles pour le crime organisé.
Şu verimli eksper'i işe aldılar, dost canlısı bir çocuk adı Brad- -
Ils ont engagé un pro du rendement. Un type très chaleureux dénommé Brad.
Sadece hızlı ve verimli olmaya çalışıyorum.
J'essaye juste d'être efficace.
Dünya'yı bizden sonraki nesillere devretmeden önce verimli olmak, çoğalmak ve bereketli olmak için mi doğarız?
Pour être féconds, multiplier et emplir la Terre avant de faire place à nos enfants?
Bu erkeler grubu konusunda uzman değilim ama pek verimli değiller galiba.
Ces réunions d'hommes n'ont pas l'air efficaces. Et pourtant, ça permet d'évacuer de ces trucs.
- İnsanlar işlerini sevdiklerinde, genellikle daha verimli oluyorlar.
Aimer son travail rend plus productif.
Bu arada... ... benim yöntemim eski olabilir, ama daha hızlı ve daha verimli.
Entre nous, mes méthodes datent un peu, mais elles sont meilleures.
- Elbette, biz diğerlerine hizmet ederken en verimli oluruz.
- Oui, bien sûr, nous sommes comblés lorsque nous servons les autres.
" O ülkeden çıkarıp geniş ve verimli topraklara götürmek için.
" et pour le faire monter de ce pays-là, dans un pays bon et spacieux.
Bu çok verimli bir alış verişti.
Cet échange a été très fructueux.
Seven olsa verimli bir dizayn derdi.
- Seven dirait : "conçu efficacement".
Bu süreyi verimli olarak kullanmanızı öneririm.
Mettez-les à profit.
Evet, ama pek verimli değildi.
- Oui, mais mal.
Bir çoğunu kaybetmektense bir kaçını kaybetmek verimli bir plan.
Le sacrifice serait efficace.