Vilain traducir francés
2,136 traducción paralela
Yaramaz... Yaramaz... Yaramaz...
Vilain, vilain, vilain.
Şişko, kel ve karizması yok.
Il est gras, chauve et vilain.
İğrenç bir kase almış ve girişteki masaya koymuş.
Il avait mis un vilain bol sur ma table.
Kötü çocuk, gerçekten kötü bir çocuk.
Vilain garçon, c'est vraiment un vilain garçon.
Çirkinliğimi gizliyor.
Comme ça, je suis moins vilain.
Sen çirkin değilsin.
Tu n'es pas vilain.
- Yaramaz Crookshanks.
Vilain Pattenrond!
Çünkü orada çok kötü bir adam var.
Leur royaume est en péril, à cause d'un monsieur vilain tout plein.
Kötü köpek! Çok üzgünüm.
Vilain chien!
Bu çok kötü!
C'est vilain!
Kes konuşmayı.
Vilain toutou! Tais-toi.
Haytanın tekisin.
Tu es un vilain garnement.
Kaltağın teki olduğun için sana bağırıp çağırıyor.
Elle crie après toi, car tu es vilain.
Pisliğin tekisin!
Tu n'es qu'un sale vilain!
Şimdi o kadar da sert değilsin, nobran eşkiya deyyus.
Tu la ramènes moins, hein? Vilain bouledogue...
Çocuk sana haylaz göründüyse "Haylaz" olarak damgala gitsin.
Si le gosse te paraît vilain... le tampon "vilain".
Freddie, gerçekten çok ama çok haylazsın!
Freddy, Freddy, tu as été très très vilain.
Çünkü O da haylaz değil.
Il n'est pas plus vilain que toi.
"Aptal" kötü bir kelimedir.
"Stupide" est un vilain mot.
Aptal kötü bir kelimedir Bay Cooper.
"Stupide" est un vilain mot, M. Cooper.
"Aptal" kötü bir kelimedir!
"Stupide" est un vilain mot!
Yumuşak, parlak, yaramaz - tıpkı senin gibi.
Doux, brillant, vilain juste comme toi.
Demek buradasın, seni yaramaz.
Princesse? Tu es là, vilain chien.
Darla için çok fantezi sayılabilir.
- À moins que ce soit trop vilain pour Darla.
Sakın arkamdan konuşmayın.
Ne dis rien de vilain dans mon dos.
Durum kötü.
C'est vilain.
Bu o kadar kötü mü?
C'est si vilain que ça?
- Yok, yok. O kötü bir kelime.
- Non, c'est un vilain mot.
- Kötü kelime.
- Vilain mot.
Kötü köpek.
Vilain chien.
Kötü Sonny.
Vilain Sonny.
Ben azgın bir atım.
Je suis un vilain cheval.
- Evet. Yaramazsın.
- Oui, tu es un vilain garçon.
Sen de az yaramaz değilsin.
C'est vous, le vilain garçon.
Sen yaramaz bir ayartıcısın, değil mi?
Vous êtes un vilain tentateur!
Kötü Şahincik!
Vilain Fauconou!
- Cani mi?
- Vilain?
- Cani.
- Vilain.
Kötü Eşek!
Vilain Ane!
Bunu hak etmek için ne kadar yaramazlık yaptığımı sen düşün.
C'est ce qu'on obtient en étant vilain.
Dur artık, kol! Dur!
Arrête, vilain bras, arrête!
Seni öldüreceğim. Seni öldüreceğim! Olamaz!
T'as oublié... comment on s'éclatait au lit... quand j'en saupoudrais ton vilain sexe?
Çok ayıp, hemde yelpaze ile.
C'est vilain! Surtout avec un éventail.
Çok ayıp.
Vilain.
Çok ayıp...
Vilain...
Çok kötü bir iş.
C'était très vilain.
- Çok kötüsün.
- Oh le vilain!
Süpermen, çok ama çok kötü bir çocuk oldun.
Superman, tu as été un trés trés vilain garçon
Gene kötü çocuk mu olduk?
On a été vilain?
Son derece görgüsüzce.
Ce serait d'un vilain effet.
Sen çok fenasın.
Tu es vilain.