Vite traducir francés
69,577 traducción paralela
Hadi.
Vite.
Et suyunda yüzen bir domuz hızındaydın.
Tu bouges aussi vite qu'une truie... qui nage dans la sauce.
Açıkçası hiç bu kadar hızlı yapılan bir anlaşma görmemiştim.
Je n'ai jamais vu une affaire se régler aussi vite.
Yine de senin kadar hızlı ilerleyen bir öğrencim olmamıştı.
En tout cas, je n'ai jamais eu d'élève qui progresse aussi vite que toi.
Kalp atışlarımı hızlandırıp zehrin çabuk yayılmasını istiyorsun.
Tu tentes d'accélérer mon cœur pour que le poison se répande plus vite.
Hızlı olmalıyız.
Il faut faire vite.
Hemen annenin evinden ayrıl.
Partez de chez votre mère au plus vite.
Acele etsen iyi olur.
Vous avez intérêt à faire vite.
Yürüyün!
Vite!
Kımıldayın!
Vite!
Onları bir süre oyalarım ama çabuk olmalıyız.
Je peux les retenir un peu, mais il faut faire vite.
- Çekil!
- Vite!
Hadi, yürü!
Vite!
Derhâl buradan ayrılıp K'un-Lun'a dönmeliyiz.
Il faut partir le plus vite possible et rentrer à K'un-Lun.
Bu şehri derhâl terk etmek için başka bir sebep daha.
Raison de plus pour quitter la ville au plus vite.
Babamı ne kadar çabuk hapse atarsak o kadar iyi.
Plus vite on fait arrêter papa, mieux ça vaut.
Yavaş ol biraz.
Pas trop vite.
bu sensin.
Plus vite.
Hızlı halledeceğim.
Je vais le faire vite.
Siz bu güvenlik önlemlerini uygulayın. Ben de eyalet fonlarını size tahsis etmek için elimden geldiğince çabuk bir şekilde ne yapabileceğime bakayım, tamam mı?
Vous installez les mesures de sécurité et je vais voir ce que je peux faire pour libérer des fonds le plus vite possible.
Uslu durup istediklerinizi yaparlarsa şartlı tahliye görüşmelerini yaklaştıracaklar.
S'ils se comportent bien, on évaluera plus vite la conditionnelle.
Çabuk, çıkarın onları!
Vite, fais-les sortir.
Laf çabuk yayılıyor.
Les nouvelles vont vite.
En kısa sürede.
Le plus vite possible.
Bizi eve daha erken götürmek için uçuş planını değiştirdim
J'ai changé le plan de vol pour rentrer plus vite.
Çok kısa sürede hayatımı paylaşmak istediğim kişinin o olduğunu fark ettim.
Bien vite, j'ai compris que je voulais passer ma vie avec elle.
Çabuk, çıkalım buradan!
On se barre, vite!
Yani beni sinirlendirmek istemezsin.
Si je m'énerve, ça peut vite dégénérer.
Kısa sürede geldiğiniz için teşekkürler.
Merci d'être venus si vite.
- Onu ilgilendiriyor. - Hızlıca halleder misiniz?
- Pouvez-vous faire vite?
Ön bulgular ne olursa en çabuk şekilde teşekkürler.
Résultats préliminaires, le plus vite possible, merci.
Sorular ne kadar çabuk cevaplanırsa o kadar çabuk eve döneriz.
Plus vite on répond aux questions, plus vite on rentre.
Batı'daki en süratli varlık yönetimi.
Celui qui tire les chèques plus vite que son ombre.
Ne kadar çok şey bilirse, Ares onu o kadar çok çabuk bulur.
Plus elle en saura, plus vite il la trouvera.
Başı belada, çabuk gel.
Il a un problème, venez vite!
Zamanını heba etme niyetli değilim.
Je suis limité dans le temps. Alors, je vais faire vite.
Bas gaza!
Roule, vite!
Bas gaza bas!
Plus vite plus vite!
Janie!
Vite! Vite! Janie!
Git, git, hadi.
Allez, allez, plus vite!
Ne olur ne olmaz diye onu en kısa zamanda yanımıza çekelim.
Concluons avec lui le plus vite possible.
Göz açıp kapayıncaya kadar biter.
Elle passe trop vite, comme un souffle.
Bu kiloyu kısa sürede verdim.
J'ai vite perdu du poids.
O saçı da kısa sürede kaybettin.
Et tu as vite perdu tes cheveux.
Ama kokainim yeni bir dağıtıcı bulmadan yapsan iyi olur.
Fais vite, elle va la revendre.
- Acele et, tamam mı?
Fais vite.
Acele etmiş.
"Fais vite."
Beni tanımayanlar yakında hiç aklım olmadığını anlayacak.
Les gens qui me connaissent comprennent vite que je ne le suis pas.
Uçmaya devam et.
Vole plus vite.
- Hadi, hadi.
Vite!
Yavaş ol bakalım.
Pas si vite.