English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ V ] / Vos

Vos traducir francés

123,342 traducción paralela
Bundan sonra müşterilerinin seni bırakmaya başlamalarının ne kadar süreceğini düşünüyorsun?
Combien de temps après ça vos clients commenceront à vous quitter?
Verdin, sözlerin tam olarak şöyleydi...
En fait, si, parce que vos mots exacts étaient,
Kalbinize kulak verin beyler.
Laissez parler vos coeurs.
Uçak kazasında ölen bir çiftin tek çocuğusunuz. Dört yaşında yetim kalmışsınız.
Vous avez perdu vos parents à 4 ans dans un crash aérien.
Şu anda Almanya'nın GSG9 seçkin anti terör biriminin yarbayısınız.
Actuellement lieutenant-colonel de l'unité d'élite antiterroriste du GSG-9, où vos états de service
Bugün yeteneklerinizi sınamak için hazırlanmış bir dizi sınavdan geçeceksiniz.
Aujourd'hui, vous vous affronterez lors d'épreuves destinées à évaluer vos capacités.
Lâyık olduğunuzu kanıtlamak için son fırsatınız.
Une dernière chance de faire vos preuves.
Buraya geldik, sizi aptal yerine koyduk paranızı aldık ve biranızı içtik.
On est venus ici, on a profité de votre bêtise pour prendre votre fric et vos bières.
Aptallık etme. Hastasın.
Arrêtez vos bêtises, vous êtes malade.
Onlar sizi görünüşünüz... kıyafetleriniz ya da sesiniz konusunda yargılamayacaklar.
On ne vous jugera pas sur votre aspect, vos vêtements, ou votre brillante conversation.
Pozisyonlarınızı alın.
Reprenez vos positions.
Eğer bu ürünle piyasaya açılırsanız sizi 90 milyonluk bir dava bekliyor.
on réclamera 90 millions à vos clients s'ils la commercialisent.
Teklifinizi alıp dijital sekreterinizle birlikte rafa kaldırabilirsiniz. Çünkü ikisi de bir daha gün yüzü göremeyecek.
Allez enterrer votre offre avec vos arguments bidons de secrétaire digitale, parce qu'aucun des deux ne verra jamais le jour.
Sakladığın pislik her ne ise Gibbs buldu.
Elle a découvert un de vos sales petits secrets.
Senin ne düşündüğün önemli değil.
Peu importe vos propos.
Önceliğiniz insanları oyalayıp yıldırmak ve davadan vazgeçmelerini sağlamak.
Votre politique est de compliquer la tâche de vos clients pour qu'ils soient démoralisés et qu'ils abandonnent.
O zaman aklını başına al ve işlerini yoluna koy, çünkü daha önce senin için başımı derde soktum.
Alors arrêtez vos conneries et faites en sorte que cela fonctionne, ou non parce que j'ai déjà pris des risques pour toi une fois.
- Tara'yı düşünüyor olman işine engel oluyor diye anlıyorum bu durumu.
Je présume que vos pensées concernant Tara se sont mis - en travers de votre travail. - Quoi?
Cümlelerin bana tersini düşündürüyor.
Vos mots me font penser autre chose.
Bunu ben söyleyemem, Louis, fakat sana, Tara'yı uzaklaştıranın bu davranışların olduğunu ve duygularının davranışlarını kontrol etmesine izin verirsen, yerine birinin gelmesini endişe etmek zorunda kalmayacağını söyleyebilirim.
Je ne peux pas vous le dire, Louis. Mais je peux vous dire que c'est votre comportement qui a fait fuir Tara, et si vous continuez à laisser vos émotions dicter votre comportement, vous n'aurez pas à vous inquiéter d'être remplacé.
Zamanını ve fikirlerini ayırdığın için teşekkürler.
Merci pour votre temps et pour vos réponses.
Kendi masalarınızda oturacaksınız.
Vous resterez à vos tables.
Telefonlarınız gerekiyor. Evet, onları kapatmıştık.
Vos téléphones.
Size evcilik oyununuzda iyi eğlenceler.
Amusez-vous bien avec vos bêtises.
Birçoğunuzun ele geçirdiği telefonlarla kendi fotoğraflarını çektiğini görüyorum.
J'en ai vu beaucoup prendre des selfies avec vos nouveaux téléphones.
Bunu hızlıca ve şiddete başvurmadan çözmek amacıyla taleplerinizi dinlemeye hazırız.
Dans un souci de résolution rapide et sans violence, nous sommes prêts à écouter vos revendications.
Tekrarlıyorum, Litchfield mahkumları, taleplerinizi dinlemeye hazırız.
Détenues de Litchfield, nous sommes prêts à écouter vos revendications.
Taleplerinizi dinlemeye hazırız.
Nous sommes prêts à écouter vos revendications.
Birbirinizin tükürüğünü için.
Échangez vos salives.
Susun da Müslüman arkadaşım konuşsun biraz.
Fermez vos gueules pour que mon amie musulmane puisse vous parler.
Herkes çenesini kapasın.
Fermez toutes vos gueules.
Hepiniz dalga geçiyor, kimsenin dinlemeyeceği taleplerde bulunuyorsunuz.
Vous faites toutes n'importe quoi, avec vos revendications qui donneront rien.
Evet, ayaklarımızın altında yükselirlerdi.
Oui, elles grandissent sous vos pieds.
Askerleriniz dışarıda sizi bekliyor General Washington.
Vos troupes vous attendent dehors, Général Washington.
Tek söylediğim, büyürken dinlediğin hikayeler sadece hikayeden ibaret.
Je dis simplement que vos histoires d'enfance ne sont que des histoires.
- Ray? - Majesteleri, düşmanınız olmadığımıza yemin ederim.
- Votre Honneur, nous ne sommes pas vos ennemis.
Sör Saçmalot, teneke adamlarının geri kalanını yürümeye hazırla.
Préparez le reste de vos hommes à marcher.
Adamlarınızı hazır edin Kral Arthur.
Préparez vos hommes, Roi Arthur.
Başarı öykülerin bu duvarları hayal bile edemeyeceğin bir süre boyunca onurlandıracak.
Vos actions honoreront ces murs plus longtemps que vous ne le pensez.
Ben de diyara olan hizmetlerinizden dolayı çok teşekkür ederim.
Mille mercis pour vos services envers le royaume.
Seyahatleriniz sizi bir daha buraya döndürecek olursa Palm ailesinden Sör Raymond için Yuvarlak Masa'da her zaman yerimiz var.
Si vos voyages vous reconduisent ici, un siège vous attendra toujours à la Table Ronde, Sir Raymond des Palms.
Sizin talimatlarınıza yanıt vermem yasaklandı Bay Hunter.
On m'a interdit d'obéir à vos ordres, M. Hunter.
Herhangi bir fingirdeşmeyi bölmek istemediğim için bağırdım.
Je ne voulais pas interrompre vos magouilles.
Bayan Jiwe, Doktor Heywood'un dedesi de dahil olmak üzere birkaç yurttaşınızın yanında hizmet etme şerefine nail oldum.
Mlle Jiwe, j'ai eu l'honneur de servir aux côtés de vos compatriotes, y compris le grand-père du Dr Heywood.
Bu başka birinin hayatını ellerine almak gibi bir his.
C'est sentir la vie de quelqu'un entre vos mains.
Zihin bağlantısı.
En fusionnant vos esprits.
- Hayır, zihinlerimizi de okuyabilirler.
- Non. Ils peuvent aussi lire vos pensées.
Sizi siz yapan her tercihinizi bilirler.
Ils connaissent vos préférences, tout ce qui fait de vous qui vous êtes.
- Tabancalarınızı kılıfına koyun!
- Holster vos armes! - Faites-le s'il vous plait.
Bu duruşma hayatınızı kurtarmaya çalışan tek insanı mahkum etmeye yönelik bir komplodur.
Ce procès est un complot pour condamner la seule personne qui veut sauver vos vies.
O yüzden kahrolası şapkalarınızı geri takın.
Remettez vos conneries de chapeaux.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]