Vucüt traducir francés
22 traducción paralela
Vucüt dilini okuyabiliyorum.
Je lis ton corps.
En küçük bir dijitalis parçasının vucüt ısısına kadar ısıtılıp nemle harekete geçirildiğinde porselenin emaye mavisine dönüşeceğini biliyor muydunuz?
Saviez-vous qu'une petite dose de digitaline colorait la porcelaine en bleu quand elle était catalysée par l'eau chauffée à la température du corps?
Şimdi, bu suyu yaklaşık vucüt ısısına kadar ısıtıyorum.
Je vais chauffer cette eau à la température du corps.
Hey, siz çocuklar. Ölü bir vucüt görmek istermisiniz?
Toothpick avait trop fait de taule.
Vucüt ısısı bu kadar düşmüş bir bedeni daha önce görmüş müydün?
T'as déjà vu un cas d'hypothermie aussi avancé?
Bu gayet normal bir vucüt fonksiyonu. Ve kokusuzdur.
C'est une fonction corporelle tout a fait naturelle... et sans odeur.
Şimdi, oneirine kullanan kişilerin REMlerinde paylaşılan, açık,... toplu rüyalar gördükleri rapor edilmiş, kişiselleğin yok olması, altıncı his fenomeni,... ve ruhsal seyahat vakalarıyla desteklenmiş. Yani buna vucüt dışı kazanılan deneyim de diyebiliriz. Ve tüm tarama sonuçları da bu bulguları destekliyor.
Les gens ayant pris de l'oneirine ont dit avoir partagé des rêves éveillés, un rêve de masse, accompagné par une dépersonnalisation, des phénoménes extra-sensoriels, la projection astrale... la sortie de son corps, comme on dit,
Kan yok, vucüt sıvısı yok.
Pas de sang ni de fluide corporel.
Tabi ki, orada sürekli vucüt çalışıyordum.
Ouais, j'ai fait du sport en taule. T'as que ça à faire, du sport.
Tek yapabildiğin vucüt çalışmak. Şişko bir adamın zayıflaması için iyi bir yere benziyor.
C'est peut-être le lieu de vacances idéal pour un obèse.
Yirmi ila otuzlu yaşlar arasındaki 4 genç kadına ait vucüt parçaları bulduk. Herbiri kayıp olan parçalar Herbiri haftalar hatta aylar önceki Krematoryumların vücut parçaları.
On a découvert 4 corps, toutes des jeunes femmes de 30 à 40 ans, à chacune desquelles il manquait un membre, et dont la crémation était prévue il y a des semaines, voire des mois.
Christian, bu klasik bir vucüt dismorfik bozukluğu.
Christian, c'est une difformité classique de ton corps.
Güneşte seksi vucüt gibi.
Comme la surface du soleil.
Vucüt ve bedeninin... Dengesini bozacak,... dikenler uygun... noktalara yerleştirildi...
Les épines sont placées pour perturber l'équilibre... du corps... et de la pensée.
Şunun vucüt yağına bir baksanıza.
Jetez un œil à sa matière grasse.
İlk bedeni doğrardım. Sonra birleştirirdim. Dondurduktan sonra vucüt parçalarını ağaç doğrayıcısına koyardım.
Le corps était découpé aux articulations, congelé, et les morceaux passés au broyeur.
Vucüt geliştiriyorum.
je reçois le corps de la plage
Ölüm neden ve yöntemi vucüt dökümü yöntemi uymuyor.
La cause de la mort et le corps déplacé ne correspondent pas à un vol de voiture.
Kullanılmış vucüt parçaları kazıp çıkarıyordu.
Il a déterré et utilisé les parties d'un corps.
Axe vucüt deodorantının kokusunu alabiliyorum.
Je peux sentir le déodorant axe.
El Kaide, Kuzey Kore Cumhuriyetçiler, Shrine'cılar, vucüt çalışan kel erkekler sadece liseli Japon kızların olduğu çizgi filmlere kaldırabilenler.
Al-qaeda, la Corée du Nord, les Républicans, les chauves musclés... Les gens sur internet qui ne sont excités que par... des dessins animés d'adolescentes japonaises.
Vucüt sıcaklığı düşüyor.
Rose :