English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ V ] / Vuruyor

Vuruyor traducir francés

1,163 traducción paralela
-... arabaları alıyor ve birbirine vuruyor. - Enteresan.
Un insecte préhistorique avec des griffes qui écraserait des voitures.
Fitzwaring'ler uyanıyor. Bay Fitzwaring aşağıya iniyor. Hırsızı gafil avlıyor ve hırsız da yaşlı adamı vuruyor, tamam mı?
M. Fitzwaring se réveille, il surprend le type qui le descend.
Yoksa arada bir birilerini vuruyor musun? Bu silah yalnızca gösteriş için mi?
Ce revolver, c'est pour la parade?
İşte Decker vuruyor.
Decker botte le ballon. Il monte.
Mickey sopasını savuruyor. Ve topa vuruyor.
Mickey l'a eue!
Bu tatlı dilli bir delinin bakışları beynime vuruyor.
- Le fou friand de sucreries? - Son regard me martèle la tête.
Arada bir sana vuruyor olabilirim, ama yine de ağabeyinim.
Je te bouscule un peu de temps en temps mais je suis ton frère.
Ben bir şey yapmadım ki, neden gelen giden bana vuruyor?
Je n'ai rien fait. Pourquoi tout le monde veut me frapper?
Birisi kafama mı vuruyor?
J'ai la tête qui tourne.
Tanrim, bu adam gerçekten iyi vuruyor Neden onu bir baskasi almadi?
Quelle frappe de mule! Pourquoi personne ne l'a choisi?
Atış geliyor, Dorn hazır ve vuruyor top sahanın soluna doğru gitti.
Il mouline, l'envoie et... il frappe vers le champ gauche.
1 bölüm daha geçtik Jackson yolluyor, Thomlinson vuruyor sahanın derinlerine,
Un joueur sorti dans la 9e. Jackson lance, Tomlinson frappe loin vers le champ droit.
Bahisler tavana vuruyor.
La cote est foutue en l'air.
- Yüzüme vuruyor. - Mutluyum.
Je suis très heureuse.
Reaktör onu eritiyor ve oksijen dışarı vuruyor.
Le réacteur la fait fondre et libère l'oxygène.
Bob tekrar öldürmeye yemin ediyor ve Mike da onu vuruyor.
Bob a juré de continuer à tuer, Mike l'a abattu.
Beynini patlatacak gibi vuruyor!
"Il lui défonce la tête"
Adam onu ayağından vuruyor, o adama "siktir git" diyor.
Il lui dit d'aller se faire foutre.
Sonra buradaki adamı kesiyor, ondan sekerek buradaki duvara vuruyor sonra buraya vuruyor ve buradaki adamı kesiyor.
Puis elle coupe le gars qui est là, elle ricoche... elle cogne contre le mur ici puis ici, et elle coupe ce gars.
Kim bana hain diyor, kafamı koparıyor sakalımı kesip suratıma vuruyor?
Que celui qui m'appelle scélérat me fende le crâne en deux, me coupe la barbe et me la recrache au visage?
"Vuruyor çan sesleri tekneme, bozuluyor geceyarısının yalınlığı."
"De mon bateau, j'entends les cloches rompre le silence"
- O bir çocuğa vuruyor.
Une bagarre.
Tayfun kıyıları vuruyor.
Un typhon parcourt la côte.
Sahne 193, ikinci atış Kennedy'yi gırtlağından vuruyor.
Image 193, 2e balle : Kennedy touché à la gorge.
Kennedy'yi ıskalıyor ve Connally'yi sırtından vuruyor.
Elle rate Kennedy, touche Connally dans le dos.
Altıncı atış ve öldürücü darbe. Sahne 313, Kennedy'yi başından vuruyor.
Le 6e coup, fatal, image 313, atteint la tête, par devant.
Teğmenim, bizimkiler onları gerçekten vuruyor!
Mon lieutenant, on les massacre, hein?
Bu kadın taşaklarıma vuruyor!
Cette femme a dépassé les bornes!
Sonra onları vuruyor, derilerini, yüzüyor ve her kızı ayrı bi neher atıyor.
Puis il les tue avec une arme à feu, les écorche et s'en débarrasse, à chaque fois dans une rivière différente.
Vuruyor!
Elle la renvoie!
Bilirsin, iyi vuruyor.
Eh bien, elle se défend.
Bir adam çekici alıyor ve kendi başının arkasına vuruyor sonra da raylara yatıp kendini öldürüyor.
Il s'est assommé à coups de marteau. et couché sur les rails pour se tuer?
Louis, Conn'un kafasına bir sağ aparkat geçirdi! Louis sağlı sollu vuruyor.
Louis lui relève la tête d'une droite au menton.
Banks, sağdan ilerliyor Duruyor, vuruyor ve GOOOL!
Banks arrive devant Ie but, tire, et marque!
Yine Adam Banks! Duruyor, vuruyor, ve GOOLL!
Banks fait une échappée, tire, et marque!
Germaine boşta Germaine pası alıyor! Vuruyor ve GOOLL!
Banks passe à Germain, qui tire et qui marque!
Puck'ı Hawks kapıyor. Larson, ondan Brown'a. Brown, karşısında kale backhand vuruyor ve Gol!
C'est Brown qui conduit Ie palet, iI est face au but, iI marque!
McGill'den sol taraftaki Brown'a, Vuruyor! Ve GOL!
McGiII passe à Brown... qui marque!
McGill arkadan Banks'i düşürüyor! Banks vuruyor! Ve GOOOLL!
McGiII charge par derrière Banks qui s'écroule mais marque!
Terry Hall, puck onda, puck'ı kardeşi Jesse'ye atıyor. Mavi çizgiyi geçiyorlar Jesse Hall boşluk arıyor Sağa hareket ediyor, kaleyi karşısına aldı Vuruyor ve GOOL!
Terry hall passe en avant à son frère Jesse qui franchit Ia ligne bleue, perce Ia défense arrive en face de Ia cage et marque!
- Biri kapıya vuruyor..
On frappe à la porte!
- Biri kapıya vuruyor.. - Yukarıda.
On frappe à la porte.
Hayır, tekrar vuruyor-
- Non. Mais il est à l'ouest.
- Vuruyor, golü buluyor!
- Tir au but! - Face-à-face!
- Gretzky vuruyor!
- Gretzki tire!
Tükürük, şakaktan sekmek için ilerliyor ve Newman'ı 3. ve 4. kaburga kemikleri arasından vuruyor.
Le crachat ricoche, quitte la tempe et frappe Newman entre la 3e et la 4e côte.
Adamlarınız sığırları vuruyor.
Vos employées tuent le bétail.
Her yıl, adamcağız bir sopayla kapıya vuruyor.
Toujours pareil, un type arrive avec un gros bâton et frappe à la porte.
İnsanlar hala yoluna köstek oluyor ve arkandan vuruyor.
On continue à vous marcher sur les pieds et à vous trahir.
- Her şeye vuruyor.
Cane.
- Biri kapıya vuruyor..
On frappe à la porte?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]