Vücutlar traducir francés
1,284 traducción paralela
Onların vücutlarının içinde omayan kalbi güm güm attığı zaman anlayacaksın.
Et tu concevras alors que sous la chair, ils n'ont pas de coeur.
Onların vücutları... Kaba ve çarpık. Çürümüş ağaç gövdesi gibidir.
La chair tordue et boursouflée, comme la savane putride.
Vücutlarında onları koruyan ve bizim de yapay olarak üretebileceğimiz bir şey vardır.
Leur organisme contient peut-être un agent protecteur... dont on pourrait faire la synthèse.
Vücutlarımız bu tür istilacılara karşı doğal savunmalara sahiptir.
Mais le corps a des défenses naturelles contre cela.
Vücutlarını kontrol edemiyorlardı.
Ils perdaient le contrôle de leur corps.
Ottoia kalem kadar uzundur vücutları da golf topu kadar
À 4 000 pieds, les Ottoia sont longs comme un crayon et large comme une balle de golfe.
Vücutlarımız aslında, grup olarak sosyal hayat yaşayacak şekilde tasarlanmamış.
Nos corps n'ont pas été conçus pour la vie de groupe.
Vücutları yaşlanırken, birbirine gülen iki yaşlı dost gibi.
Deux vieilles peaux, se moquant de l'autre qui décrépit.
Belki de vücutların bulunduğu yerdeki... FEMA ofislerinde?
Peut-être dans les locaux de l'AFGU... où ces corps ont été trouvés.
Vücutlarınız kurbanlık mührü ile dağlandı.
Ce que vous voyez sur votre chair, c'est la marque du sacrifice.
Evrim vücutlarımızı her yönüyle hayatın 3 milyar yıl önceki gibi, buhar havuzlarında basit oluşundan bugüne atalarımızın vücudundan adapte etmiştir.
L'Evolution a adapté nos corps à partir de ceux de nos ancêtres, et ce depuis que la vie est apparue dans les marmites bouillonnantes d'il y a 3 milliard d'années.
Vücutlarımız da hayatta yeni zorluklarla karşılaşır ve herbiriyle uğraşmak için çalışırız.
Notre corps doit lui aussi faire face à plusieurs défi et nous nous métamorphosons pour y faire face.
Yani bana komple o binayı, sadece... o itfayecilerin vücutlarını gizlemek için mi uçurduklarını söylüyorsun? Ve küçük bir çocuk.
Ils ont fait sauter un bâtiment pour cacher les corps de trois pompiers?
Belki de vücutların bulunduğu yerdeki... FEMA ofislerinde?
Je cherche tout ce qui peut être inhabituel.
Vücutları bu türden cezalandırmalar için dizayn edilmediler.
- Ils ne sont pas faits pour ça!
- Bu doğru olabilir. Ama bu kadınlar bu parayı vücutlarıyla kazanıyorlar.
Possible, mais ces femmes vivent de leur corps!
Ve şimdi de, vücutlarımızı Tanrı'nın yarattığını ve eğer vücutlarımızı Tanrı yarattıysa ve seks vücudun kendini ifadesiyse Tanrı'nın yarattığı seksin nasıl günah olabileceğini mi söyleyeceksin?
Après tu vas me dire que Dieu a créé le corps... et que, puisque le sexe est une expression de ce corps créé par Dieu... comment une action produite par ce corps pourrait être considérée comme un pêché?
Seth, Munchie, vücutlarımızı ve pançolarımızı yok edebilirler ama protestomuzu asla susturamazlar.
Seth, Munchie, ils peuvent détruire nos corps et nos ponchos mais pas nos chansons de protestation.
Gördüğün gibi, vücutlarımız, karşımızda ki canlıların uzun dönemde hafızasını engelleyen bir tür feromon salgılıyor.
Nos corps secrètent une phéromone, qui bloque les engrammes de mémoire à long terme des autres.
O mekiğin ardından gitmeme izin ver. Herkesin, gerçek vücutlarına dönmesini sadece bu şekilde sağlayabiliriz.
C'est le seul moyen pour que chacun réintègre son corps.
Gerçek dünyada vücutlarınıza neler olduğunu düşündün mü?
Avez-vous pensé à votre corps?
Vücutları dua eder pozisyonda donmuş.
Et leur corps s'est figé en position de prière.
Yararsız vücutlarımızdan vazgeçecektik böylece bilincimiz sonsuza dek beraber yaşayabilirdi.
Renoncer à nos corps imparfaits pour que nos consciences soient réunies à jamais.
Eğer vücutlarının gerçek insanlaşma için yol olduğunu inkar ediyorlarsa... öyleyse bu iffetsiz fahişelerden ne dersler çıkarabilirim?
Si refuser la chair conduit à la sacro-sainte vérité, qu'ai-je donc à apprendre de ces traînées?
Ve açıkça kendi vücutlarının saflılığını saymayan... fazileti sorgulayan bu kadınlara senin bilgeliğini nasıl gösterebilirim.
Comment transmettre ta sagesse à ces femmes de petite vertu? La pureté du corps ne compte pas pour elles!
Fakat biz katiyen binlerce insanın çıplak vücutlarımıza bakmasını istemedik.
Mais on n'a jamais voulu que ça se termine comme ça. Avec des milliers de personnes observant nos corps nus.
Çünkü güvenli bir yerde sana yaklaşıp... vücutlarını oynaştırabilirler de ondan.
Comme ça, elles peuvent se frotter et se tortiller devant un homme dans une atmosphère rassurante.
Çarmıha gerilme bittiğinde, Vücutları kaslarının kontrolünü kaybeder... bağırsakları ve mesaneleri boşalır, bunun sonucu yürüyen bir bok yığını olur.
Quand le crucifié rendait l'âme, son corps détendait ses muscles... en évacuant des excréments et de l'urine... ce qui a engendré ce tas de merde ambulant- -
Gerçek vücutlarımız?
Ou sont nos vrais corps?
Bir kız. " dediklerini ve onu vücutlarından attıklarını fark etmedin mi?
Et la balancent dans les chiottes.
- Mikey ayrıca kızların vücutları ve bütün diğer kirli konularda tam bir uzmandı
Mikey est également l'expert en matière de filles et d'obscénités en général.
Tüm yıl boyunca formda vücutlar. Ama porselen kadar kırılgan.
Des corps parfaits toute l " année et fragiles comme de la porcelaine.
Evlilik sadece vücutların bir araya gelmesi değildir, evlilik ruhların bir araya gelmesidir.
Le mariage n'est pas l'union des corps, mais des esprits et des âmes.
Eğer ortam sıcaklığı vücutlarınkine on derece yaklaşırsa o zaman kamera insanlarla duvarları ayırt edemez.
Si la température ambiante tend vers celle des corps... Les caméras confondent les gens et les murs.
Sadece üç kişinin öldürüldüğünü ve kafalarının vücutlarından ayrı olarak bulunduğunu anlattılar.
Que tous trois ont été tués à l'extérieur. Que l'on a retrouvé leur tête tranchée.
Vücutlarımıza, bir hiçliğin ortasından hayat verilmiştir.
Nos corps reçoivent la vie du néant.
Vücutlarında SU300 bulunuyordu su altında kullanılabilen yüksek teknolojili dinleme cihazı.
Le "SU300" dans leur corps... est un micro high-tech qui peut fonctionner sous l'eau.
Kadınların vücutlarına odaklanan insanları suçlamak mı istiyorsun?
Ce sont les femmes qui sont obsédées par le corps des femmes!
Sadece erkekler de mayo giydiği için bu onun politikasının tarafsız olduğunu göstermez. Erkekler vücutları için yargılanmıyorlar.
Le port unisexe du maillot n'en fait pas quelque chose de neutre.
Sonunda ikisinin vücutları bir olur.
Elle n'est pas insensible à son charme.
Açıkçası, birbirine kenetlenebilecek vücutlarımız varken kenetlenmemek garip geliyor.
C'est trop bête d'avoir des corps qui s'emboîtent et de ne pas s'emboîter.
Yani biz, kanı kaynayan iki Amerikan genci, haftalar önce vücutlarımızı kendimize saklamamamız için kararlar aldık.
Que nous sommes deux ados vigoureux qui ont décidé de ne pas garder leur corps pour eux.
Ya da şiddetin iyi olduğunu düşünen ancak oy verme yaşının altındaki iki insanın, birbirlerinin vücutlarını yakından tanımaya başladığında iğrenen bir ülkede yaşamamız.
Ou qu'on est dans un pays qui adore la violence, mais qui s'offusque lorsque deux mineurs utilisent les mots corrects pour leurs anatomies respectives?
Ya vücutlarıdır ya kişilikleri, ya paraları ya da mizah anlayışları.
Que ce soit le physique, la personnalité, l'argent, l'humour.
Eğer yeni, zararlı bir organizma keşfedilirse, bilim adamlarımız vücutlarımızı etkilemesini durduracak bir organizma gelişme engelleyici geliştirir.
Si une nouvelle entité biologique dangereuse apparait, nos scientifiques synthétisent un agent bloquant qui inhibe sa croissance, et l'empêche d'affecter nos métabolismes.
Vücutlarınızdan utanır mısınız?
Avez-vous honte de vos corps?
Vücutlar, fahişeler ve şişman insanlar içindir.
Les corps, c'est pour les putes et les obèses.
Bazıları, bu kızların kontrol edebildikleri tek şeye, vücutlarına odaklarını düşünür.
Certains pensent que ces filles focalisent sur ce qu'elles peuvent contrôler, leur corps.
Küçükken babam bana seksi öğretmek için kadın vücutlarının olduğu bir kitap verdi. Kitaba göz attım ve şöyle dedim ;
Quand j'étais gamin, mon père m'a donné un livre sur le corps féminin pour mon éducation sexuelle.
Pek çok tanrıya taparlar ve şişleri vücutlarına sokarlarmış
Ils vénèrent plusieurs dieux Sont complètement piqués
Vücutlarını satıp eroin almaları sadece bir zaman meselesi! Haydi, millet!
On va les retrouver!