Walden traducir francés
810 traducción paralela
Walden, sen kal ve bürodan gelecek arabayı bekle. - Bu kadar Matthews.
Walden, attendez les inspecteurs.
Ancak Thoreau, yanında 9 yaşındaki bir erkek çocuğuyla... Walden Pond'a gitmedi.
Mais Thoreau n'est pas allé à Walden Pond avec un garçon de neuf ans.
Warden Göleti havasında.
Les nuances de Walden Pond.
Broadway yakınındaki Walen Oteli'nde olacak.
C'est pour l'hôtel Walden. Dans la 3ème, près de Broadway.
Örnekler bire bir uyuşuyor ama Walden otelde değil.
Ca, ça correspond pile à sa première arme. Mais ça ne vient pas de l'hôtel.
Size Senatör Walden'ı takdim edeyim. - Steven ve Emily Hardin.
J'aimerais vous présenter le sénateur Walden...
Sağımdaki Ben Keane, Solunuzdaki ise Sam Walden.
À ma droite, Ben Keane, à votre gauche, Sam Walden.
Hudson'ın Walden Pond'ından uzaklarda, diğerlerinin sahte, yalancı dünyalarında bunaltıcı bir yaşama hapsolmuştu.
Jane Wyman est piégée. Cary!
Ev, aile, sosyal sorumluluklar mutluluk arayışında onu tatmin etmiyordu artık.
La voilà condamnée à étouffer dans son univers de faux-semblants et d'illusions, loin du Walden Pond que lui propose Hudson.
Walden'de iki gün boyunca kitabını imzalayacak.
Il dédicace ses livres chez Walden's.
Yüzbaşı Walden mıydı bilemem... Fakat bu Huey, hayatımızı kurtardı.
Je ne sais pas si c'était le capitaine Walden, mais ce Huey nous a sauvé la vie.
- Evet efendim. Walden'ın 201 dosyası. Değerlendirme raporları.
Le dossier personnel de Walden.
Eğer Yüzbaşı Walden bu madalyayı kazanırsa...
Si Walden gagne cette médaille...
Banacek, Walden'ın 3 adamı hakkında bilgi toplamış.
On a des infos sur 3 hommes de Walden.
- Bu Yüzbaşı Karen Emma Walden.
C'est le capitaine Karen Emma Walden.
Mr. Rady. Siz, Yüzbaşı Walden'ın yardımcı pilotuydunuz. Bu doğru.
M. Rady, vous étiez le copilote du capitaine Walden.
Yüzbaşı Walden'ı Onur Madalyası'yla ödüllendirme tavsiyesi üzerine soruşturma yapıyorum.
J'enquête pour décerner la Médaille d'Honneur au cap.
Rowtero?
Walden. Rowtero.
Yüzbaşı Walden'la ne zamandır birlikte çalışıyordunuz?
Servi longtemps sous les ordres de Walden?
Walden nerede?
Où est Walden?
Yüzbaşı Walden öldü.
Le capitaine est mort.
Neye? Sen ve Walden kötü bir şey olursa eve gönderilecek mektuplarınızı birbirinize vermiştiniz. Evet efendim.
Elle et vous aviez échangé des lettres à envoyer en cas de malheur.
O zaman Walden'ınki kimeydi?
- Sa lettre était pour qui?
General. Walden dosyası, efendim.
- Le dossier Walden.
- Sorun Yüzbaşı Walden değil, efendim.
- Walden n'est pas en cause.
Madalyayı Ilario'ya vermiyoruz. Onu Walden'a vereceğiz. Anlaşıldı.
Ce n'est pas Ilario qu'on décore, c'est Walden.
Başta, Yüzbaşı Walden hakkındaki tam raporunla, ilgisiz olduğumu ima ettin...
Mais vous avez insinué que je me désintéresse de ce rapport sur Walden.
Yüzbaşı Walden'ın helikopterine nasıl geldin?
Comment êtes-vous arrivé dans l'hélico de Walden?
Walden'la gider misin dedi, Walden'ın silaha ihtiyacı olabileceğini söyledi.
Il m'a affecté chez Walden, qui avait besoin de tireurs.
Walden... Korkuyordu Albay.
Elle avait peur.
Olaylar Yüzbaşı Walden'ın sınırını aşıyordu.
C'est ça, le capitaine Walden. Une foutue trouillarde.
Walden ve Ilario, kurtarılma hakkında sürekli konuşuyorlardı.
Walden et Ilario n'ont parlé que de sauvetage.
Ilario karanlık yüzünden çıldırmıştı ve Walden günün ilk ışıklarıyla teslim olmayı düşünüyordu.
Ilario flippait dans le noir. Walden voulait se rendre.
Yüzbaşı Karen Walden.
Le capitaine Karen Walden.
Teşekkürler. Walden, ölüm kalım meselelerinde hiç endişe ve korku gösterdi mi?
A-t-elle montré de la peur quand elle a dû opter pour votre vie ou votre mort?
- Kim? - Altameyer, efendim. Walden'ın mürettebat şefi.
Le chef d'équipage de Walden.
Put Hillerman Walden dosyasına geri atansın!
Remettez Hillerman sur le dossier Walden.
Karen Walden'ın kullandığı sıhhiye helikopterinin mürettebat şefiydi.
Chef de l'hélico médical piloté par Karen Walden.
Seninle Yüzbaşı Karen Walden hakkında konuşmak istiyorum.
Je veux vous parler du capitaine Walden.
Öyleyse neden buradasın? Karen Walden gönderdi beni.
Karen Walden m'envoie.
Bence, Karen Walden gibi bir askeri onurlandırmak için, gerçeği anlatmalıyız, General. Orada tam olarak ne olduğunu.
Je pense que... pour l'honneur d'un soldat comme Karen Walden, il faut qu'on dise la vérité sur ce qui s'est passé là-bas.
- Walden Roth, lütfen.
- Walden Roth, s'il vous plaît.
- Ben Walden Roth.
- Walden Roth.
Cartman'ın isminin yazılı olduğu yerde yazılı olan Thoreau ismi çizilmiş ve Walden adlı kitaptan kopya çekilmiş.
Cartman l'a tiré de "Croc-Blanc", il a rayé le nom de l'auteur pour le remplacer par le sien. - On s'en tape!
Bahse girerim ki, Walden bir durum komedisidir!
Si Croc-Blanc était une sitcom, vous connaîtriez! Tu viens?
Görürsün zaten. Tünaydın. Ben Marva Kulp.
Bonjour et bienvenue au Camp Walden.
Walden Kızlar Kampı.
Le Camp Walden pour filles.
- Walden'ın partisinde ne işim var?
Je n'ai pas envie de voir ce Walden!
Walden mı Al Bathra mı?
- Walden ou Al Bathra?
Yüzbaşı Karen Walden gibi.
Comme le capitaine Walden.
Hey, nereye gidiyorsunuz? Walden'ın ne olduğunu bilmiyorlar.
Je parie que personne n'a lu ce bouquin!