English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ Y ] / Yankton

Yankton traducir francés

73 traducción paralela
Planım onu mahkeme için Yankton'a götürmek.
Je veux l'emmener à Yankton pour qu'il soit jugé.
Serseriyi Yankton'a götürelim.
Emmenons cette ordure à Yankton.
Tommy, Yankton'da gönlünü bir yaban sığırına kaptırdı.
Tommy est tombé amoureux d'un buffle à Yankton.
Yankton'da Al'ın kendisini... savunacağını sandığı yargıç hain çıktı.
Le magistrat qui devait représenter Al à Yankton est un faux-cul.
Yankton'daki adamın hakkından... senin geleceğine inanıyorlar.
Ils croient que vous faites des affaires à Yankton.
Emin ol, bu iş önünü açacaktır. Ayrıca emin ol, Yankton ve burası arasında... değerin yüz binlerce dolara çıkacaktır.
Croyez-moi, c'est un tremplin pour votre avenir, et vous pourrez gagner des centaines de milliers de dollars en faisant le va-et-vient entre ici et Yankton.
Hayır, son sözüm şu olacak, Yankton'dan tahsilatçı geldi... payını hazırla.
Non, mon dernier mot, c'est que le collecteur vient de Yankton, alors, préparez votre dû.
Kahrolası Yargıç Claggett... kendisinin ve Yankton eyalet yasama meclisindeki... yalancı hırsızların, yerleşimimiz hakkındaki... tutumunu bildirecek.
Le magistrat Claggett va me montrer l'attitude à adopter envers sa communauté et celle de ses acolytes corrompus du corps législatif territorial à Yankton.
Lanet putperestlerle anlaşma imzaladıklarında... eyalete ilhak olmamız bize kaça patlayacak?
Combien cette annexion va-t-elle nous coûter, alors qu'ils signent un traité avec les habitants de Yankton?
Şunu da söylemeliyim ki, Yankton'a bir tutuklama geldi. Şikago, Illinois'de cinayet işlemekle suçlanıyorsun.
Sachez aussi que nous avons reçu un mandat d'arrêt à Yankton vous accusant de meurtre à Chicago, dans d'Illinois.
Ama Yankton'daki eyalet yetkilisi olacak o hıyarları... rüşvetlerini vermeye değer olduğumuza ikna edecek bir yapı.
Mais une structure suffisante pour convaincre ces misérables de Yankton qu'on est assez prospères pour leur payer des pots-de-vin.
Yasama meclisindeki hıyarların... üçkağıdına gelmekten kaçınmak için ödeyeceğimiz meblağın ilk tebliği... Yankton'ın tahsildarı tarafından bu sabah bana verildi.
Les premières nouvelles concernant le prix à payer pour éviter de se faire baiser par ces misérables du pouvoir législatif m'ont été remises par le percepteur de Yankton, qui prétend que le meilleur moyen de conserver la propriété de nos concessions et affaires est de former
Yankton'a gitmedim.
Je ne suis pas allé à Yankton.
Kahrolası yargıç Yankton'a canlı dönmeyecek.
Le juge ne retournera pas à Yankton vivant.
Yankton'a gittiğimde oradan ayrılmıştı.
Il a quitté Yankton avant que j'arrive.
Yankton'da karşılaşamadık.
On s'est manqués à Yankton.
- Hepsi Yankton'lı.
Ils sont tous de Yankton.
"Sadece Yankton'lı kişiler atamamı şahsınıza karşı bir hakaret olarak... " algılamamanızı rica ederim Bay Swearengen.
" Je vous prie, Mr Swearengen, de ne pas voir comme une atteinte à vos intérêts ma décision de nommer uniquement des hommes de Yankton.
Onun ve başkalarının artık ellerini... taşın altına koymaları lazım.
Et il est temps pour elle et pour d'autres s'arrêter d'être lâches. Yankton se prépare à bouger.
Yankton harekete geçti. - Ne boktan şey!
Saloperie!
"Yankton harekete geçti," ne demek?
"Yankton se prépare à bouger"?
Bizi Yankton'daki hayvanlar için yemlik yapmak istiyorlar.
Ils veulent qu'on soit un réceptacle pour ces snobs de Yankton.
Bu önemli mi bilmiyorum, ama Yankton, Bullock'tan korkuyor.
Si ça peut servir, Yankton a peur de Bullock.
Yankton, Bullock'ın Montana'nın adamı olduğunu düşünüyor.
Yankton croit que Bullock est à la solde du Montana.
Bullock'ın birinin adamı olduğunu... düşünüyorlarsa bu Yankton'lılar kafayı yemiş.
Ils se fourrent le doigt dans le nez jusqu'à l'os, à Yankton, s'ils pensent que Bullock est à la solde de qui que ce soit.
Yankton açısından... Bullock'ın ölmesi, Montana'ya zarar mı verir... yoksa onları sert bir önlem almaya mı zorlar?
En suivant le raisonnement de Yankton, est-ce que la mort de Bullock ferait du tort aux intérêts du Montana ou est-ce qu'elle les inciterait à aller de l'avant?
Sabah Yankton'dan gelen haberler ve hükümet temsilcisi meselesi... yetmezmiş gibi.
Comme si je n'en avais pas assez avec les nouvelles récentes de Yankton et de ces putains de commissaires.
Montana ve Wyoming'i devre dışı bırakmak istemesinin asıl sebebi... bizi Yankton ve Dakota için düşünmesi yani.
- Oui. Et que, dans l'espoir de devancer le Montana et le Wyoming, il ait l'intention de nous contrôler pour Yankton et le Dakota?
Yankton'ın çıkarları Bullock'un arazisini tehdit ediyor, ki bence... Bay Wolcott işvereninizinkini de ediyor.
L'intérêt de Yankton passe avant la vie privée de Bullock, et avant celle de votre employeur.
Her neyse. Deadwood, Montana'nın teklifini cevaplamak için mühlet alabilirse... karşı tekliflerini alabilmek için Yankton ile görüşürüm.
En tout cas, si Deadwood peut attendre un peu avant d'accepter l'offre du Montana, j'irai faire un tour à Yankton pour voir s'ils veulent surenchérir.
Bay Merrick ketum davranıyor. Bu yüzden ben de Gem Saloon'a gidip... Swearengen ve acımasız Adams ile...
M. Merrick était réticent, alors je suis allé au saloon où Swearengen et Adams, le jeune coupe-jarrets, l'ancien coupe-jarrets de Yankton, si je ne m'abuse.
Aranızdaki güven sağlamlaştıkça... Yankton'a giden ve oradan gelen mesajlarla yakında ilgileneceğiz.
Et à mesure que la confiance s'installe entre vous, je veux que vous fassiez attention aux messages en provenance et à destination de Yankton.
Şunu söyleyeyim, son toplantımızdan sonraki hafta boyunca... Yankton'la karşılıklı, telgrafla iletişim kurdum. Anlaşmanın koşullarını her açıdan...
Puis-je vous dire que la semaine qui s'est écoulée depuis notre rencontre m'a vu activement correspondre avec Yankton, qui a tous les niveaux a amélioré les termes de cette proposition en faveur du camp de Deadwood?
- Gir içeri. Yankton'ın teklifini incelememe yardım et.
Et aide-moi à analyser l'offre de Yankton.
Yankton'dan bize gelen 50.000 doları sözleşmeden çıkar.
Enlève les 50 que Yankton nous offre.
Yankton'dan gelen ikiyüzlüyü gördün mü?
T'as vu l'hypocrite de Yankton, hein?
Amacımız hayatta kalmak. Yankton'la, Hearst çarkına dişli olan adamlarla ittifak kurmak değil.
On se bat pour notre survie, pour pas être dépendant de Yankton ou un rouage de la machine de Hearst.
Helena'ya doğru hızlı ilerlersek, Yankton'u sap gibi ortada bırakabiliriz.
Si on fait les beaux yeux à Helena, ça mettra Yankton sur la défensive.
Bay Merrick, Yankton beyannamesinin tapu sahiplerinin... hoşuna gitmeyecek olmasını... ve tapu haklarının korunmamasını tehlikeli buldu.
Le fait que la déclaration Yankton ait dérangé certains propriétaires locaux quant à la sécurité de leur titre est apparue très pénible à M. Merrick.
Sorun şu, eğer herif, Tolliver ile yandaşsa... ve başına bir şey gelirse... Yankton da o zaman beni mi suçlar, ayak takımını mı?
Si leur homme est de mèche avec Tolliver et qu'il lui arrive quelque chose, qui entre ces imbéciles et moi, va se faire accuser par Yankton?
Yankton'ın alacaklarla ilgili ilanını basmadığım için kızdığını ima ediyor.
Un message de mécontentement sur ma façon de parler des concessions.
Swearengen dedi ki, eyalet temsilcileri Yankton'danmış.
Swearengen a dit que les commissaires sont tous de Yankton.
Hisseler verilecek mi? Yankton eyalet görevlilerine rüşvet veriyor mu? İşimizi sürdürecek miyiz?
Si les forages sont autorisés ou non, si Yankton convainc les commissaires ou non, nous ferons des affaires ou non et si c'est le cas, nous réduirons les coûts en achetant en gros.
Yarım gün boyunca Yankton'da... senin büronun önünde beklerken benimle konuşsaydın... yerimi biliyor olurdun.
Vous auriez pu savoir où j'étais si vous m'aviez parlé à Yankton où j'ai attendu devant votre bureau une demi-journée.
Çoğumuza öyle göründü ki... Yargıç Clagett'ın ortadan kaybolmasının ardından... farklı arkadaşlıklar kurdun.
Il a semblé à beaucoup d'entre nous à Yankton que suite à la disparition du Magistrat Clagett, vous avez choisi des compagnons différents.
Bu, beni ya da Yankton'dakileri... senin arkadaş seçiminden daha fazla bağlamaz.
Cela n'intéresse ni moi, ni personne à Yankton, pas plus que le choix de vos compagnons.
Lütfen haber verin : Yankton'dan Meclis Üyesi Jarry kasabaya vardı... ve Al'i arkadan düzmek istiyor.
Veuillez transmettre que le Commissaire Jarry de Yankton est arrivé au camp et a l'intention d'enculer Al.
Ama bu sabah, Yankton'ın elindeki mülkiyet hakları konusunda... bir kargaşa, büyük bir huzursuzluk... ve panik dolu sözler işittim.
Mais ce matin, je note un certain degré de confusion et de panique à propos des dispositions de Yankton envers les forages.
Yankton'a bizden nasıl bahsedecek acaba?
Quelles impressions emporte-t-il à Yankton, d'après vous?
Birlikte, Bay Hearst'ın Yankton'ın kendisi hakkında düşünmesini... istediği şeyin ta kendisi olmuyor muyuz?
Ensemble, on est l'image même que M. Hearst voudrait donner à Yankton.
- Yankton. Yankton, evet.
- Yankton.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]