English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ Y ] / Yapayım

Yapayım traducir francés

9,347 traducción paralela
Size çok güzel şeyler yapayım. " " Selam, ben Todd.
Permettez-moi de vous lécher le cul, mesdames, et de vous rendre tout un tas de services. "
Ya da dur, ben hemen bir liste yapayım.
Tu sais quoi? Je vais te faire une petite liste, attends une seconde.
Ben ne yapayım?
Ta veste. Je fais quoi?
- Bunu neden yapayım ki?
- Pourquoi ferais-je ça?
Ben ne yapayım ulan?
Qu'est-ce que je peux faire?
Bırak ben yapayım.
Laisse-moi m'en occuper.
- Neden öyle bir şey yapayım?
Pourquoi ferais-je cela?
Öyle yapayım.
Je ferai ça.
Ver de ben yapayım, kaygan parmak.
Laissez-moi faire, maladroite.
Bunu neden yapayım?
Pourquoi je ferais ça?
Bunu neden yapayım ki?
Et pourquoi je ferais ça?
Ne yaparsan yap bir gün zamanım gelecek. En azından o zaman kadar bir şeyler yapayım.
Alors autant que j'en profite comme je l'entends.
Ben gidip yemek yapayım.
Je vais aller préparer le dîner, d'accord?
Ne yapayım, görmezden mi geleyim?
Qu'est ce que je suis sensé faire, l'ignorer?
Ben yapayım.
Permettez.
Gel sana çay yapayım.
Laisse moi te faire une tasse de thé.
- Ne yapayım?
Voilà. Quoi?
Çay yapayım ben.
Je vais faire du thé!
- Adı bu ben ne yapayım?
Et bien, c'est son nom, non?
Biraz kaçamak yapayım dedim, Marci.
Je crois que c'est ce que tu nommes une faille, Marci.
Kemerini çöz de oral yapayım.
Alors pourquoi ne pas enlever ta ceinture, pour que je puisse poser ma bouche sur toi?
Rol mü yapayım?
Je dois jouer?
Bunu neden yapayım ki?
Pourquoi ça?
Neden yapayım ki?
Pourquoi j'aurais fait ça?
- Nasıl yapayım?
Je fais comment?
Üvey ailem buraya yeni taşındı. Ona sürpriz yapayım dedim.
Ma famille d'accueil vient d'emménager ici.
Hayatım, ne yaparsam yapayım, sadece yanlış.
Rien ne va bien dans ma vie, quoi que je fasse.
Eğer onları dışarı çıkaramıyorsan, o zaman kitabı bana ver ve ben yapayım.
Si vous ne pouvez pas les faire sortir, alors donnez-moi le livre et je le ferai. Toi?
Hızlı bir iş yapayım...
Dois-je faire un travail rapide...
İzninizle, şehirde olduğu gibi oradaki ödemeleri de zorunlu yapayım.
Avec votre permission, je m'assurerai que de tels tribus soient maintenant obligatoires, comme ils le sont en ville.
Aç veya uykusuz kalmaya aldırmam yeter ki bunun gibi anlamlı bir şey yapayım.
Je peux me passer de nourriture ou de sommeil tant que je fais une chose qui en vaut la peine telle que ceci.
Çay yapayım.
Je vais faire du thé.
Neden öyle bir şey yapayım?
Pourquoi je le ferais?
Kendimi korumak için her şeyi yapayım mı?
Tout faire pour me sauver?
Sen etrafı kolaçan et. Bu arada ben de kendi işimi yapayım.
Allez donc faire un tour, et laissez-moi faire.
Bunu senin için neden yapayım?
Pourquoi je te la donnerais?
Ama bunu neden yapayım?
Mais pourquoi j'aurais fait ça?
- İzin ver yapayım.
- Laisse-moi faire.
- İzin ver yapayım.
- Laisse moi faire.
O zaman izin ver ben yapayım, anne.
Alors laisse-moi le faire, maman.
Gelin yalakalık yapayım hanımlar.
" Salut, moi c'est Todd.
Çünkü sabahtan akşama kadar yapay zekadan bahsedebilirim.
Vous m'aviez caché votre recherche sur les systèmes neuro-évolutifs. - Je parle IA toute la journée.
Ne yapayım?
Qu'est-ce que je peux y faire?
O zaman ne yapayım?
Compris Moo-Young. Mais qu'est-ce que vous fabriquez?
Yapay Zeka mı? "A.I."?
"I.A"?
- Tekrar yapayım mı?
Il faut tout défaire?
- Endişelenmen gereken ben değilim Randy hepsi... onlar insan ve hakları var. - Bayan Langston izin verin de işimi yapayım
Miss Langston, laissez-moi faire mon travail.
- Ne yapayım peki... grup meditasyonu mu?
Qu'est-ce que je dois faire?
Bırak ben yapayım.
Laisse-moi faire.
Ama Knox'da normale dönmemi sağlayacak yapay doku var, hayatımı geri kazanabilirim.
Mais Knox a un artefact qui pourrait me rendre ma vie.
Ve birkaç tanesini yanımıza almanın güçlü bir yapay zekaya karşı vereceği avantajdan.
Et les chances que certains d'entre eux pourraient nous donner pour surclasser une intelligence artificielle incontrôlable.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]