Yapmam gereken bir iş var traducir francés
304 traducción paralela
Daha önce yapmam gereken bir iş var.
J'ai une chose à faire.
Benim de yapmam gereken bir iş var. Gideceğim yere gelemezsin. Yaptığım işe katkıda bulunamazsın.
Mais j'ai aussi un travail à faire... et tu ne peux pas venir avec moi.
Yapmam gereken bir iş var.
J'ai un travail à faire.
- Şef için yapmam gereken bir iş var.
J'ai un travail.
Bakın, bayım, benim yapmam gereken bir iş var ve siz de bana engel oluyorsunuz.
Ecoutez, j'ai un boulot à finir et vous dérangez.
Yapmam gereken bir iş var.
On m'a confié un travail.
Beni iyi dinle Gus. Yapmam gereken bir iş var. - Benim de yapmam gereken bir iş var.
Écoute, je fais juste mon boulot et je le ferai avec ou sans toi.
Yapmam gereken bir iş var, o da sizi sağ salim Berlin'e götürmek.
Mon boulot, c'est de vous emmener à Berlin sans vous faire tuer.
- Konsül için yapmam gereken bir iş var.
- Je dois faire une chose pour le consul.
Şimdi izin verirseniz, yapmam gereken bir iş var.
je dois m'occuper de quelque chose.
Yapmam gereken bir iş var.
J'ai une mission à accomplir.
Yapmam gereken bir iş var.
J'ai des affaires à régler.
Ama burada yapmam gereken bir iş var. Frankly, Kendi yolundasın.
Mais, j'ai du travail et franchement, vous me gênez.
Yapmam gereken bir iş var ve siz ne yapacağınıza karar verme
J'ai un travail à faire.
- Yapmam gereken bir iş var.
- Quelque chose que je dois faire.
Yapmam gereken bir iş var.
J'ai un truc à régler.
Dinle, başka koşullar altında bu eğlenceli olabilirdi ama yapmam gereken bir iş var.
Dans d'autres circonstances, ça aurait pu être drôle. Mais je travaille, moi.
Henri, burada Alkatraz'da yapmam gereken bir iş var.
J'ai une tâche à accomplir à Alcatraz.
Gerçi birazdan, papaz olarak yapmam gereken bir iş var.
Mais je dois bientôt vaquer à ma charge cléricale.
Şimdi, izin verirsen Yapmam gereken bir iş var.
Maintenant, excusez-moi, j'ai une livraison à faire.
Aynı zamanda Yıldız Filosu Kaptanı'yım. Yapmam gereken bir iş var ve yapmak istiyorum.
J'ai une mission à remplir et je m'en acquitterai.
Yapmamız gereken bir iş var.
Nous avons des transactions à faire.
Çok sık yapmamız gereken bir iş var. Yemek pişirmek.
Une chose qu'on aura, c'est de la cuisine maison.
Yarın yapmam gereken ufak bir iş var- -
J'ai du travail qui m'attend demain.
Yapmamız gereken pis bir iş var.
Nous avons un sale boulot de plus sur les bras.
Yapmam gereken önemli bir iş var, Danny, ama sır olarak kalmalı.
J'ai quelque chose d'urgent à faire mais c'est un secret.
Öncelikle yapmam gereken bir kaç ufak iş var.
Je dois d'abord faire deux ou trois choses.
Yapmam gereken bir iş daha var.
Il me reste une chose à faire :
Yani yapmam gereken pis bir iş var.
Vous avez un sale travail à me faire faire.
Daha şehirde yapmam gereken bir çok iş var
Je dois encore aller en ville.
- Yapmam gereken çok büyük bir iş anlaşması var ve artık sizin komik şüphelerinin dinleyemem.
J'ai du travail et j'en ai assez de vos soupçons.
Çok isterdim Pamela ancak otelde yapmam gereken bir sürü iş var.
Mais j'ai tellement de choses à régler.
Yapmam gereken bir sürü aptal iş var.
J'ai encore un tas de choses à faire.
Ayrıca, yapmamız gereken bir sürü iş var.
En plus il nous reste du travail à faire.
Yapmamız gereken bir iş var.
Laissez-nous faire notre travail.
Benim yapmam gereken bir iki iş var.
Ecoute, j'ai encore du travail.
Yapmamız gereken bir iş var.
On a une mission à terminer.
Çocuklar, Willerton'da yapmamız gereken büyük bir iş var.
J'ai des affaires importantes à régler à Willerton.
Yapmam gereken bir sürü iş var.
J'ai encore toute cette paperasse à voir...
Yardımın gerek. Yapmamız gereken bir iş var.
J'ai besoin de votre aide.
Benjamin, yapmamız gereken bir jilyon iş var.
Benjamin, on a des tas de choses à faire.
Muayenehanede yapmam gereken bir yığın iş var, seninle sabah görüşürüz, Holmes.
J'ai énormément de travail à mon cabinet, Holmes. - Je vous verrai demain matin.
Yapmamız gereken bir iş var.
On a une mission!
Yapmamız gereken bir iş var.
On a une charge utile à déployer.
Hala yapmam gereken bir sürü iş var.
Ça suffit comme ça.
Şimdi, sakıncası yoksa yapmam gereken bir sürü iş var.
J'ai du travail.
Yapmamız gereken bir iş var.
- Nous avons une mission.
Yapmamız gereken bir iş var.
On a à faire.
Yapmam gereken küçük bir iş var.
J'ai une petite affaire à régler.
Biliyorsun, Sonny, gerçekten önerine ve her şeye minnettarım... ama New York'ta yapmam gereken bir sürü iş var.
Tu sais, Sonny, j'apprécie ton offre, mais j'ai un tas de trucs en cours à New York.
Yapmamız gereken bir iş var.
Nous sommes ici pour un travail.