Yaptı mı traducir francés
123,757 traducción paralela
Yaptı mı?
Elle l'a fait?
Sen gizli bir sığınak yaptın mı?
Tu t'es construit un bunker secret?
Madem beni içeri attın, en azından ne yaptığımı söylesen?
Maintenant que je suis là, tu me dis ce que j'ai fait?
Biraz sorumluluk al ki bu iş bittiğinde dimdik durup bir şeyler yaptım, diyebilesin.
Prends des responsabilités, pour que, quand ce sera fini, tu puisses dire que tu as résisté et fait quelque chose.
Anlaşma yaptım.
J'ai passé un marché.
Ne yaptığının farkındayım.
- Si. Je sais ce que tu fais.
Yaptıklarımızın boşa gidip gitmediğini de görmek istiyorum.
Et je veux voir si tout ce qu'on a fait, c'était pour rien.
Şu anda YIK'nin bir yaptırımı yok.
MCC n'est plus impliquée pour le moment.
Yok, hayır. Bunu kendim yaptım.
C'était mon initiative.
Bunu anlaşma için yaptım.
Je l'ai fait pour l'accord.
Şaka olsun diye yaptırmıştım.
Je l'ai fait pour plaisanter.
Kız arkadaşım bana güzelliği hatırlatsın diye bir balık yaptırmıştı. Ben de karşılığında bunu yaptırdım.
Ma petite amie s'est fait faire un poisson censé me rappeler la beauté des choses, et, en réponse, on m'a tatoué ça.
Bilmediğin bir şey söyleyeyim bugün erkek arkadaşım Kool-Aid Man dövmesi yaptırdı.
Ce que tu ignores peut-être, c'est qu'aujourd'hui, mon petit ami s'est fait tatouer la mascotte de Kool-Aid.
İnandığımız şeyi yaptık.
On a fait ce en quoi on croyait.
Ya da bizim yaptığımız gibi.
Comme on a fait.
Yaptığımız işin karmaşık ahlakını sorgulatma bana.
Ne remets pas en cause la moralité trouble de ce qu'on a fait.
Bunu yaptığını anlamıştım.
J'avais bien compris.
Bu aşamaya gelmek için ne yaptığımızı biliyorlar mı?
Ont-ils conscience de nos sacrifices pour en arriver là?
Yaptığımız şey?
Ce que l'on fait?
Her ne yaptıysam mecbur olduğum için yaptım.
Parce qu'il le fallait.
İstersen batıl inanç de. Kazandığımız her seçimden önce bunu yaptık.
C'est superstitieux, mais on gagne à chaque fois.
Sanırım şurada bir hata yaptın.
Tu as fait une erreur.
Kime ne iş yaptığımı bilmiyorsun, doğru mu yanlış mı?
Vous n'avez aucune idée de ce que je fais ni pour qui, vrai ou faux?
Yani yaptığım işin ucunun sana dokunmasını sağlayacak hiçbir şey yok.
Donc, il n'y aura rien qui puisse vous relier à ce que je fais, d'accord?
İstediğini yaptım.
J'ai fait ce que tu m'as demandé.
Dediğini yaptım. Ruth'u duydun.
T'as entendu Ruth.
Pastırmalı krep yaptım ama yine de yemiyorlar.
J'ai fait des pancakes au bacon, mais ils ne mangent rien.
Sonrasında yaptırımı kabul edersin.
La deuxième, vous acceptez la punition.
Yeni bir plan yaptım.
Changement de programme.
Buraya yatırım yaptı değil mi?
C'est un de vos investisseurs, non?
Sadece gerekeni yaptım.
C'est normal.
Tahmin bile edemeyeceğin şeyler yaptım.
Tu n'as pas idée de ce que j'ai pu faire.
Düşündüm ve yaptım.
Écoute, tu avais presque réussi à sauver ton frère.
Hmm, bence ona yatırım yaptığımız zaman gerçekten de para kazanabiliriz.
Je pense que le temps que nous avons investi en lui est en train de payer.
Sanırım böyle yaptıklarını düşünüyorum.
Je pense que c'est comme ça qu'ils ont fait.
Ne yaptım şimdi ben?
Qu'est-ce que j'ai encore fait?
Ne yaptığımızın hiç önemi yok.
Peu importe ce qu'on fait.
Savaş beni bir katil yaptı.
La guerre m'a changé en meurtrier.
Ödemeyi telefonumla yaptım.
J'ai payé avec mon téléphone.
- Bunu ona sen yaptırmadın mı acaba?
Tu ne l'aurais pas un peu poussé?
Babam mı yaptı bunu?
Mon père aurait fait ça?
Bunu bana sen yaptın.
C'est vous qui m'avez fait ça.
Yaptığımı sanmıştım ama galiba yapmamışım.
Je le croyais, mais apparemment pas.
Evet, yeminin için yardım etmemi istedin. Bunun bir şifre olduğunu sanmıştım ama öyle yaptık.
Tu m'as demandé de l'aide pour tes vœux, je croyais que c'était un code, mais c'est ce qu'on a fait.
Evet, o yüzden bunu bana kimin yaptığını bulmak için dört dakikada telefon açmalıyım!
Je dois téléphoner dans les quatre minutes pour savoir qui m'a fait ça.
Ben mi yaptım
J'ai fait ça?
Ne yaptığımızı düşünüyorsun?
Que pensais-tu qu'on faisait?
Bilerek yaptım.
Je l'ai fait exprès.
Evlat bugün aklını başından alacak bir şey yaptım.
Fils, j'ai fait un truc aujourd'hui qui va te scotcher.
Orta okulda 30 yıl öğretmenlik yaptım. Emekliliğim için hep ödenek ayırdım.
J'ai enseigné en primaire pendant 30 ans, en économisant pour ma pension.
Bunu yaptığımızda ilçe bununla yüzleşecek ve güçlenecek ya da yok olacaktır.
Une fois fait, la ville affrontera le défi et en sortira plus solide. Ou elle disparaitra.