English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → francés / [ Y ] / Yaratıcı

Yaratıcı traducir francés

6,230 traducción paralela
Daha önce de söylediğim gibi tekrar söyleyeceğim benim tanrım Odin, her şeyin yaratıcısı.
Je te l'ai déjà dit avant, et je te le redis : mon Dieu est Odin, le père de toute chose.
Bunun anlamı, yaratıcılarımızdan biri Rachel'ın babası, hâlâ hayatta olabilir.
Ce qui voudrait dire que nos créateurs... l'un d'eux, Le père de Rachel.
Sadece yaratıcılık.
License créative, rien de plus.
Yaratıcım.
Mon fabriquant.
Henüz yaratıcı aşamadayken annemleri grub çalışmasına davet etmek bence pek de iyi bir fikir olmaz.
Je ne pense pas qu'inviter mes mères aussi tôt à une répétition du groupe soit une bonne idée dans le processus créatif,
Çünkü farklı etnik kökenden, dinden ve kültürden çocukların bir araya gelmesinin öğrenme ve yaratıcılık düzeyini zenginleştirdiği kanıtlandı.
Car quand les enfant de différentes ethnies, religions et cultures se réunissent, il est prouvé que cela enrichi l'apprentissage et la créativité
Yaratıcınla tanışmak baya zor bir şey olsa gerek.
Ça doit être un enfer de rencontrer ton créateur.
- Biraz daha yaratıcı bir şey bulamadın mı?
Tu n'aurais pas pu inventer quelque chose de plus imaginatif?
Daima yaratıcı çözümler buluyormuşsun.
Que vous avez des solutions créatives.
Eğer yaratıcı bir pantolon ise, duymamayı tercih ederim.
Si c'est un autre type de pantalon trop serré, je préfère pas.
Mükemmel bir sanatçı olduğumu düşünmüyorum. Çok yaratıcısın. Sadece bir hobi.
Je ne suis pas une grande artiste.
Çok yaratıcısın.
Vous êtes prolifique.
Kargo şortun yaratıcısı Pierre Le Croissant'ın randevuya ihtiyacı olduğunu mu düşünüyorsun?
Faites vraiment vous pensez ce Pierre L'Croissant, l'inventeur de la cargaison brusquement, est habitué à attendre pour un rendez-vous?
Olabilir ama virüsü kurtaran da senin fikrin ve yaratıcılığındı.
Peut-être, mais c'est votre idée et votre ingéniosité qui ont sauvé le virus.
Pekala, Peter iktidarsızlık sorunun çözümünde bazen yaratıcı olmalısın.
Pour guérir l'impuissance, il faut savoir être innovant.
Onlara bir yön veririm,... o yönü tamamlamaları için yaratıcılıklarını çalışmalarına izin veririm.
Je leur donne une instruction, et je laisse leur créativité accomplir cette instruction.
Bay Moody'e nasıl bir yön verdiniz ki,... yaratıcılığını bunu yapmak için kullanmış olabilsin?
Quelle instruction lui avez-vous donnée pour qu'il ait exercé sa créativité pour faire ça?
Yaratıcıya inanmanı bile sağlayabilir.
Ça vous évoque le créateur.
Koca bir vakit öldürgeci. Yaratıcılığı bitirir.
ça gaspille du temps et tue la productivité.
- Kendimi yaratıcı şekilde ifade ediyorum.
Je m'exprime à travers l'art.
Tanrı'ya, Ulu Baba'ya, cennet ve yeryüzünün yaratıcısına inanıyor musunuz?
Croyez-vous en Dieu, le Père Tout-Puissant, créateur du ciel et de la terre?
Korkarım Jedi'lar bazı klonlara yaratıcı düşünme konusunda ilham vermişler.
Je crains que les idées fantasques des Jedi n'inspirent certains clones.
Onun yaratıcılığına ve deneysellikteki dehasına hayrandılar ama onun görünmez "kuvvet alanlarını" ve ışık ve kütleçekimi hakkındaki fikirlerini mesnetsiz buluyorlardı.
Ils admirèrent son inventivité et son génie pour l'expérimentation, mais ils considéraient ses invisibles "lignes de force"
- Çok yaratıcı.
Inspiré!
Yaratıcı bir şeyler düşündüm.
J'ai pensé faire preuve de créativité.
İşte şimdi kâğıt dolu bir kutu dışında bir şeyler düşünüp yaratıcı oluyorsun.
Là, t'es créatif. Tu penses différemment.
- Çok yaratıcı bir yapıbozum tarifiyle palmiye özünden Normandiya usulü sülün hazırlamıştı.
- Il a fait le plus inventif faisan Normandie déstructuré avec des choux palmistes.
Eski yaratıcıdan bir çizgi daha Teğmen Terrence?
Une autre ligne d'un ancien auteur, lieutenant Terrence?
Yaratıcılar, koruyucular, ve besleyenler.
Créateurs, protecteurs, et éducateurs.
Yaratıcın olarak, sana emrediyorum sonra.
En tant que ton créateur, je t'ordonne... plus tard.
Yaratıcın sana ne derse onu yapacaksın.
Tu feras ce que ton créateur t'ordonne.
Yaratıcım o olabilir ama göt gibi bariz ki beni o yetiştirmedi.
Il est peut-être mon créateur, mais il ne m'a pas élevé.
Sana için çok kötü bir yaratıcı oldum.
J'ai été un créateur déplorable.
Yaratıcın olarak seni serbest bırakıyorum.
En tant que ton créateur... je te libère.
Yaratıcın olarak, Jessica, seni serbest bırakıyorum.
Ton créateur, Jessica... t'affranchit.
Tamam, yani kızı tanımıyorsun ama yaratıcısını tanıyor musun?
Tu la connais pas, mais lui, oui?
Yaratıcıydı.
Ça c'est original.
Senin yaratıcını görmek için sabırsızlanıyorum.
Il me tarde de voir qui t'a engendré.
" Önünde duran şey artık bir hayvan, bir yaratık değildir.
La chose debout devant vous c'est plus un animal, un de ses semblables,
Aaron bizim yaratıcımız sensin. Lütfen bizi öldürme.
Tu es notre créateur.
- Bitirmeme izin verin. Çünkü ben bunun bir tür kötü ergen amfibik-insan karışımı bir yaratık olduğunu düşünmüştüm. O zaman evet.
- Laissez-moi finir car je pense que c'est une sorte de créature contre-nature hybride mi-humaine mi-amphibienne.
- Yaratıcılığı zorlayamazsın!
Tu ne peux pas forcer la créativité!
Evet, çünkü biz birbirleri için yaratılmış çiftiz ahmak birbirleri için yaratılan çiftler bunu yapar.
Oui, parce qu'on est des âmes soeurs, mec, et c'est ce que font les âmes soeurs.
Çünkü kadın lanet olasıca bir yaratık.
Parce que c'est un fichu monstre!
Biliyoruz artık, klonların yaratılmasına öncülük edenin başından beri Dooku olduğunu.
Nous savons maintenant qui a guidé la création des clones depuis le début, Dooku c'était.
Daha da şaşırtıcı olansa bu yaratıkların sekiz milyon yıllık ölüm gibi bir uykudan uyanmış olmalarıydı.
Ces créatures sont encore plus incroyables, réveillées d'un sommeil de 8 millions d'années.
Bu yüzden mezar taşlarında hayvan benzeri yaratıklar olarak tasvir ediliriz.
C'est pourquoi nous sommes représentés comme des créatures ressemblant à des animaux sur les murs des tombes.
Sanki bir şey Hücrelerini alıp Tamamen farklı bir şey yaratıyor.
C'est comme si quelque chose avait modifié la structure des cellules et est en train de créer quelque chose de complètement différent.
Orada köpek suratlı bir insansı yaratığın heykelinin olması da mı tesadüf?
Ah ouais? C'est une coïncidence qu'il y ait une statue d'un homme à tête de chien par là?
Tek yazan, ana malzemesi azgın teke otuymuş bu da duyu sinirlerini harekete geçiriyormuş ve stres azaltma etkisi yaratıyormuş.
Tout ce qu'il dit, c'est que son principal ingrédient est l'épimède. et qu'elle "tonifie et apaise la fatigue pour un effet anti-stress".
Merlotte'un veya Bellefleur'un Yeri'nde adı her ne ise işte, Jason'la oturuyordum ve bana kızın yaratıcısının Hep-V'den ölüyor olduğunu söyledi.
Au Bellefleur's, si tu préfères. Son créateur a l'hépatite V.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]